Donald Trump’ın Amerika başkanlığına seçilmesinin ardından, öğrenciler ve aktivistler New York, Chicago, Portland, Boston, başta olmak üzere ABD genelinde birçok büyük şehirde protesto gösterileri düzenledi. Seçim öncesi yaptığı radikal söylemlerle tepki alan taze başkan bu söylemlerini uygulamada gecikmedi. Trump’ın Müslümanlar’ı kayıt altına alma projesi ile alakalı olarak ilk adımı Müslüman ülke vatandaşların ülkeye girişini engelleyen kararı dünyadan da tepki çekti. Fransa, İngiltere, Almanya, İsviçre, İtalya gibi Avrupa ülkelerinde de Trump karşıtı gösteriler var.

Trump’ın Ortadoğu’dan gelecek Hıristiyan mültecilere öncelik vereceği açıklaması ve sonrasında Suriye, Irak, İran, Yemen, Somali, Sudan ve Libya vatandaşlarının ülkeye alınmaması kararı ile birlikte Meksika sınırına duvar örme sevdası Amerikan rüyasının bir tezahürü olmuştur. Nüfusunun %18’i hispaniklerden oluşan ABD, Meksika duvarı projesi finans kaynağı olarak Meksika ürünlerinden fazladan vergi alınması fikri ile ayrımcı politikasını ve hispanik toplum üzerindeki baskısını gözler önüne seriyor. Müslüman ve Mülteci ayırımı kararları ile ülke nüfusunun %20’si dışlanmış durumda.

Bugün dünya devi birçok marka ABD’nin hak ve özgürlüklerini elinden aldığı mülteciler tarafından ortaya çıkarılmıştır. Apple’ın kurucu Jobs Suriyeli bir babanın oğlu. eBay fikir babası Omidyar İran asıllı, İntel’i dünya devi yapan Grove Macaristanlı bir aileye mensup. Amazon kurucusu Bezos Kübalı, Google beyin takımından Brin Rus asıllı. Oracle kurucusu Miner ise İran göçmeni bir aileden. Sömürgeci zihniyetin temsili Trump’ın güçlü sınır ve en üst düzey sınır denetimi ihtiyacını bahane ederek uygulamaya koyduğu vize ve iltica yasağı batının meşhur medeniyetinin timsalidir. O ‘tek dişe’ asılı kalma gayretindeki birçok aklı evvel bu gayretlerini şimdiden sorgulamaya başlamalı.

Osmanlı devletinin asırlarca uygulamış olduğu medeniyet ile fetihlerimizin gölgesinde huzurla yaşamış tebaalar şimdi özgürlük(!) dağıtan bir sömürge devletin planları içerisinde mengeneye sıkışmış durumda. İnsan hakları, demokrasi, eşitlik, özgürlük temelleri üzerine inşa edildiği iddia edilen batı medeniyeti her ne hikmetse doğu medeniyeti insanlarına bu hakları vermekten imtina ediyor.

İslam dünyasına mensup olanlara karşı başlatılan topyekûn saldırılar artarak devam etmekte. ABD saldırılarını Müslüman ülke mensuplarına giriş yasağı uygulayarak başka bir boyuta taşıdı. Müslüman topraklarını sömürmek için uçarak gelenler Müslümanların ülkelerine girmesine bile tahammül edemiyor.

Demokrasi ve özgürlüğün vazgeçilmez savunucuları kendi toprakları içerisinde bu kavramlardan bi-haber hatta pazarladıkları argümanların kendileri tarafından yaşanılacağından bile şüpheli. Amerika meşhur simgesi özgürlük heykelinin altında kalmıştır. Bugünden sonra o simgesel heykel artık yerle yeksan olmuştur. Zihinler pratiğiyle birleşip gerçek niyetler oluk oluk ortaya dökülmüştür. ABD dünyaya silahla pazarladığı demokrasisinin, elmas ve altın ile ayar verdiği eşitliğin, petrol varilleri ile takas ettiği özgürlüğün sınavını şimdi kendi halkı ve yönetimi ile veriyor. Amerika bu sınavı geçebilecek mi hep beraber göreceğiz…