Son zamanlarda Ankara’da lezzet mekânlarının sayısının günden güne arttığını sosyal medyadan paylaşan arkadaşlar vasıtasıyla çok sık duyar oldum. Ziyarete gidenleri doyurmasını iyi bilen bu kent, lezzet konusunda birbiriyle yarışan mekânların varlığıyla gündemde.

Gelin bu sefer de bağımsızlık mücadelemizin yönetim merkezi Ankara’ya renk katan leziz mekânlardan biraz bahsedelim. Tam bir asır önce 23 Nisan 1920 tarihinde kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi, hükümet merkezini Ankara olarak ilan etmiş ve 13 Ekim 1923’te de TBMM, Ankara ilini başkent olarak kabul etmişti. Bu ilimizde yöresel lezzetlerin yer aldığı ya da klasik lezzetlerin yeni ve enfes şekilde yorumlandığı pek çok mekân bulabilirsiniz.

Ankara ziyaretlerim

Bayram sonrası Allah kabul etsin, kurban kesiminden sonra sıla-i rahim için ailemin yaşadığı kent olan Ankara’ya gittim. Son zamanlarda burada olduğum vakitlerde Eskiden olduğu kadar pek fazla mekân ziyareti yapmıyorum. Ancak bu gidişimde birkaç yere uğramadan edemedim. Uzun yıllardır Ankara’ya gelir giderim, kaliteli ve nezih mekânların varlığını da hep bilirim. Hatta birçoğuna da gitmişimdir. Ancak unutamadıklarımın arasında, Gençlik Parkı’nda içtiğim semaver çay anılarım, Samanpazarı’nda Abdurrahman Tatlıcı’dan yediğim helva günlerim ve özellikle Abidinpaşa’da kardeşlerimi ziyarete gittiğimde yediğim kadayıf üzeri dondurma ziyafetlerim bulunmaktadır. Elbette öncelikle ana ocağı her Ankara’ya gidişimde, annemin Siirt yöresine özel içli köfte, pirtike çorbası, meftune ve perde pilav gibi muhteşem lezzetlerini saymalıyım.

Ankara’nın leziz mekânları

Son zamanlarda Ankara’da lezzet mekânlarının sayısının günden güne arttığını sosyal medyadan paylaşan arkadaşlar vasıtasıyla çok sık duyar oldum. Hatta geçenlerde yazdığım künefe yazısında Ankara’da iyi künefe dükkânlarından da bahsetmiştim. Ziyarete gidenleri doyurmasını iyi bilen bu kent, lezzet konusunda birbiriyle yarışan mekânların varlığıyla gündemde. Birçoğu kendi köşesinde geçmişten gelen güçlü varlığını devam ettirmeye çalışırken, kimisi de geçmişi çok olmasa da değerli ve kabiliyetli ustalara sahip olması ve lezzetiyle nam salmaktadır. Sorulması gereken en önemli sorular ise “Ankara’da ne yenir?” “Ankara’da en güzel yemekler hangi restoranlarda yapılır?” Ankara restoranlarının en bilinen yemekleri nelerdir? Yakında faaliyete geçecek olan www.lezizmekanlar.com sitemde lezzet takipçileri,il-ilçe kaliteli ve nezih mekânların listesini bulacak ve ayrıca da benim o mekân hakkında yorumumu okuyacaklardır.

Battal Yıldırım Usta ve “Battal Usta Künefe” mekânı

Önce Battal Yıldırım Usta’yı biraz tanıyalım isterseniz. Memleketi olan Gaziantep mutfak kültürüne önemli katkılar sağlamış ve“Gaziantep Mutfağını” geniş kitlelere ulaştırmayı başarmış ünlü Şef Battal Yıldırım bir dönem “Gaziantep Gastronomi ve Aşçılar Derneği Başkanlığı’nı da yapmıştır. Halen Başkan yardımcılığı görevini yürütmekte olan ve gastronomi konularında oldukça deneyimli olan Battal Usta iyi bir kebap ustası ve özellikle balcan kebap konusunda çok mahirdir. Gaziantep mutfağının kebap ve baklavadan ibaret olmadığını, yüzlerce çeşit kazan yemeği bulunduğunu söyleyen Usta, şimdilerde iyi bir künefe ustası olma yolunda. Ankara’da Gaziantep’ten tanıdığım değerli kebap ustası dostum Battal ustanın Künefe mekânı açtığını duyunca hemen uğradım. Henüz açılışını yapmamıştı ama hazırlıklar son aşamaya gelmişti. Katmerini, Künefesini ve burma kadayıfını tattım ama lezzetine doyamadım. Mümkün olsa hemen İstanbul’a bir mekân açmasında ısrar ederdim. Ankara Yenimahalle ilçesinde şimdi açılışı da yapılmış olan “Battal Usta Künefe” Ankara ‘ya tek kelimeyle muhteşem bir tatlı dükkânı kazandırmış diyebilirim. Battal Yıldırım usta, deyim yerindeyse Ankara’da ‘YDA Park Avenue’de açtığı bu mekânda tatlı fırtınaları estirecek gibi duruyor. Herkesin kabul ettiği ve onayladığı bir şekilde tatlının ve baklavanın merkezi olan Gaziantep’ten iyi ustalar getirterek katmer, kadayıf, sıcak künefe ve daha birçok çeşit tatlıda Ankaralıları lezzete doyuracak gibi görünüyor. Çok şık döşenmiş mekânın duvarları, Gaziantep Nizip’te Fırat Nehri kıyısında bulunan Zeugma Antik Kenti’nde 1998 yılındaki kazı çalışmaları esnasında çıkarılan ‘Çingene Kızı Mozaiği” ve ünlü tabloların taşlara islenmiş resimleri ile süslenmiş. Tatlıların ikram edildiği tabaklar özel tasarlanmış tam bir Antep klasiği olan bakır malzemeden oluşmakta ve ayrıca Battal usta mekânın teşrifiyle bizzat ilgilenmiş ve ortaya harika bir tatlı dükkânı çıkmış.

