Rabbim (cc) bir erkek evlât ile bizi ödüllendirdi çok şükür. Oğlum evlendi, iki çocuğu var ve üçüncüsü yolda. Sekiz çocuk hayal ediyorlar. Kimse onları anlamıyor fakat onların umurunda bile değil. Oğlumun bazı alışkanlıklarını gördükçe, şükür sadakası veriyorum, cümlenin evlâdı daha iyi olsun diye dua ediyorum.

Oğlum eve geldiğinde, telefonu çalsa ve arayan bir hanımefendi olsa, eşinin yanına gelir, karşısındakine ‘Şimdi eşimin yanındayım, mikrofon açık, buyurun sizi dinliyorum’ der. Bunun hiç istisnası olmadı. Akşam eve geldiğinde, telefonunu sessize alır, holde bırakır, büyük bir sevgi ile eşine ve çocuklarına sarılır. Eşine, ‘Gel şöyle yanıma otur, azıcık nefes al. Bugünün nasıl geçti? Çocuklar seni yordu mu? Şimdi sen dinlen biraz, ben sana nasıl yardımcı olabilirim onu söyle’ der, çocuklarla oturup dakikalarca oynar, eşi sofrayı kurana kadar çocukları oyalar. Sofraya oturunca, büyük olanın yemeği ile ilgilenir. Sonra dişlerinin fırçalanmasını takip eder, sofranın kaldırılmasını en küçük çocuk dahil topluca yaparlar. Bazen kahveyi oğlum yapar. Ben onlara arada giderim ve oğluma ‘Ben çocuklara bakayım, siz biraz baş başa zaman geçirin’ derim. Oğlum ve gelinim mutluysa ben de mutlu olurum.

Oğlum evleneli beş yıl oldu, çok şükür daha bir gün oğluma gelinimim hakkında olumsuz tek cümle kurmadım. Gelinimin eksiği tabii ki olacak, bu yaşta benim varsa ve ben halâ öğreniyorsam gelinim de öğrenecek. Oğluma şikâyet etsem, oğlum gelinimi üzer. Üzgün anne gergin olur, çocuklara ve eşine olan sabrı azalır, tepkisel davranır. Bu hem gelinimle benim aramı, hem oğlumla gelinimin arasını hem de çocuklarla annelerinin arasını bozar. Biz büyükler, gerektiğinde idare ederek, hayatta en önemli şeyin insanı yüceltmek ve değer katmak olduğunu gençlere örneklememiz lâzım.

Gelinime her gördüğümde kendisinden çok razı olduğumu söyleyip dua ediyorum. İlk zamanlarda bana karşı çok soğuktu, yüzüme bile bakmazdı. Bana bir kere bile ‘Bize buyur’ demedi. Ben ‘Evlâdım müsaitseniz kısa bir ziyaret için gelebilir miyim?’ derdim, o da dilinin ucuyla ‘Buyur anne’ derdi. Ben evlerine gidince çocukları oyaladım, ‘İş kalsın dert etme, yat dinlen, çocuklar seni yorar kızım. Ben çocuklara bakarım, istersen bir arkadaşına git, hava al’ derim. Oğluma, ‘Gelinime iyi davran, o şimdi yuvasından ayrılmış garip bir kuş gibi. Sinirli olabilir idare et. Ona sık sık güzel olduğunu ve çok sevdiğini söyle. Ne yemek yaparsa yapsın beğen, ellerine sağlık nefis olmuş de. Eşin ona değer verdiğini gördükçe seni sever ve sana bağlanır. En az iki yıl zaman tanı, ondan sonrası daha kolay geçer’ dedim.

Şu anda çok şükür gelinim ‘Anneciğim mümkünse her akşam bize gel’ der. Ben fazla gidip rahatsız etmem. Muhabbet büyükten küçüğe akar. İnsan kendisini koruyanlara güven duyar ve sever. Ben elimden geleni yaptım, Rabbim (cc) sevgi bahşetti. Çok şükür.