Geçtiğimiz perşembe günü Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faizleri 250 baz puan artırarak yüzde 45 seviyesine getirmiş oldu.

Bu faiz artırımı piyasanın beklentisi yönündeydi ve zaten artırım birkaç gün öncesinden piyasa tarafından satın alınmıştı.

Burada öne çıkan soru şu: “Bundan sonra faiz artırımları devam edecek mi?”

Eğer faiz artırımları devam edecekse söz konusu artırımlar daha ne kadar sürecek soruları ön plana çıkmış durumda.

Kanımca Merkez Bankası bu artırımdan sonra piyasayı biraz gözlemleyecek; belki birkaç ay boyunca faiz artırımı yapmayarak piyasanın duruşunu yakından takip edecektir.

Piyasanın verdiği tepkiye ve hedeflerin tutturulmasına göre de faizlerde düşme yönünde bir yönelim olması kuvvetle muhtemeldir.

Tüm gelişmeler hedeflerin ne kadar tutturulabildiğiyle ilgili olarak yönlenecek gibi durmaktadır.

Perşembe günü gerçekleşen faiz artırımı sonrasında Merkez Bankası tarafından enflasyonun düşmesi yönünde bir beklentinin olduğu ve bunun sağlanması için gerekli çalışmaların yapıldığı anlamında bir açıklama ile aylık enflasyonun düşmesi beklentisinin altı kalın puntolarla çizilmiştir.

Peki, eğer aylık enflasyonun düşmesi yeterli olacak mı diye bir soru ön plana çıkarsa bunun cevabı ne olur diye soranlar için belirtmek gerekir ki; Merkez Bankasının yaptığı açıklamanın yorumunda, sadece aylık enflasyonun düşmesi yeterli olmayacaktır yaklaşımı son derece belirgin konumdadır.

Öncelikle aylık enflasyonun düşmesi sağlandıktan sonra bir sonraki adımda, enflasyonun gelmesi istenen nokta ilgili beklentilerin öngörülen tahmin aralığına yakın seyretmesi durumu izlenilecektir.

Tabii burada amaç sadece enflasyonun düşürülmesi değil, enflasyonun beklentiler doğrultusunda bir aralığa indirilmesi olacaktır.

Sadece enflasyonu indirmek yeterli bir hedef değildir. Bakın, girdiğiniz her ortamda konuşulan tek ekonomik konu var; onun adı da enflasyon.

Hayat pahalılığı, toplumun her kesiminin öncelikli konusu olmasının yanında herkesin şikâyet ettiği tek ortak konu durumunda.

Dolayısıyla bu sorunun çözümü ne kadar hızlı olursa toplum, ekonomik anlamda o kadar rahat nefes alarak hayatını makul bir şekilde sürdürebilecektir. Aksi durumda, sosyal hayatın her tarafında sorunlar artarak katlanmaya devam edecektir.

Bu anlamda toplumda özellikle yerel seçimler sonrasında fiyatların daha da yukarılara doğru çıkabileceğiyle ilgili bir yaklaşım söz konusu maalesef. Toplumun içerisinde zaman geçiren herkes bunun farkında.

Öncelikle söz konusu algıyı kırmak gerekiyor; özellikle seçimlere iki ay gibi bir sürenin kaldığı şu içinde olduğumuz günlerde…

İnanın bu algı kırılabilirse enflasyonla ilgili önemli bir basamak aşılmış olabilir.

Gittiğiniz her yerde, bulunduğunuz her ortamda bu konu ciddi derecede konuşulur durumda maalesef.

Umarım bir an önce bu süreçten çıkılır ve enflasyonun düşeceğine olan inanç toplumun ortak bilincine tastamam yerleşir.

Sonrasında da vatandaşın alım gücünün yükseldiği bir süreç başlayarak toplumda bu anlamda pozitif bir hava yakalanır ve herkesin rahat bir şekilde ekonomik aktivitelerini yapabildiği bir döneme girilir.

Alım gücünün yükseltilmesi en önemli hedef olarak görülmeli ve bu uğurda yapılabilecek tüm çalışmalar zaman kaybetmeden ifa edilmelidir.