Ortaçağda Fransızlar yoldan akan pisliklere basmamak için yüksek topuklu ayakkabıyı, lağım kokusunu örtmek için de parfümü icat etmişlerdi… Bu burada dursun.

Partizan İzmirliler, İzmir’de olağan hale gelen çöp kokularına, ardı arkası kesilmeyen su kesintilerine, üç beş damla yağmur yağdığı anda şehri istila eden su baskınlarına istemezükçü ideolojileri uğruna asla ses çıkarmıyorlardı. Ta ki körfez tarafından yayılan bok kokusu artık dayanılmaz hale gelene kadar… Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, “CHP demek çöp dağları demektir, CHP demek hava kirliliği demektir, CHP demek susuzluk demektir” dediği zamanda hemen küsüyor alınıyorlardı..

Dağlarında çiçekler açan güzel İzmir’imizde uzunca bir süredir maalesef bir lağım kokusudur almış başını gidiyormuş. Özellikle geceleri ayyuka çıkan bu bok kokusu İzmirlileri yatağında adeta ters çeviriyormuş… İzmir’de özellikle gece belli bir saatten sonra, iç körfezden kente yayılan ağır lağım kokusu, şehrin üzerine kâbus gibi çöküyormuş. Rüzgârın Çiğli yönünden estiği günlerde, tüm şehri bu pis koku sarıyormuş. İnsanlar camı açıp, balkona çıkıp şöyle derin bir nefes almak istiyormuş fakat ne mümkün.! Güneşli ve açık bir bahar gününe buram buram bok kokusuyla uyanmak artık İzmirlilerin asabını iyice bozmuş… Evlerinin her köşesine, kavun, çilek, karpuz, gül kokulu tütsüler koyuyorlarmış ama nafile… Nüfusunun büyük bir kısmını oluşturan Mardinli ve Konyalı vatandaşlarımız bile köydeki tezek kokusunu arar olmuş… Gece yatar iken yastıklara sıkılan deodorantlar ve kolonyalarda artık fayda etmiyormuş…

Şehrin her yerinden hissedilebilen koku, sıcak yaz gecelerinde biraz olsun serinleyebilmek için kendisini balkona atan vatandaşların adeta korkulu rüyası haline gelmiş. Uyku ile uyuşukluk arasında bir hayat süren vatandaşlar, Çiğli tarafından rüzgâr esmesin diye adeta dua ediyorlarmış. Uzmanlarca körfezde yapılan analiz sonucuna göre; sınır değerleri 100 ila 2 bin arasında olan fekal koliform bakteri değerleri 2 milyon, mevzuat limitleri 500 ila 10 bin arasında değişen koliform bakteri değeri de 2 milyon çıkmış. Limit değerleri 100 ila 1000 arasında değişen enterokok da bin 200 olarak ölçülmüş.Yani bakteri normal değerlerinin 1000 katı fazla çıkıyormuş.! Körfezde tuttuğu balığı koktuğu için tekrar denize atan balıkçılar da işin cabasıymış…

İzmir’e yıllardır zulüm eden, tek bir çivi bile çakmayan bu karnı tok, sırtı pek İzmir Büyük Şehir Belediyesi yetkilileri, ‘’İzmirliler, bırakın lağım kokusunu, ortalığı bokta götürse yaklaşan yerel seçimlerde yine bize oy verirler’’rahatlığı ile gayet relaks bir şekilde bu pis mevzuya pek dâhil olmak istemiyorlarmış. Atık su bedeli adı altında yıllarca İzmirlilerden para alan İzmir Büyükşehir Belediyesi vatandaşlara “Şu an kokunun nedeni henüz bulunamadı, bilim insanlarıyla konuyu araştırıyoruz..!” diyorlarmış. Hem yaklaşan yerel seçimlerin de kışın sonuna geliyor olması ve havaların serin olacak olması postu İzmir’e sermiş olan bu muhteremleri pek bi rahatlatıyormuş…

Halktan gelen yoğun tepkiler üzerine, Belediye yetkilileri vatandaşın gazını almak için açıklamalarda bulunup halka ha bre nutuk çekiyorlarmış.. Çiğli’deki atık su arıtma tesisinde geçtiğimiz haftalarda bazı problemler yaşandı, yangın çıktı falan diyorlarmış. Bilim adamları mütemadiyen konuya müdahil olarak belediye yetkililerinin canlarına yetişiyor, Koku probleminin hava sıcaklığına bağlı olarak iç körfezde birincil üretim yapan fito planktonlardan kaynaklanmış olabileceğini öne sürerek, hava sıcaklığına bağlı olarak bu fito planktonların aşırı derecede çoğalıp daha sonra öldüklerini belirterek bu pis kokuya sebep olduklarını söylüyorlarmış.

Ne dersiniz dostlar? Önüm, arkam, sağım, solum, evim, balkonum, leş gibi bok kokuyor diye feryat eden İzmirliler bu sefer, bu işin müsebbiplerine, bu bok kokusunu kendilerine reva gören CHP zihniyetini sobeleyecekler midir?

Yoksa boğma rakı içerken bu bok kokusu ile kafa yapanlar, burnunun direğini bu pis kokuya alıştıranlar, kokunun kaynağından da rahatsız olmaz da, bu işin birinci derece sorumlusundan yani İzmir Büyükşehir Belediyesinden hesap sormazlar mı ne dersiniz? Deyin hele artık sizin için deniz bitti demezler mi? Bunların hepsi aklını yele vermedi ya.!Derler inşallah…

Yok demezler diyorsanız o zaman en azından İzmir’de Kuru fasulye yasaklansın da bari diğer günahsız insanların acısı katmerlenmesin… İş bankasının ortağı CHP’lilere son söz Kızılderili Şef Seattle’den gelsin; Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak…

Demedi deme İbrahim.! Bak bu sefer İttifak geliyeah, İzmir elden gidiyeah…

Allah’a emanet..