Hizmet sektöründe motivasyon çok önemli. İnsanların yaşamlarını doğrudan etkileyen bir sektörün kontrolsüz bırakılması elbette düşünülemez. Özel sektörün büyük bir bölümünün acımasızlığı ile kamu sektörünün rehaveti ve rahatlığı arasında, objektif kriterlerle ölçülebilir ve çalışanı destekleyen çalışmayanı teşvik eden bir performans sistemi bir türlü oluşturulamadı.

Gelişmişliğin en önemli kriteri her meslek grubundaki insanın işini bihakkın yapmasıyla, üretilen hizmetin sadece ve sadece niteliğine bakılarak değerlendirilmesiyle, evrensel gelişmişlik ve üretkenlik konumuna ulaşılmasıyla mümkün olmaktadır. Kamu sektörü iş garantisiyle ön plana çıkmaktadır. Bu güvence çalışanlar ve meslek örgütleri bakımından çok önemli ve vazgeçilmez ilke olarak ortaya konmaktadır.

İş güvencisi ilkesinin içi iyi doldurulmadığı takdirde insan gücü israfına, hatta savurganlığına yol açmaktadır. Kamuda 3 milyona yakın çalışan insanımızın hayatını kolaylaştırıcı alanlarda hizmet üretmektedir. Dünyada yapılan hiçbir işin karşılıksız kalması mümkün değildir. Bir makamı işgal eden kişinin işini tam anlamıyla yapmasının temin edilmesi gerekmektedir. İşini yapmayanlara gösterilen müsamaha işi yapanların cezalandırılması ya da işini yapmayanların ödüllendirilmesi olarak yorumlanabilmektedir.

Kamu personel rejiminde ödül uygulaması çalışanların takdirini kazanamamıştır. Çok önemli çalışma yaptığı halde dosyasında küçük bir teşekkür belgesi olmayan yüz binlerce çalışana rastlamak mümkün. Fakat vasatın üzerine çıkamadığı halde dosyası ödül belgelerinin envai çeşidiyle dolu kamu çalışanı sayısı da azımsanamayacak sayıdadır. Peki, çözüm nedir? Çözüm ödül yönetmeliğinin somut üretim ve başarı kıstasıyla yeniden oluşturulmasıdır.

Projeler, projelerde alınan ödüller, hitap ettiği kitlenin memnuniyeti, fedakârlık, çalışma mekânlarının ve yerlerinin zorluğu gibi kıstaslar devreye alınmalıdır. İşini yapmayan, sürekli problem çıkaran kamu çalışanları ise eğitime alınmalı, gelişme olmuyorsa tenzili rütbe yapılmalı, yine problem devam ediyorsa kamu görevinden çıkarılmalıdır.

Tüm bu öneri ve eleştirilerin çözüm mecrası uygulanabilir, objektif, teşviki önceleyen ve üretime değer veren bir performans sistemidir. Vur deyince öldür pozisyonuna düşmemek gerekir. Geçtiğimiz yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı performans sitemi çerçevesinde öğretmeni öğrenciye, veliye, diğer öğretmenlere not verdirme şeklinde bir uygulamaya gitti ve sahada bu uygulama kabul görmedi. Bir okulda ya da bir kurumda kimin işini iyi yaptığı, kimin işi rölantiye aldığı, kimin ise işini savsakladı o kurumda çalışan herkesin malumudur. Önemli olan haksızlık yapmadan, iyi niyetle ve kamu hizmeti ciddiyetiyle olaya yaklaşmaktır.

Sürekli en zor görevi işini en iyi yapana vererek, üretken olmayan personelle yüz göz olmamak adına onları serbest bırakarak bir yere varılmaz. Kamu hizmeti bir yönüyle devlet hizmetidir. Mutlaka objektif kriterler getirmek, işini iyi yapanı maddi manevi ödüllendirmek işini yapmayanı ise maddi manevi cezalandırmak esas olmalıdır.