Kazdağları’nın eteğinde, denizin tuzlu rüzgârına karışan zeytin kokusunun ortasında bir festival doğdu yine…

Mitolojide “ölmez ağaç” olarak anılan zeytinin anavatanı Edremit’te düzenlenen bu festival, bir kültürün, bir kimliğin ve bir barış dilinin kutlaması. Zeytin, barışın sembolü; zeytinyağı, emeğin damlası. Bu festival, her ikisini de aynı sofrada buluşturuyor.

Edremit’te lezzet, kültür ve coşku buluştu

II. Edremit Zeytinyağı Tadım Festivali, ya da yeni adıyla FestOlive, 24-25-26 Ekim günlerinde Güre sahilinde binlerce insanı aynı sofra duygusunda buluşturdu. “Gölgesinde barış, damlasında şifa, yudumunda lezzet: Zeytin” mottosuyla yola çıkan bu yılki festival, bir yaşam kültürünün yeniden hatırlanmasıydı adeta. Zeytin ağacının binlerce yıldır tanık olduğu bu topraklarda, Edremit’in kendine özgü kokusu, sesi ve rengi, üç gün boyunca katılanların tüm duyularına dokundu. Avrupa’nın dört bir yanından ve Türkiye’nin pek çok kentinden gelen yaklaşık 57.500 ziyaretçi, bu yılki FestOlive’i izlemekle kalmadı; yaşadı, tattı, öğrendi ve paylaştı.

Zeytinyağıyla gelen marka değeri

FestOlive, sadece bir eğlence değil; bir marka bilinci adımıydı. Edremit’in, Balıkesir’in ve tüm Körfez bölgesinin ekonomik, kültürel ve turistik potansiyelini bir araya getiren bu organizasyon, yerel üreticiyle küresel ilgiyi buluşturdu. Toplam 60 stantta yerel zeytinyağı üreticileri, kooperatifler ve gastronomi girişimleri, ürünlerini tanıtma ve tattırma fırsatı buldu. Edremit Ticaret Odası Başkanı Ahmet Çetin ve Edremit Ticaret Borsası Başkanı Tarkan Denizer, destek veren herkese teşekkür etti.

Lezzetle başlayan, müziğe karışan bir açılış

Cuma sabahı uçaktan iner inmez hemen festival alanına geçtik. Edremit’te hava biraz yağmurlu da olsa stantlardaki zeytinyağları altın gibi parlıyordu. Açılış, önce kortej yürüyüşü daha sonra yerel yöneticilerin ve sektör temsilcilerinin konuşmalarıyla başladı. Ardından zeytinyağı uzmanının bilgi dolu söyleşisi ve yapılan workshop katılımcılara gerçek zeytinyağının farkını bir kez daha hatırlattı. Taze ekmek parçalarına damlayan yeşil altının tadı müzikle birleşti.

Tadımın, bilginin ve rengin günü

Ertesi gün Cumartesi de bereketli geçti. Birçok isim, atölyelerde zeytinyağının mutfaktaki yerini, sağlığa katkısını ve yöresel ürünlerle uyumunu anlattı. Kazdağı Müzesi çevresinde ise apayrı bir atmosfer vardı. Benim de olduğum gastronomi ve turizm üzerine yapılan paneller “Ölmez Ağacın Gölgesinde: Miras” sergisi, Edremit’in geleceğine dair umut dolu mesajlar verdi. Akşam sahnede ise Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars vardı.

Zeytinli köyünde zeytin hasat etkinliği

Festivalin son günü Zeytinli köyündeki Varol Zeytin Fabrikasında Zeytin hasat etkinliği, insanı toprağın ve emeğin kıymetiyle buluşturdu. Edremit Zeytin Festivali’nin en bereketli anlarından biri gerçekleştirilen geleneksel zeytin hasadı oldu. Sabahın ilk ışıklarıyla başlayan hasatta, dallarından özenle toplanan Edremit tipi zeytinler, kısa sürede fabrikanın modern tesislerine taşındı. Burada zeytinler, soğuk sıkım yöntemiyle aroması korunmuş taze zeytinyağına dönüştürülmek için taşındı. Katılımcılar hem geleneksel toplama yöntemlerini deneyimledi hem de zeytinin dalından sofraya uzanan serüvenine tanıklık etti.

AB Coğrafi işaret tescilli zeytin ve zeytinyağı

Edremit, binlerce yıllık zeytin kültürüyle Ege’nin altın kalbi gibidir. Avrupa Birliği Coğrafi İşaretine sahip Edremit Zeytinyağı, kendine özgü meyvemsi aroması, düşük asit oranı ve yeşilden altın sarısına uzanan rengiyle tanınır. Körfezin yüzyıllık ağaçları bu yağa eşsiz bir karakter kazandırır. Yine AB tescilli Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini, olgunlaşmadan toplanan iri taneli zeytinlerin doğal fermantasyonla işlenmesiyle hazırlanır. Hafif acılığı, dengeli tuzu ve diri dokusuyla sofraların baş tacı. Bu iki ürün, Edremit’in bereketli toprağının, emeğin ve geleneğin de bir simgesi.

