Gazze’de yaşanan vahim katliamlar, işlenen savaş suçları, soykırım faaliyetleri artık dayanılmaz hâle geldi.

İsrail son olarak Refah’ta bir çadır kenti bombaladı.

Hem de ne bombalama! Tam yedi füzeyle garip-gurebanın üzerine alev toplarıyla çöktü.

Görüntüler, arşıâlâyı titretti.

El kadar bebelerin başları gövdelerinden ayrılmıştı.

10 yaşındaki çocuk, çadırda babasının yanışını kahrolarak izlemek zorunda kaldı.

Gazze, cehennemden bir gün yaşadı geçtiğimiz pazar gecesi.

İsrail, soykırımı derinleştirmesi ve bunda ısrar etmesiyle birlikte devlet olma vasfını tamamen kaybetmiştir. Zaten işgalci bir yapıydı. Zaten suni-yapma bir yapı içerisinde devletimsi bir imaj vermek adına, âdeta verilen rolü yansıtmaya çalışıyordu...

Gelinen aşamada yeni nesil terörist yapılara taş çıkarır şekilde dehşetengiz katliamlara ve hukuk tanımazlıklara imza attı.

Son katliamdan sadece iki gün önce Uluslararası Adalet Divanı yeni tedbir kararlarında, İsrail'in Refah'a yönelik saldırılarını derhâl durdurmasına, insani yardımları engellememesine ve suçlarını araştıracak BM görevlilerinin Gazze'ye girişine izin vermesine hükmetmişti.

Fakat heyhat!

Zalim, zalimliğinde ısrar ediyor ve tüm dünyaya meydan okuyor.

Fakat dünya tüm bu acıların ve kuralsızlığın yükünü çekemez hâle geldi.

Halklar ayakta!

Üniversitelerden sokaklara, sanatçılardan sivil topluma kadar her kesim İsrail’e “Hayır” diyor.

Dünya “Hayır” demekle kalmayarak Filistin’i daha fazla uluslararası sistemin içinde görmek istediğini ifade ediyor.

Bunun en somut adımlarını İspanya, Norveç ve İrlanda’nın Filistin devletini resmen tanımasıyla müşahede etmiş olduk.

Sivil yerli halkı katleden, aç bırakan, kıtlığa mahkûm eden, hastane-okul-ibadethane bombalayan, yasaklı silahları kullanan İsrail’in sonu yakındır.

Tarihin en kara günlerinin kaydedildiği bugünlerde ülkemin hesabına düşenlerden biri de çifte vatandaş olarak İsrail ordusuna katılan Türk kimlikli kişilerin varlığıdır.

İnsanlıktan kopmuş bu kişilerin Türk vatandaşlıkları iptal edilmeli.

Türk kimlikli biri İsrail ordusunda görev yapamamalı!

Sosyal medyadan paylaşımlar yaparak hem İsrail ordusuna övgü dizen hem de Türkiye’ye göz kırpan bu kimliksizlerin ilişiği asil ülkemizle tamamen kesilmeli.

Bir diğer tartışmamız gereken ise siyonizmin ülkemizde yasaklanması konusudur.

Hastalıklı bir anlayış olarak siyonizmin övülmesi, propagandasının yapılması canım ülkemde tamamen yasaklanmalıdır.

Asil ülkeme yakışan bu yönde bir duruş sergilemektir.