İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, birkaç gün önce anne ve babasıyla birlikte umre yapmak için Suudi Arabistan’a gitti.

Seçimlerin yaklaştığı bir dönemde Altılı Masa’nın muhtemel cumhurbaşkanı adayları arasında adı geçen İmamoğlu’nun bu ziyareti ve Mescid-i Haram’dan gönderdiği ihramlı fotoğrafı, “seçim hamlesi” olarak yorumlandı.

İBB Başkanı, yerel seçimlerden hemen önce de İstanbul’daki Eyüp Sultan Camii’ne giderek kameralar önünde Yasin Suresi’nden ayetler okumuştu.

İmamoğlu’nun umre dönüşü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhalefetine rağmen gemileri yakma pahasına da olsa cumhurbaşkanlığına adaylığını ilan edeceği öne sürülüyor.

Öyle bir adım atıp atmayacağını ve şayet atarsa CHP ve Altılı Masa tarafından nasıl karşılanacağını bekleyip göreceğiz.

Umre ziyaretinin kamuoyunda yıpranan imajı onarma ve propaganda amacıyla yapıldığı iddialarına gelince…

İBB Başkanı’nın gerçekte hangi niyetle umreye gittiğini bilmemiz imkânsız.

Kalplerden geçenleri ancak Allah bilir.

Bize de İmamoğlu ve ebeveyninin ibadetleri için “Allah kabul etsin” demek düşer.

Umre ziyaretiyle ilgili benim aklıma takılan başka sorular var.

Siyasi liderlerin özellikle kritik dönemlerde yaptıkları yurt dışı gezileri daima medyanın ve kamuoyunun ilgisini çekmiştir.

Nereye gittiği, kimle görüştüğü ve ne konuştuğu merak edilir.

Örneğin Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyareti uzun süre gündem oldu.

CHP Genel Başkanı’nın beraberinde götürdüğü gazetecileri atlatarak yaklaşık 8 saat ortadan kaybolmasıyla ilgili birçok şey söylendi.

New York temaslarının ardından tarifeli uçakla Washington’a gitmesi beklenirken karayoluyla gitmeyi tercih ettiği ve yolda iki kez mola verdiği, bir okula gittiği ve o okulun özel odalarından birinde birileriyle görüştüğü iddia edildi.

FETÖ’cülerle görüşüp görüşmediği sorgulandı.

ABD’ye, İngiltere’ye veya Almanya’ya yapılan ziyaretler bu şekilde yakın takibe alınırken Suudi Arabistan’a gerçekleştirilen hac ve umre ziyaretleri “ibadet amaçlı ziyaretler” olarak değerlendirildikleri için kiminle görüşüldüğü ve ne konuşulduğu üzerinde durulmaz.

Oysa Mekke ve Medine gözlerden uzak görüşmeleri kamufle etmek için oldukça elverişlidir.

Türkiye’den biri hacca veya umreye gider.

Tam o günlerde ABD’den, Avrupa’dan veya dünyanın bir başka bölgesinden birileri de aynı gerekçeyle Suudi Arabistan’ın yolunu tutar.

Mekke veya Medine’de buluşup konuşulur.

Bu, örneğin FETÖ’nün Türkiye’ye giriş yapamayan isimlerinin Türkiye’deki örgüt üyeleriyle görüşmek için kullandığı yollardan biridir.

Her iki taraf da umreye ya da hacca gittiği için aynı anda Mekke veya Medine’de bulunmaları şüphe çekmez ve orada “gizli bir görüşme” gerçekleştirildiği kimsenin aklına gelmez.

İBB Başkanı’nın Suudi Arabistan’a bu türden bir görüşme için gittiğine dair bana ulaşan herhangi bir bilgi yok.

Dolayısıyla öyle bir iddiada bulunacak değilim.

Buna rağmen şu soruları bir türlü aklımdan çıkaramıyorum:

İmamoğlu’nun umrede olduğu günlerde acaba birileri de bir yerlerden Suudi Arabistan’a gitti mi?

İBB Başkanı Mekke’de veya Medine’de birileriyle gizlice görüştü mü?

Şayet böyle bir görüşme gerçekleşmişse neler konuşuldu?

Bu soruların cevaplarını belki önümüzdeki günlerde alabiliriz.