Festivale katılan zeytin ve zeytinyağı firmaları

1. Ali Pekin – Geleneksel yöntemlerle kaliteli üretim

2. Olvidas – Soğuk sıkım doğal zeytinyağı

3. Denizer – Ege’nin lezzetli zeytin mirası

4. Ruber Fossa – Gurme sofralar için premium tat

5. Herdan – Yöresel köklerden modern markalaşma

6. Nermin Hanım Zeytinliği – Kadın emeğiyle doğal üretim

7. Halil Esen – Zeytinde ustalık ve süreklilik

8. Ören – Edremit Körfezi’nin klasik lezzeti

9. Havran Doğal Gıda – Katkısız, saf ve yerel üretim

10. Ekin Kocadağ – Genç girişimle zeytin yeniliği

11. Ferhatoğlu – Gelenekten geleceğe lezzet köprüsü

12. Mavras Organik – Sertifikalı organik üretim öncüsü

13. Çakırhan – Zeytin ağacından sofraya özen

14. Eskicioğlu-Edonis – Kaliteyle özdeşleşen köklü marka

15. Zeytinci Barım – El emeğiyle üretilen incelik

16. İzzettin Bey – Usta dokunuşla geleneksel tat

17. Cem Zeytin – Doğal aromasıyla tanınan üretici

18. Cankorur Zeytincilik – Edremit’in köklü zeytin markası

19. Şık Süt; Doğal, taze, yerel, güvenilir, lezzetli.

20. Varol Zeytin – Lezzet, kalite ve güven sembolü

BigMama's Güre harika yemekler tattım. Özellikle festival alanındaki döneri muhteşemdi.

Liman Cafe & Bistro şahane bir kahvaltı yaptım.

De La Pau – Akdeniz zarafetinde butik bir kahve markası; içimini beğendim.

Ayrıca birçok otelin de alanda standı vardı.

F&S WoodArt

Alandaki stantlardan biri de F&S WoodArt idi. Sağlıklı olduğunu düşündüğüm zeytin ağacından yapılan bir kesme tahtası hediye eden marka, Kazdağları ve Kuzey Ege’nin doğasından ilham alarak 2018 yılında kuruluyor. Zeytin ağacını epoksinin modern dokusuyla buluşturarak masa, sehpa ve dekoratif objeler yapıyor. Her bir parça, ustalıkla yoğrulmuş doğallığın ve zarafetin birleşimi sanki.

Edremit mutfağı

Bir yanı Marmara’ya, bir yanı Ege’ye bakan Edremit, balıktan zeytinyağına ve peynirine kadar bilinen ve mutlaka tadılması gereken lezzetlere sahip.

Balık

Denizle bu kadar iç içe olan bir ilçenin, sofralarında da pek tabi, her türlü balığa rastlayabiliyorsunuz. Izgarasından fırınına, çorbasından salatasına pek çok şekilde karşınıza çıkan balıklar, özellikle akşam sofralarının olmazsa olmazı.

Karanfilli ekmek

Edremit’in en sevilen lezzetlerinden karanfilli ekmek, Balıkesir’in genelinde pek sık tüketilmiyor. Genellikle ramazan ve bayram günleri yapılıyor. Bunun sebebi ise karanfilin mide rahatlatıcı özelliğinden faydalanılması.

Zeytinyağlı bademli baklava

Körfez’in zeytinyağı ile yapılan bu baklava, tereyağı yerine doğal zeytinyağı kullanılmasıyla diğerlerinden ayrılır. İnce yufkalar arasına yerleştirilen badem içi, hafif şerbetle buluşur; tatlı ama ferah bir lezzet sunuyor. Tadı enfesti.

Yağlı pide

Liman Cafe’deki kahvaltıda yediğim “Yağlı Pide” Edremit fırınlarında sabahın erken saatlerinde pişirilen geleneksel bir hamur işi. Zeytinyağı ve unun uyumuyla hazırlanan bu pide, yerel otlarla hazırlanan iç harcı, çıtır kenarları ve yumuşak iç dokusuyla kahvaltıların vazgeçilmezi.

Balıkesir kaymaklısı

Unla yoğrulan hamur dinlendirilip iki tepsiye bölünerek pişirilir. Bir tepsiye kaymak sürülür, diğer tepsi onun üzerine kapatılır. Üzerine soğuk şerbet gezdirilerek soğutulur ve servis edilir.

Höşmerim

Taze peynir, yumurta ve kabartma tozuyla pişirilip yağı çıkana kadar kavrulur. Ardından irmik, un ve şeker eklenir; karıştırılarak kıvam alınca safranla renklendirilir. Soğutularak servis edilir.

Sura

Kurban Bayramı’nda yapılan bu yemekte, kuzu koluna iç pilav doldurulup dikilir, salçayla kaplanarak su eklenip pişirilir. Havran ve çevresinde toprak fırınlarda çamurla sıvanır.

Edremit mutfağı buraya sığmaz tabi. Ayrı bir yazı daha gerekiyor sanırım.