Lafı uzatmayalım beyler…

YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın açık itirafı var…

YÖK Başkanı, 15 Temmuz darbesi öncesinde 13 Ocak 2016 yılında dönemin AK Parti Milletvekili Cuma İçten’e “Paralel yapıya karşı elim kolum bağlı” demiştir.

YÖK Başkanı “Elim kolum bağlı” diyorsa bu iş bitmiştir, yapılacak bir şey kalmamıştır.

YÖK Başkanı’nın o gün bugündür, araya bir de koskoca hain FETÖ/PDY darbe girişiminin de girmiş olmasına rağmen elinin kolunun bağlı beklediği; hiçbir şikâyeti işleme koymadığı, başta başında bulunduğu kurum olmak üzere kurumuna bağlı Türkiye’nin bütün üniversitelerinde adam akıllı bir FETÖ temizliği yapmadığı apaçık ortadadır.

Evet, Yapacak bir şey kalmamıştır.

Hayır, yapacak bir şey, tek bir şey kalmıştır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Milli Eğitim Bakanı’nı yanına çağırması gibi, YÖK Başkanı Saraç’ı da yanına çağıracak ya da çağırmasa da olur, Saraç’a şöyle seslenmesi gerekmektedir:

“Ey YÖK Başkanı,

Üniversitelerin bu hali nedir?

Üniversiteler bu hale gelene kadar neredeydin?

Ne iş yapıyorsun sen?

Biz, FETÖ’yle mücadele ederken, emniyeti, askeriyeyi, yargıyı, belediyeleri, teşkilatlarımızı, topyekûn bütün kurumları FETÖ’den temizlerken, sen ne yaptın?

Memleketin en önemli kurumlarını, adeta ülkemizin beyni, hafızası, aklı, gelişmesinin, ekonomisinin, kültürünün, sanatının merkezi olan üniversitelerimizi FETÖ’den temizlemek için ne yaptın?

Neden size gelen şikâyetleri, raporları sümen altı yaptın?

Neden her seferinde elini taşın altın koymak yerine topu taca attın?”

Acaba YÖK Başkanı Yekta Saraç, Cumhurbaşkanı’na da “Ne yapayım, paralel yapıya karşı elim kolum bağlı” diyebilecek midir?

YÖK Başkanı istifa etmelidir.

Çok geç de olsa bu işi haysiyetli bir şekilde hitama erdirmelidir.

Eğer etmiyorsa:

Ya Cumhurbaşkanı Erdoğan, YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın istifasını almalıdır.

Veyahut YÖK’ü kapatarak başındakinin elinin kolunun bağlı olduğu bu kurumun hayatiyetine son vermelidir.

Savcıları göreve çağırarak YÖK’ün yaptıkları ve yapamadıklarının, ihmallerinin hesabını sordurmalıdır.

YÖK’e kayyım atanmalıdır.

Olmadı YÖK kapatılmalıdır.

İkisi aynı anda da olabilir.

Önce kayyım sonra tasfiye…

Çünkü YÖK Başkanı’nın “Elim kolum bağlı” diyerek hâlâ görevinin başında kalmasının neticesini Eskişehir’de çok acı bir şekilde yaşadık.

Cinayete kurban giden dört öğretim görevlisinin mesuliyeti en başta, kendisine gelen şikâyetlere bakma bile bakmayan YÖK Başkanı’ndadır.

Başka Eskişehirler yaşanmaması için çok acil olarak harekete geçilmelidir.

İşe 15 Temmuz darbesinin hemen öncesinde atanan ve hala görevinin başında olan rektörlerin yeniden gözden geçirilmesiyle başlanmalı, en küçük bir şaibesi olanın, kangren olmuş uzuvların kesilmesinden imtina edilmemelidir.

İş işten geçmeden bu yapılmazsa herkes, bütün sorumluluk sahipleri, önümüzdeki günlerde vuku bulacak yeni olayların vebalinin ve sorumluluğunun altında kalır…

Hesabını veremezler!