Toplumda infial uyandıran ve ana-babaların tepkiyle takip ettikleri bir konu var. Ebeveynler küresel LGBT çetesinin dizi, sinema, moda ve dijital platformlardaki propaganda faaliyeti içeren yayınlarından ciddi anlamda rahatsızlık duyuyorlar. Sosyal medyadaki kirlilik de bunun cabası.

LGBT’nin propagandasını yapan yayınların yanı sıra bunun savunuculuğunu yapan dernekler mevcut.

Derneklerin ürettiği projelerin “aklı ve pazarlaması” yabancı tandanslı teknikleri haiz. Bu yöntemlerle özellikle sözde rol modelleri sahaya sürerek gerek kişi bazında gerekse proje bazlı reklam ve propaganda ile işlerini hiç ara vermeden yürütüyorlar.

LGBT’nin faaliyetlerini daha etkili, özendirici ve kapsamlı yapması adına maddi açıdan destekleyen finansörler de bilinen bir gerçek. Bu anlamda ülkemizdeki bu yapının bütçe sorunu yok. Yerli ve yabancı çeşitli kaynaklar, fonlar ve finansörlerden sürekli bağış alıyorlar.

LGBT’nin akademideki ayağı da çok güçlü. Psikoloji temel kitaplarında yer alan yerleşik tezlere farklı bir bakış açısı getirmek isteyen aforoz ediliyor ve fişleniyor.

ABD ve Malezya örnekliğinde hayata geçirilen “onarım terapisi” uygulaması LGBT için kâbus gibi bir şey. Oysa durumundan rahatsız olan kişilerin, toplumun normaline gelmek istemesi de bir haktır ve gerek terapi gerekse ilaç tedavisinin devlet tarafından bir hizmet olarak verilmesi icap eder. Fakat bu konuyu ülkemizde gündeme getirmek bile sakıncalı bulunuyor. LGBT’nin saldırgan ve ceberrut yapısı çoğu kimseyi tedirgin ediyor.

Tabi bu yapının bir de siyasi savunuculara ihtiyacı var. Peki, LGBT’nin siyasi savunucuları kimlerdir bu ülkede? HDP, Doğu ve Güneydoğu’da, CHP ise Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerimizde belediyeler üzerinden LGBT faaliyetlerini destekleyici politika izliyorlar. LGBT üyeleri listelerden siyasete girmeye çalışıyor, siyasi teşkilatlar içinde yer alıyorlar. Belediye Başkanları, resmi sosyal medya hesaplarından LGBT bayraklı mesajlar yayımlayarak “yürüyün, arkanızdayız” mesajı veriyorlar.

CHP’nin resmi internet sitesinde de LGBT faaliyetlerinin, propagandasının bir hak olduğunu ifade eden açıklamalar mevcut.

Geçtiğimiz gün ODTÜ’lü öğrencilerin mezuniyetlerinde açtıkları LGBT bayrağı dikkat çekti. Üniversitelerin çoğunda varlıklarını sürdüren LGBT kulüpleri de yine özendirici ve propaganda içerikli faaliyetler yapmakta. Gençlerimiz sosyal medyada, bahsi geçen sosyal kulüp ve dernekler üzerinden tuzağa çekilmekte.

Bu gidişata bir dur deme zamanı gelmiştir.

 LGBT MASAYA YATIRILMALI

Ülkemizde tablo hiç iç açıcı değil.

Öncelikle yapılması gereken iş; bu kulüp ve derneklerin tamamının kapatılmasıdır. Sosyal medyada şarkıcı adıyla kılıktan kılığa giren LGBT üyelerine pirim veren anneler de kendilerine çeki-düzen vermeli. Bu anlamda LGBT ile mücadele platformlarının kurulması ve toplumsal bilinç düzeyinin artırılması gerekmektedir.

Mücadele alanının çerçevesini netleştirmek adına şunu da not düşmek isterim. LGBT üyelerinin toplum normlarının dışındaki sıra dışı hayatını kendi özellerinde yaşaması, kendi sapkınlıkları ve günahlarıdır. Bu norm dışı hayat tarzı, kendi kişisel dünyalarıdır. Buna müdahale söz konusu olamaz. Ne devlet ne de başka bir yapı, insanların evlerinin içinde ne yaptığı ile ilgilenmez. Fakat ne zaman bu sapkın alışkanlıklarının reklamını yapmaya başlarlar… İşte o zaman, “dur” demek gerektiğini bilmek lazımdır.

Hiçbir kimse kendi ahlaksızlığını ve sapkınlığını geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza, gençlerimize yaymaya çalışamaz, çalışamamalı. Bu ölçüyü zamanında koymayı başaramadık, çok gecikmeden şimdi koymalıyız.

Maalesef ki ülke siyaseti, irtica ile meşgulken LGBT yol tutturmuş işine bakıyordu. Neyse geçmişte yapılmayanları konuşmak zaman kaybıdır, biz bugüne bakalım.

LGBT faaliyetlerinin, propaganda ve özendirici etkinliklerin önüne geçilmesi siyasi açıdan güçlü ve istekli bir ‘duruş’ gerektirir. Öyle sıradan siyasetçilerin yapabileceği bir iş değil bu. LGBT lobisi anında ipini çeker. ABD’de seçilen siyasetçilerin selam verdiği lobiler arasında bu sapkın kuruluşlar da yer alır.

Ülkemizde iş çığırından çıkmadan bu konunun akademik ve hukuki boyutlarının açık ve net biçimde ele alınması elzemdir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu konuda bir irade ortaya koymuştur. Miting alanlarında LGBT ile mücadelenin en üst seviyede hayata geçirileceğini vadetmektedir. Bu fırsat, ülkemiz geleceği için tarihidir.

“Yozlaşmaya, savrulmaya ve marjinalliğe hayır” diyorsan sandığa mutlaka gitmelisin.