Sevda söyletir.

Aşk yerinde durdurmaz, hareket ettirir.

Bir şairi, bir eylem adamını, bir düşünürü, bu toprakların değerleriyle yoğrulmuş güzel bir insanı kaybettik.

Ölüm yaşadığımız hayatın en sarsıcı gerçeği.

Yaşadığımız hüzün, kaybettiğimiz değerin önemi ile orantılı.

Ziyaret etme imkânım da olmuştu.

Yıllar önceydi ofisinde bir grup insanla ziyaret ettiğimizde.

Kısa bir sohbeti olmuş, sorularımıza cevap vermişti.

İslam medeniyetinin yeniden ihyası, yeniden dirilmesi için mücadele etti, yaşadığı coğrafyanın çocuklarına seslendi.

Bir hakikat sevdalısı, hakikatte direnen güzel bir adamdı.

“Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Hâlbuki biz sussak tarih susmayacak, tarih sussa hakikat susmayacak.”

Var olma mücadelesinin özgür olmak, özgür kalmakla başlayacağını, yok sayanlara inat var olma mücadelesi içinde olmanın gerekliliğini bu milletin çocuklarına hatırlattı.

“İnsanı ancak Allah özgür kılar. İnkâr tutsaklık, insanç özgürlüktür.”

“Seni yok sayacaklar, sen daha çok var olacaksın.”

Türkiye’nin kaderini, İslam âleminin dirilişine kafa yormuş, bunları da diriliş ruhu, diriliş nesli tanımlamaları ile açmış bir düşünür, eylem adamı, şiir yürekli bir şairi kaybettik.

Savrulanları ve savuranları çok gördüğümüz bu zamanda o hep bir yerde durdu.

Durduğu yer, işaret ettiği nokta yaşadığı toprakların kurucu değerleriydi.

Sessiz ve sade yaşadı.

Gösterişten uzak bir yaşam sürdü.

Halkın içerisinde, halktan biri, milletin asli dertleriyle dertlenmiş bir yaşam sürdü.

Kalabalıklar içerisinde ama kalabalıklardan uzak...

Mücadelesinden geri durmadı.

Kurduğu Diriliş Partisi ve Yüce Diriliş Partisi’nden ömrünün son anına değin bu toprakların çocuklarına seslendi; nerede durmaları ve nereden bakmaları gerektiğini seslendirdi.

Umutsuz olmadı.

Bu ümmetin çocuklarına umutsuzluğu yakıştırmadı.

Umut aşıladı.

“Umutsuzluk yok. Gün gelir, gül de açar, bülbül de öter.”

Kimseye minnet etmedi.

İstese yapabileceği halde, kendi çıkarına, kendi menfaatine dönük davranmadı.

Hatta bu noktada yapılan teklifleri de kabul etmedi.

İşaret ettiği, altını çizdiği hakikatlere leke bulaştırmadı.

Sessiz yaşadı ama derin izler bıraktı.

İnanıyorum ki diriliş neslinin oluşmasında ve yetişmesinde bıraktığı eserler yol gösterici olmaya devam edecektir.

“Sakın kader deme! Kaderin üstünde bir kader vardır. Ne yapsalar boş! Göklerden gelen bir karar vardır.”

Yalnız adam.

Diriliş ruhlu, şair yürekli güzel insan;

Ruhun şâd, mekânın cennet, makamın âlî olsun.

Ruhuna Fatiha…