İnsan değişir, bu varoluşun en olağan gerçeklerinden biridir.

Hayatta her şey sürekli bir devinim içindedir; başkalaşır, gelişir, dönüşür.

Değişimi normal karşıladığımız durumlar olduğu gibi, anormal karşıladığımız durumlar da olabilir.

Kimi değişimler kaçınılmaz bir tekamül iken, kimi değişimler insanın özünden kopuşuna işaret eder.

Dün söylediklerini ve savunduklarının bugün tam tersini söylemek, dün eleştirdiğin şeyleri bugün kendin yapmak, üstelik bunu çıkar ve menfaatlerin adına yapmak, asla makbul bir değişim olamaz.

Bu, değişimden öte, bir savrulma, bir yozlaşma, bir kendi özünden uzaklaşma halidir.

İnsan omurgalı bir varlıktır, sürgünlerden ve omurgasızlardan farklıdır.

Onun duruşu, prensipleri, karakteri olmalıdır.

Olağan olmayan şey, insanın dün söylediği şey ile bugün söylediğinin, dün yaptığı ile bugün yaptığının 180 derece farklılaşmasıdır.

Üstelik ortada bu denli köklü bir değişimi ve dönüşümü gerektirecek ciddi bir etken olmadığı halde.

Bu tür değişimler, rüzgarda savrulan yaprak misali, insanın kendi benliğine yabancılaşmasının göstergesidir.

Menfaat ve çıkarlarınız, duruşunuzdan, adamlığınızdan ödün verdirerek sizi farklılaştırıyorsa o zaman iyi ve muteber bir insan olamazsınız.

İyi ve muteber insan, ilkelerinden sapmayan, dönemin şartlarına göre hareket etmeyen, sözünün eri olandır.

Kendi savundukları şeye itibar etmeyen kimseye kimse itibar etmez.

Bugün bir duruş sergileyip yarın tam tersini iddia eden, kendi değerlerini çiğneyen, makbul insan olamaz.

Bu tür değişimler, sadece bireyin değil, toplumun da güvenini sarsar.

Güvenin sarsıldığı yerde ne sağlam dostluklar ne de güçlü bir toplum inşa edilebilir.

İnsan, omurgasını yitirdiğinde, sadece kendi kıymetini değil, çevresindekilerin ona duyduğu saygıyı da kaybeder.

Aslolan, değişimin rüzgarlarında savrulmak yerine, kendi özünü ve değerlerini koruyarak ilerleyebilmektir.

Değişim, insanı daha iyiye, daha doğruya götürmeli; yoksa bir menfaat batağına sürüklememelidir.

Kişinin duruşu, ancak en zorlu sınavlarda ortaya çıkar ve gerçek karakterini gözler önüne serer.

Ne adına olursa olsun, menfaatlerini kılavuzu yapanlar kılavuzu karga olma durumundan farklı bir sonuç beklemesin.

Bu yüzden her değişim iyiye yorulmaz, her başkalaşım bir gelişim olamaz.

Omurgalı bir duruş sergilemek, işte budur asıl erdem.

Duruşunu yitirdikten sonra, nasıl bir duruş aldığının hiçbir önemi yoktur.

Allah, bizleri çıkarları için duruşunu yitirenlerden kılmasın.