Bir zaman önce sokak tezgâhlarında satılan yiyecekler, koca koca mekânların menüsü haline geliyor. Kokoreç, pilav, balık ekmek, midye vs. tüm bu sokak lezzetleri için güzel mekânlar açılıyor ve bu nezih restoranlarda bu lezzetler müşterilere en şık bir şekilde sunuluyor.

Sokak lezzetlerine örnek mekânlardan biri Bakırköy’de Capacity AVM’nin karşısında Fişekhane Caddesi üzerinde bulunan Çaşnigir Lezzetçibaşı Restoranı. Diğeri Beykoz sahilde bir tekne ve sahildeki masalarda hizmet verilen Beykoz Balık Ekmek Lokantası. 3. olarak da Beylikdüzü’nde Avrupa Caddesi üzerinde bulunan kokoreç, midye, köfte, sucuk satan Hass Kokoreç.  

Çaşnigir Lezzetçibaşı

Çaşnigir firması, İstanbul Bahçelievler’de bir çiğ köfte dükkânı olarak 2013 yılında Ahmet Yılmatepe tarafından kuruluyor. Daha sonra 250 metrekare, son teknoloji ekipmanları ile gıda üretim kurallarına uygun bir üretim tesisi kuran marka, Bakırköy’de de bir mekân daha açıyor ve bir yandan da yeni bayilik verme çalışmalarına devam ediyor.

Markanın kurumsal çalışmaları

Markanın kurumsal çalışması büyük bir emekle yaklaşık 2 yıllık bir Ar-Ge sonucu ortaya çıkmış ama her geçen gün kurumsallaşma yolunda daha da ileriye gitmeyi hedefliyor. İstanbul’un her yerine aynı gün teslim iddiasıyla her zaman en iyisini hedefleyen Çaşnigir Yemekçilik, eğitimli uzman kadrosu, gıda güvenliği içerisinde üretilen, sağlıklı ve maksimum lezzetli ürünleri ile her daim müşteri memnuniyetini sağlamaya çalışıyor. Ayrıca marka, sürekli kendini yenileyip menüsüne yeni ürünler ekliyor ve her yeni müşterisi ile uzun yıllar sanki çalışacakmış gibi hizmet veriyor. Burada Çaşnigir’e has ürünlerle birlikte daha önce hiç bir arada olmayan yaklaşık 30 ürünün satışı yapılıyor. Çiğ köfte, çeşit çeşit mezeler, zeytinyağlılar, içli köfte, falafel, çaşnigir atıştırmalık, pilav, soslu kuşbaşı, soslu tavuk, fıstıklı helva ve sütlaç gibi.

Ahmet Yılmatepe’nin başarılı öyküsü

1989 yılında Elazığ’da doğan Ahmet Bey, İstanbul Aydın Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden 2013 yılında mezun oluyor. Mezuniyet sonrası Bahçelievler’de küçük bir çiğ köfte dükkânını devir alarak işe başlıyor. Burada Çaşnigir markasını kuran evli ve iki çocuk babası olan Ahmet Bey, sonrasında üretim tesisi ve akabinde Bakırköy şubesi olmak üzere kısa sürede bu 3 iş yerinin sahibi oluyor. Ahmet Bey, “İlk aşamada çaşnigir (lezzetçibaşı) bizim için bir hayaldi ve bu hayali gerçekleştirdikten sonra her gün daha ne üstüne koyabiliriz, nasıl geliştirebiliriz diye düşünüyoruz. Bir şeyleri satmaktan önce onu daha nasıl iyi yaparız diye bakıyoruz. Başarı tesadüf değildir elbet, ancak hayatımda prensip edindiğim ve aklımdan hiç çıkarmadığım bir cümle var: Ticarette başarılı olmanın iki yolundan biri, süreklilik diğeri ise nasip” ifadelerini kullanıyor. Eşini de üretim tesisinin başına getiren Ahmet Bey, üretim tesisi ve şubeler dahil olmak üzere 25 personeli ile hedefi, kontrolsüz büyümek değil de yavaş yavaş emin adımlarla 2023 yılında 20 şubeye ulaşmak. Kesinlikle tavsiye ediyorum, mutlaka deneyin.

Beykoz Balık Ekmek Aile Restoranı

“Balık ekmekten çok daha ötesi” iddiasıyla 1995 yılında Beykoz sahilinde şu anda içinde bulundukları balıkçı teknesinde Adnan Çeliker tarafından kurulan mekân, belki de Türkiye de çatal bıçağın yasak olduğu tek yer.

