“Türkiye’nin en temel sorunu, siyasi ahlâk sorunudur”

Bu söz CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ait.

Bir sosyal medya hesabından böyle buyurmuş kendileri.

Aslında hiç de haksız değil. Tespit doğru ama bu tespitin doğrudan muhatabını aradığınızda, karşınıza bizzat kendisi veya partisi çıkıyor.  

*

Kılıçdaroğlu, pazartesi günü mecliste konuşma yaparken herkesi şoke eden bir el hareketi yapmıştı malum.

Haberi Diriliş Postası şöyle görmüştü…

 *

“CHP Genel Başkan Kılıçdaroğlu, TBMM’deki konuşması esnasında yaptığı hareketle büyük tepki çekti.

TBMM Genel Kurulu’nda, 2022 Yılı Bütçesi görüşmeleri sırasında söz alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, skandal bir harekete imza attı.”

 *

Haberin devamında ise Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un görüntülerin incelenmesi için oturuma ara verdiği bilgisi var.

 *

Gelişmeleri sosyal medyadan izledim bir süre.

Gördüğüm şuydu.

Yukarıda “herkesi şoke eden bir el hareketi” diye tavsif etmişim ama bu sadece bizim için geçerli sanırım zira CHP’li yöneticiler ve taraftarları hiç de şoke olmuş gibi davranmıyorlardı.

Hareketi tevil edenler bir tarafa bile isteye savunanlar ve “ne var ki, bunda” diyenler hiç de az değildi doğrusu.

Ben en çok CHP grup başkan vekili Özgür Özel’in savunmasına takıldım.

Özel, bahse konu çirkinliği temizlemeye çalışırken adeta pisliği sıvamış ve şöyle demişti.

 *

“Bu tip davranış ve hareketlerde durum değerlendirilirken kişinin karakteriyle mütenasip olup olmadığına bakıldığında…”

 *

Evet, bu hareketin sahibine baktığımızda, karakteriyle mütenasip bir reaksiyon gördüğümüzü rahatlıkla ifade edebiliriz.

Aslında Özgür Özel, meseleyi daha iyi anlamamıza yardım ediyor.

Biz, Kılıçdaroğlu’nun bu türden çirkin hareket ve sözleri rahatlıkla kullanabildiğini gayet iyi biliyoruz elbette.

Sözgelimi, 2011 yılında zamanın başbakanına hitaben; “Benim adımı yolsuzlukla anarsan, ana, a...” demiş, ardından da “sonrasını söylemeyeyim” diye bu çirkin ifadenin üzerine resmen tüy dikmişti.

Yani el hareketi yeni bir şey değil ve bana sorarsanız, Özgür Özel’in de altını çizdiği, “kişinin karakteriyle mütenasip”  tespiti muvacehesinde Kılıçdaroğlu’nun genel tavrıyla hayli örtüşen bir dışa vurum…

 *

Evet, “siyasi ahlâk sorunu” gerçekten büyük bir problem olarak duruyor karşımızda.

Bay Kılıçdaroğlu, bu sorunun önemli aktörlerinden birisi.

Esasen bu sorun Bay Kılıçdaroğlu’nun üslubunda, jest ve mimiklerinde odaklanmış da değil.

Tavrında ve yaklaşımlarında da bariz bir şekilde öne çıkıyor.

Mesela nasıl mı?

Şu sözlerini örnek verebilirim.

Bundan tam 3 yıl önce özellikle CHP’li belediyelerde işçi çıkarılmayacağına dair yaptığı açıklamada aynen şöyle diyordu Bay Kılıçdaroğlu…

 *

“Bütün işçilere namus sözü ve garanti veriyorum. Kazandığımız bir belediyede, belediye başkanı haksız yere bir işçinin işine son verirse gelecek beni bulacak!”

 *

Ne oldu peki?

Hiç kimse Kılıçdaroğlu’nu hiçbir yerde bulamadı.

Sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesinde binlerce işçi çıkarıldı ve buna mukabil Kılıçdaroğlu’nun gıkı bile çıkmadı.

Sahi, “Namus söz veriyorum” demekten daha büyük bir taahhüt ve daha ciddi bir angajman olabilir mi?

Sonuç olarak ben, Kılıçdaroğlu’na katılıyorum.

“Siyasi ahlâk sorunu” CHP’nin siyaset etme biçiminde ve genel başkanının üslubunda, rahatsız edecek denli öne çıkan psikopatolojik bir meseledir ve Türkiye siyasetini esir almaya çalışmaktadır.

Bu girdaptan kurtulmamız ise neredeyse imkânsız, ne yazık ki…