Değerli dostlar.

Öncelikle sizlere yeniden yazıyor olmanın mutluluğunu yaşıyorum.

Malum. Anneannem rahmetli olduğundan beri, kalem oynatamadım.

Ama bugünden sonra, eskisi gibi sizlerle birlikte olmaya devam edeceğim inşallah.

Özel güvenlik sektörüyle alakalı tarafıma çokça ileti gönderdiğiniz için, önemli sorunların olduğunu sezinlemem uzun sürmedi.

Elbette ki güvenlik, insanın en az yeme, içme, barınma ve giyinme gibi temel ihtiyaçlarından biridir.

Güvenliğinden şüphe duyulan bir yerde insanoğlu, tabi ki yaşayamaz.

Son yaşanan üzücü olayları da hesaba katarsak, ülkemizde güvenlik sektörü her geçen gün ivme kaydetmektedir.

Öyle ki, 2004 yılında Türkiye genelinde sadece 21 özel güvenlik şirketi varken, 2016 sonu itibariyle bu rakam, 1500’leri buldu.

Özel güvenlik birimleri, hem devletin genel kolluk kuvvetinin yükünü azaltır, hem de ciddi bir istihdam kaynağı oluşturur.

Evet, güvenlik sektörü öyle az buz değil, çok ciddi bir istihdam kaynağıdır.

Örnek vereyim mi?

2016 sonu verilerine göre Türkiye’de, 300.000’e yakın güvenlik görevlileri mevcuttu.

Sizlerden gelen iletileri de dikkate alarak, problemlerinizi maddeler halinde ele almayı uygun gördüm ve çözüm önerileri sundum.

İşte o maddeler;

Özel güvenliğin en önemli sorunu, evvela bir meslek olarak algılanmayışıdır. Meslek yerine, -daha iyi bir iş bulana kadar- “basamak” olarak algılanmasıdır.Basamak olarak kullanımlar da ister istemez, firmaların gözünden kaçmamaktadır. Bu nedenle çalışanlara, ona göre muamele başlamaktadır. İşyerinde psikolojik yıldırma, bitmek tükenmek bilmeyen rotasyonlar ve dahası…Güvenlik sektörünün en önemli açıklarından biri de bence, rütbe kavramının olmayışı ve sivil bir yapıda çalışmasıdır. Güvenlik amiri ve personeli olarak sadece iki ayrı statünün olmasıdır. Halbuki asker ya da polisteki gibi rütbelemeler hem mesleğin karizmasını artırır, hem çalışanların şevkini ve gelir düzeyini…5188 sayılı Özel Güvenlik kanunu vatandaşın, güvenlik görevlilerine karşı bir takım kaba davranışında caydırıcı önlemler sunmuyor. Çünkü özel güvenliklerin yetkileri, yaptırımlar konusunda yetersiz kalıyor. Düşünün, üst arama yetkisi dahi olmayan özel güvenlik görevlisi nasıl olur da bulunduğu yerde otoriter sistemi oluşturabilir? Kanun derhal geliştirilmelidir.Özel güvenlik görevlilerinin yüzde doksanı, haklarını bilmiyorlar. Bu vesileyle hem şirketin, hem de vatandaşın altında kalabiliyorlar.Özel güvenlik sektöründe eğitim düzeyi ve orta düzey yabancı dil bilgisi de aranmalıdır. Özel güvenlik görevlisi olmanın en alt kriteri, en az lise mezunu olmalıdır.Silahlı/Silahsız güvenlik görevlisi kavramı derhal kaldırılmalı ve bütün özel güvenlik görevlileri, silah eğitiminden geçirilmelidir. Teorik eğitimler de, 2 hafta gibi kısa bir zaman diliminde değil, en az 3 aylık ciddi bir süreci kapsamalıdır.5 yılda bir kart değişimi ve gereksiz masraflar kaldırılmalı, onun yerine personeller, yılda en az ikişer kez genel sağlık taraması ve yazılı-sözlü sınava tabi tutulmalıdır.

Her özel güvenlik firmasının mutlaka bir psikologu bulunmalıdır. Çalışanlar sıklıkla psikolojik sağaltımlardan geçirilmelidir.Son olarak güvenlik sektöründe çalışanlar, bu görevi elde etmek için ciddi bir kurs ve soruşturma evrelerinden geçtikleri için, asgari gelirleri bir temizlik personeliyle aynı olmamalıdır.