Her kesimden müşterisi var

Adnan Bey 3 çocuğuyla bu balık mekânını işletiyor. Çocuklardan aynı zamanda mimar olan Nesih Bey’le teknede sohbet ediyoruz. Şu anda teknenin olduğu yer eski bir balıkçı barınağı. Aslen Sinoplu ama doğma büyüme Beykozlu olan Çeliker ailesi burayı 26 yıldır çalıştırıyor. Nesih bey, “Buraya Ali Ağaoğlu da geliyor, Beykoz’da yaşayan gariban halk da geliyor. Müşteri kelimesini hiç kullanmıyor, misafir diyoruz ve işimizi çok seviyoruz. Burada duruma göre ithal veya yerli uskumru, kalamar, balık köftesi, mezgit, midye tava gibi ürünlerimiz mevsimine göre hamsi, istavritte ekleniyor” diyor. Beykoz sahilinde, şehrin gürültüsünden uzak, gazete örtüleriyle, ahşap masa ve taburelerde size eskileri hatırlatan mavi ve yeşilin tam ortasında, mütevazı ama keyifli ve lezzet sınırlarını aşmış bir balıkçı olarak tanımlanabilir bu mekân. Yani bir anlamda mis gibi boğaz havasında mükemmel balık ekmek yemek, hem de çok uygun fiyata. Söğüş soğan, her mevsim masaya getirilen roka ve ortaya konan balık ile burası, sokak kültürünün en üst kalitede yaşatıldığı İstanbul’un ender mekânlarından biri olarak da görülebilir. Ailecek gelinebilecek bir yer, manzara güzel, ortam iyi, çalışanlar çok ilgili, konum süper, otopark sorunu yok sayılır, vale hizmetleri mevcut ama sanırım ücret de almıyorlar.

En iyi balık ekmek satan yer

Ziyaretim esnasında gelen lezzetlerden hiç beğenmediğim olmadı, yani sonuç olarak sokak lezzetini deneyimlemek için kesinlikle tavsiye edebileceğim bir mekân. Yıllardır, yediğim en lezzetli balık ekmek diyebilirim. İster deniz kenarında ister teknede balık ekmek lezzetini yaklaşık 26 yıldır sunan işletme, kalitesini ve lezzetini bozmadan bu işi yapıyor. Ben şahsen zaman zaman aklıma düştükçe gidebilirim. Canınız balık mı çekti hiç düşünmeden gidin derim. Burası her kesimin uğradığı bir mekân, denize sıfır manzaralı bir ortamda doyumsuz balık yeme keyfini tadarsınız. İşletmenin yanında deniz kenarında bir de çay bahçesi de var. Beykoz’da deniz kenarında uygun bir bütçe ile Eminönü'ne güzel bir alternatif olmuş burası. Hatta zamanla Eminönü'nü geçecek lezzette ve koku olmayan bir deniz kenarı lokantası. Balık yenildikten sonra deniz kenarında biraz yürüyüş de yapılabilir.

Hass Kokoreç

2020 yılında Yunus Seval ve ortağı tarafından kurulan, kokoreççiyle meşhur Hass Kokoreç, İstanbul Beylikdüzü Avrupa Caddesi’nde faaliyet gösteriyor. Açılmasının üzerinden çok kısa bir süre geçmesine rağmen bölgede tanınan Hass Kokoreç, kokorecin yanında midye dolma, köfte ve sucuk hizmeti de veriyor.

Deneyimli işletmeci

Geçen gün davet üzerine Beylikdüzü’ndeki bu mekâna gittiğimde güzel ve şık bir dekorla karşılaştım. Kokoreç konusunda çok fazla iştahım olmasa da lezzetlerini tattığımda da çok beğendiğimi söyleyebilirim. Ortaklardan Yunus Seval beyle sokak lezzetlerini ve mekânı hakkında konuştuk. 2009 yılında hizmet sektöründe komi olarak Bahceşehir Mado ’da başladığını anlatan Yunus Bey, daha sonra 2011’den 2018 yılına kadar Bayrampaşa Forum, İstanbul Mado, Taksim Mado, Göktürk Mado gibi birçok mekânda yöneticilik görevlerinde bulunarak bugünlere geldiğini ifade ediyor. 2018 yılından sonra da Rumeli Hisarı Zoom Kafe ve 2019 yılında da Florya Develi şubesinde çalışmasına devam eden Yunus Bey, “Artık kendime ait bir işim olsun” diyerek 2020 yılında Hass Kokoreç markasını kuruyor. Hizmet sektöründe deneyimli olduğu için bu mekânda güzel işler başardığını ve mevcut 2 şubelerinin daha olduğunu ve yakında da 3. şubeyi de açacaklarını belirtiyor.

Kokoreç güvenilir yerden

Kokoreci özel olarak anlaşmalı oldukları güvenilir bir firmadan satın aldıklarını anlatan Yunus Bey, kokorecin sarımını bizzat özel yaptırıyor. Kendi ifadesiyle amaçlarını “Vizyonumuz bu sektörde gelen bütün misafirlerin damak tadına hitap edebilmek ve kaliteli bir servis ile gelen tüm misafirlerimizin memnuniyetini sağlamak” olarak açıklıyor. Pandemi şartlarında da paket servisinin devam ettiğini ve tüm misafirlerin aynı servisi ve aynı hizmeti alabilmesi için ellerinden gelenin fazlasını yaptıklarını belirtiyor. Yunus Bey, markalarının tüm misafirlere yapılan hizmet ile kendini ispat ettiğini ve bölgede en hızlı şekilde 4 motor kurye ve bir araba ile bunu gerçekleştirdiklerini anlatıyor. Kokoreç sevenler için ideal bir yer olduğunu söyleyebilirim.