Hep dikkatimi celbetmiştir. İnsanların dişlerini fırçaladıktan sonra ‘naylondan bir gülümsemeyle’ aynaya bakmalarını hadi bir şekilde anlıyorum. Lakin bir türlü anlam veremediğim şey, bazı insanlar fotoğraf çekinir iken, ya da yeni moda tabir ile selfie çekinir iken ‘neden abartılı bir şekilde gülümseme zorunluluğu’ hissediyorlar. Ya arkadaş Allah aşkına! İnsanın yüzü bir anda bu kadar nasıl değişebilir? İnanın ben anlayamıyorum anlayan varsa ne olur beri gelsin. İnanın vatandaşın otuz iki diş meydanda! Kıymetli dostlar; yeminle söylüyorum bu bedava ve izaha muhtaç görüntüler bana hiç ama hiç samimi gelmiyor. Ha bir de gülmezseniz dövüyorlar haberiniz olsun! Deli saçması gibi bir şey! Sizi bilmem ama bu tip insanlar bana hiç güven vermiyorlar. Şahsen bu tip insanların ben ikiyüzlü olduklarını, gönülden gülümsemediklerini ve sadece pişmiş kelle gibi sırıttıklarını düşünüyorum. Ha! Bilemiyorum kendilerince belki de bu zalim dünyayı çekilebilir gösterebilmek için, hem kendilerini hem de karşısındakileri kandırıyor olabilirler. Eyvallah! Lakin şahsen ben ‘gönülden geçirdikleri ile yüzlerine dökülenlerin aynı şeyler olmadığına eminim.

Kıymetli dostlar; samimi bir şekilde içinden gelerek gülümsemek gerçekten çok değerli bir davranıştır. Kolay gibi görünen ancak biraz da zor bir eylemdir. Uzun yaşamanın sırrı olarak da bilinen gülümsemenin hayatımıza etkisi de çok büyüktür. Çünkü gülümsemek, ruhumuzun vazgeçilmez tek ilacıdır. Allah için deyin hele kıymetli dostlar! Bu güne kadar gülümser iken hiç güzelleşmeyen bir yüz gördünüz mü? Hem biliyor musunuz? Gülümsemenin psikolojik ve sosyolojik etkilerinin yanı sıra sindirim, kalp, dolaşım, sinir sistemi gibi birçok hayati fonksiyonlarımıza da etkisi çok fazladır. Gülümsemek, mutluluk hormonu olarak bildiğimiz Serotonin seviyesini yükseltirken, depresyon, uyku ve yeme bozuklukları gibi pek çok psikolojik rahatsızlığa da iyi gelmektedir. Bakmayın siz bizim dünya ya öyle ağlayarak geldiğimize! Anne karnında gülümsediğimize birçok kez şahit olunmuştur. Peki ya mışıl mışıl uyurken durduk yere gülümseyen o masum bebeklere ne demeli?

Evet, kıymetli dostlar bilesiniz ki bütün insanlar hep aynı dilde gülümserler. Çünkü gülümsemek, bir yürek hareketidir ve tüm kültürlerde var olan evrensel bir selamlaşmadır. ‘İnsanlara tebessüm etmenin sadaka olduğunu’ buyuran Fahri Kâinat Efendimiz Hz. Muhammed (sas) çok güler yüzlü idi. Her daim çevresindekilere şefkatle yaklaşır ve onlara gülümserdi. ‘İşte bu yüzden gülümsemek bizim için çok değerlidir ve yürekten yüreğe akan bir nehirdir. Yuvalarımızda huzurun ve sevginin kaynağıdır. Umudun perçemi, kalbin anahtarı, yüzün zekâtıdır.’ Gülümsemek kabul olunmuş duadır. Tedavi eder, iyileştirir. Ve ikramdır, herkese çok yakışır. Dostlukları artırır, düşmanlıkları öldürür. Gelin o vakit kıymetli dostlar biz de hiç vakit kaybetmeden efendimizin bu güzel sünneti yerine getirelim.  Daha sağlıklı ve mutlu bir hayata sahip olmak için samimi bir şekilde gülümseyelim. Eğer dost ikliminde çiçek açacak ve bütün sadakaları toplayacaksak, gülümsemek için hep bir bahaneler bulalım. ‘’Hayat bir ayna gibidir. Gülümserseniz o da size gülümser’’ diyen Peace PiIgrim’e kulak verelim. Sevginin iyileştirici gücünü unutmadan veen çetin kışlarında en güzel baharlara gebe olduğunu düşünerek her şeye inat gülümseyelim…

Selametle…