Ciğerci İsmet Gezer Usta ve “Ciğerci İsmet” mekânı

1983 yılında Diyarbakır’daki Class Hotel’in altında günde 10 kg ciğer kebap satarak mesleğe başlayan ismet usta, akşamları etli çiğköfte, gündüzleri de ciğer kebap ile birlikte “perdeli ciğer” yapıp satıyor. “perdeli ciğer”, Küçükbaş hayvanlarda, işkembe ile bağırsakların üzerini gömlek şeklinde saran yağ gibi bir zarla, ciğer ve karışımı içine konup etrafı dikilerek pişiriliyor ki tadına doyum olmuyor. 1990 yılında 2-3 yıl kadar başka bir yerde ciğer kebap ve etli çiğköfteye devam eden İsmet usta, 1998 yılında 5 yıl süren Şaban Market ile ortaklık kuruyor. Daha sonra ise 4 yıl süren ‘Mahsun Ocakbaşı’nı işletiyor. Usta mekânına ismini verdiği Mahsun Kırmızıgül’ün çocukluk ve asker arkadaşı, aynı zamanda abileri bacanak. 2012 yılında Şehitlik bölgesindeki Direk taksi durağı yakınında da 9 yıl süren bir ciğercilikten sonra usta 2019 yılında Ankara’ya geliyor ve bu mekânı açıyor. İşte Diyarbakırlı ünlü Ciğerci İsmet Usta Ankara’ya mekân açmış dediler, ben de Ankara‘da yaşayan değerli meslektaşım Bengütürk TV’de program yapan Ayşegül Birinci hanım ile birlikte Yenimahalle’de bulunan mekâna hemen gittik. İsmet Usta, 37 yıldır Diyarbakır’da oluşan ciğercilik konusundaki tecrübe ve hünerlerini Ankara’daki lezzet severlere göstermeye gelmiş. Lokasyon çok iyi Yenimahalle ‘de YDA Park Avenue’de caddeye bakan mekânların arasında bulunmaktadır. Masaya gelen ciğerin her haliyle şahane olduğu çok belli oluyor. Nedeni ise tümürünler güvenilir bir şekilde ta Diyarbakır’dan geliyor ve kesinlikle kuzu ciğer ’den yapılıyor. Diğer kebap ve kuzu şişte yine öyle ve çok lezizdi. Ayrıca henüz ana yemekler gelmeden masaya konulan meze çeşitleri ise tam karın duyurmalık cinsinden ve hepsi de ücretsiz. Mezeler arasında hele bir güveç var ki ana yemeği aratmıyor.

“SbmChef” restoranları ve “Askıda Yemek” projesi

Karaca Giyimde birlikte çalıştığım ‘Samancı Holding’in kurumsal satışına bakan dostum Murat Çelikel Bey’in isteği üzerine, Ankara Etimesgut bölgesindeki bağlıca mevkiinde Holding bünyesinde açılan “SbmChef” adlı mekâna gittim. Başında şef olarak TAFED üyesi iyi şeflerden Ümit Tandoğan ve restoranın idaresinde ise uzun yıllar yurtdışında gastronomi sektörüyle ilgilenmiş Osman Gürnek bulunuyor. Ben gittiğimde yeni açılacak olan mekânda yediğim biftek tam kıvamında ve lokum gibiydi. Hem şef çok iyi hem de eti aldıkları kasap Mehmet Bey’de güvenilir iyi et getiriyor. Ayrıca yine Holding bünyesinde, Ankara Antares AVM’nin içinde “sbmChef” ve Çankaya Öveçler’de “Fakirin Yeri” olarak iki restoran daha bulunmaktadır. Holding bu 2 restoranda da çok duyarlı bir çalışmaya imza atmış. “Askıda Yemek” uygulaması dedikleri yardımlaşma mantıkları resmen beni çok etkiledi. Oraya gelip de yemeğin parasını ödeyemeyecek güçte olanlara askıda bulunan yemeklerden ikram ediliyor. Gelen müşterilerde bunu iyi bildiklerinden ödedikleri yemek ücretlerine ilaveler yaparak buda askıda yemek için demekteler. Ne diyeyim, Allah sayınızı artırsın inşallah.

Kısa ve öz olarak Ankara’nın leziz mekânları bugünlük bu kadar, devamı gelecek takipte olanlara duyurulur.