Kiminin İsrail ile anlaşma, kiminin de İsrail ile normalleşme adını verdiği son gelişme pek çok kişiyi memnun etmedi (Etmesi de gerekmiyor). Benim için bu hususta asıl önemli olan bilhassa Gazze’de yaşayan Filistinliler’in ne düşündüğüdür.

Yukarıda da belirttiğim gibi terörist İsrail’in zulmü altında yaşam savaşı veren mazlumlara faydası olacaksa içimize sinmese de geçici bir çözüm olarak kabul edebiliriz. Tekraren söylemeliyim bu asla nihaî ve ideal bir çözüm ve hedef değil.

İsrail ile anlaşma, Rusya ile diyalog, daha gerilere de gidersek çözüm süreci, Gezi olayları, 17-25 Aralık-paralel yapı ile mücadele, dış politika ve benzeri hususlarda Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirecek çok şey de olabilir. Erdoğan elbette la yüs’el değildir. Ama yaptığı her şeyi yanlış görüp karşı çıkanlar asıl kafa karıştıranlar.

Çözüm süreci için şimdi konuşmak kolay. O günlerde herkes daha doğrusu büyük çoğunluk gidişattan memnundu. Nerdeyse 2 yıl boyunca şehit haberi gelmemiş, yöre halkı terk ettiği evlerine köylerine dönmeye başlamıştı. Munzur çayında yapılan raftingler her kanalda ballandıra ballandıra anlatılıyordu. Olan bitenlerden sonra çözüm sürecinin aynısı gibi bir süreçten kimse söz edemez.

Çünkü o yöntem denendi ve kendini Kürtlerin hamisi gören HDP/PKK asıl niyetlerinin özgürlükler demokrasi ve insan hakları gibi şeyler olmadığını çok net ortaya koydu.  Buna, barışa böyle bir şans verme denilirse şans verildi ama az önce ifade ettiklerim kullanamadı ve bundan sonra “Bize bir şans verin” deme hakları da kalmadı.

Düz ovada siyaset yapması istenen HDP hiçbir şekilde kendilerine güvenilmeyeceğini çok net ortaya koydu. Herkes bu yapıların kimlerin değirmenine su taşıdığını kimlere hizmet ettiğini çok net gördü. En net görenlerin başında da Kürt vatandaşların büyük çoğunluğu geliyor. HDP ve türevi diğer uç harfliler taşıma su ile değirmen dönmeyeceği gerçeğini de unutmuşlar.

PKK ve türevleri gibi kimin değirmenine su taşıdığını bilmeyen bir diğer terör örgütü IŞİD… En son İstanbul Yeşilköy Havaalanı’nda gerçekleştirilen terör saldırısında onlara masum insan hayatını kaybetti. Şimdi hangi ehli vicdan (yoktur ama yine böyle bir cümle kurmuş olalım) IŞİD sempatizanı, bu tip eylemlerle İslam’a ve Müslümanlar’a hizmete edildiğini söyleyebilir.

IŞİD içinde yer alana laf anlatamayacağımızı ben de biliyorum. O yüzden daha bulaşmış ama gönlünden sempati besleyenlere, katılmayı aklından geçirenlere seslenmek istiyorum. Bu yapı İslâm’a ve Müslümanlar’a hizmet etmiyor, bilâkis insanları İslam’a düşman ediyor. Herkes IŞİD denen bu yapının gerçekte kimlerin amacına hizmet ettiğini, kimlerin taşeronluğunu yaptığını bir kez daha görmeli.

Böyle canımızın haddinden fazla yandığı dönemlerde rahatça sağlıklı konuşup yazmak nerede ise imkânsızken herkesin kendini sütten çıkma ak kaşık görerek birilerini günah keçisi ilan etmesi de abesle iştigal.

Zaman bazı şeylerin ilacıdır. Birbirimizin boğazına sarılmak yerine kenetlenme, birbirimize sahip çıkma zamanındayız. Hesap vermesi gerekenler varsa onun da yeri ve zamanı gelecek.

Eğer bu bahsettiğim konularda hâlâ birileri peşinen “suçlu” deniliyorsa ilk taşı hiç günahı olmayan atsın. Güzellikler sizinle olsun…