Dün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bu sorunun cevabını aradım. Meclis Başkan Vekili Ahmet Aydın’a, Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ’a, Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan’a, İstanbul Milletvekili Abdullah Başçı’ya ve Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıç’a mikrofonu uzattım. Bakın ‘Halep’ denince neler söylediler:
TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın:
Halep deyince bir insanlık dramı, bir vahşet, insanlığın katledildiği günümüz dünyasında görmek istemediğimiz manzaralar akla geliyor. Halep deyince bir şehrin yok oluşu, bir medeniyetin yitirilişi akla geliyor. Halep, bütün bir dünyanın nasıl körler ve sağırları oynadığını; Ölenlerin Müslüman olduğunda batının ne kadar dikkatsiz ne kadar vurdumduymaz ve ne kadar sırtını döndüğünü bize gösteriyor. Artık batı haçlı zihniyetini bırakmak durumundadır.
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ:
Halep’te İnsanlar açlıkla, namuslarıyla imtihan ediliyorlar. İlk Meclis’te bir milletvekili kürsüye çıkarak, şunları söylüyordu:
‘Türkiye’nin güney müdafaası Halep’ten başlar, Musul’dan, Kerkük’ten başlar. Batı müdafaası Edirne’den başlamaz, Kırklareli’nden başlamaz, Selanik’ten başlar, Kosova’dan başlar, Makedonya’dan başlar, Bosna’dan başlar.’
Halep, Osmanlı’da da kurtuluş savaşında da bizim için mihenk noktalarından biriydi. Emperyalist güçlerin Hedefleri Esed’i bahane ederek Suriye’de bölünmüşlüğü oluşturmak ve aynı zamanda Türkmenleri orada bulundurmamak. Araplar’ı orada bulundurmamak ve buradan Türkiye’yi tehdit etmek. Ancak bir yandan Türkiye, diğer yandan uyanan Türk dünyası ve İslam dünyası liderleri ve vicdan sahibi batılı liderler buna müdahale edeceklerdir. Halep insanlığın iflasının bittiği noktada yeniden tecelli edecek.
Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan:
“Peygamber Efendimiz ‘Şam müminlerine, Şam münafıklarının galip gelmesi haramdır’ diyor. Peygamber efendimiz ve ne dediyse doğrudur. Müminler muhakkak ve muhakkak galip geleceklerdir. Bugün sahte zafer naraları atanlar, yarın nasıl bir akıbetle karşı karşıya kalacaklarını bütün dünya yakından izlesin.
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıç:
Osmanlı döneminde 401 yıl Halep huzurun, kardeşliğin, birliğin dirliğin, varlığın, sevginin şehri idi. Son Osmanlı idarecisi Halep’ten ayrılırken ‘işte geldik gidiyoruz, şen olasın Halep şehri’ demişti. O günden bugüne asla şen olamadı, asla huzur bulamadı.
İstanbul Milletvekili Abdullah Başçı:
Türkiye’nin girişimleri ile ateşkes ilan edildi. Fakat Şii milisler saldırı düzenleyerek bozdu. Bosna da yaşanan acı şimdi Halep’te yaşanıyor. Türkiye her zaman olduğu gibi mazlumun yanında ve sıkıntılara çözüm bulmaya çalışıyor…
***
Konuşmak istemeyen parlamenterler de oldu elbette. Saygı duydum. Tasamız tarihe not düşülmesine katkı sunmak adına parlamenterlerimizin de görüşlerini kayda geçirmekti. Müslümanlar’ın zulüm karşısında kalplerinin bir atmasıdır esas olan…