Türkiye, savunma sanayisinde sessiz devrim yaptı.

5. nesil uçağımız olan KAAN, ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Bu arada, bu çapta bir uçağı dünyada sadece beş ülke yapabiliyor.

Rahmetli Alev Alatlı’nın dediği gibi, “Kim bilir daha gösterilmeyen neler var?”

Şu hâlde bile Yunan medyası savunma sanayisi atılımlarımızı, SİHA’larımızı, uçaklarımızı, yerli mühimmatlarımızı bizden daha fazla gündem yapıyor.

Evet, ‘sessiz devrim’ dedim. Birilerinin tahayyül sınırlarını aşan bir realite bu!

‘Üçüncü Dünya Savaşı’nın çok sofistike bir şekilde yürütüldüğü şu süreçte bir şeye muhtacız; o da güç ve etki alanı oluşturmaktır!

Etrafımızı saran Amerikan emperyalizmi ve siyonist yapı pusuda bekliyor ve tökezlediğimiz an tepemize çökecekler. Bundan şüpheniz olmasın!

Böyle bir süreçte askerî güç olmak durumundayız.

Kendi imkânlarımızla en ileri teknolojiyi yapmaya mecburuz; tam bağımsız olabilmek ve bu topraklarda hür ve bağımsız yaşayabilmek için!

 

BAŞARIDAKİ EN BÜYÜK PAY ERDOĞAN’INDIR

KAAN gökyüzünde süzülerek gövde gösterisi yaptı.

Milletimizin göğsü kabardı, gurur duydu.

Fakat medyadaki hazımsız kesim, bu gelişmeyi sindiremedi. Önce uçağı kalorifer peteğine benzettiler. Sonra “Bu, uçak değil makettir.” dediler. Uçtuğunu görünce de “Bu ürün, Erdoğan’ın başarısı değil; 1970’lerden beri süregelen bir birikimin yansıması.” diye başarıyı değersizleştirmeye çalıştılar. “Uçaklar seçim malzemesi yapılıyor” diyerek de başarının AK Parti hanesine yazılması ve oluşacak muhtemel artı değerden dolayı ödlerinin koptuğunu faş etmiş oldular.

Pardon ama bu Erdoğan’ın başarısı değil de nedir?

Siyasi iradenin desteği, motivasyonu, talimatı olmadan ne üretilebilir ki?

Siyasi iradenin açtığı alan ve imkân ile tüm gelişmeler hayata geçirilmekte!

Recep Tayyip Erdoğan bu projeler için “Kefenimi giydim” diyerek siyaset yapma pratiğini ortaya koymasaydı, derin güçlerle mücadele etmeseydi, vesayetleri bitirmeseydi acaba biz bu uçakları uçurabilir miydik?

DÜN NEDEN YAPAMADIK?

Daha önce deneyimlediğimiz bir konudur.

Bu milletin evlatları başarılıdır.

Bu milletin evlatlarının kafası üst seviyede çalışır; üretir, özverilidir ve çalışkandır.

Ve fakat şu soruyu sorma zamanı! Bu uçakları dün neden yapamadık? 40’larda, 70’lerde neden yapamadık da yerli ürünler; neden 2017’de, 2023’te, 2024’te yapılabiliyor?

Şimdi bu güruha seslenmek istiyorum; daha önce bu millet, bu ve benzeri atılımları yapmadı mı? Yaptı.

Ama yaptığına bin pişman ettiniz!

Bu milletin hafızasıyla dalga geçmeyin!

1940’lı yıllardaki uçak üretimi girişimlerimizin, yerli otomobil başarımızın köküne kim kibrit suyu döktü?

Kim fabrikaları yaktı?

Kim girişimlerde bulunan insanlarımızı iflas ettirdi?

Kim mühendislerimize suikast düzenledi?

Başarılı bürokratlarımızı tek tek avlayan kimlerdi?

Yerli savunma sanayisi hamlesini hayata geçirmeye çalışan Erbakan’a kim darbe yaptı?

İşte bugün Erdoğan’ın başarısını küçümseyenler, dün de yapılmasın diye binbir pisliği hayata geçirenlerdi.

TÜRKİYE HOMOJEN DEĞİL!

Bu ülkenin başarısı söz konusu olduğunda “amacı-fakatçı güruh” var ya, bunların topunun sahibi dışarıdadır.

İçeride homurdananlar sadece hizmetçi, kukla ve taklitçi!

Tasmaları nereye çekiştiriliyorsa yönleri oraya dönüveriyor.

Bakınız, bu ülkede PKK ile mücadele kapsamında sınır ötesi operasyonları destekleyenlerin oranı yüzde 75.

Peki soruyorum; yüzde 25, PKK ile mücadeleden neden rahatsız?

Bu yüzde 25’i kimler oluşturuyor?

Bu yüzde 25’i her daim göz önünde bulundurmalıyız.

Bunlar takoz siyasetini yapanlardır!

Bunların ipi ABD’ye ve siyonistlere bağlıdır.

Bunlar barışta da savaşta da her an ihanet etme potansiyeli taşır.

Maalesef Türkiye homojen bir topluluk değil.

İçimizde uçak yaptığımızda sevinemeyen, lideri tebrik edemeyen, halkın teveccühünden rahatsız olan, halkı aşağılamaktan ve demoralize etmekten beslenen bir yapı var.

Ve bunlar hiçbir zaman yerli ve millî reflekslerle hareket etmeyecekler.

Bu yapıya inat, ilan ediyorum.

Yerli savunma sanayisinin geldiği aşama ve başarı, Erdoğan’ın başarısıdır.

Teşekkürler Erdoğan.