İman ettiğimiz dinimiz, hıyanet kapılarından ele geçen kazancın yenilmesini ve başkalarına yedirilmesini men etmiştir.

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerimde : 

Birbirinizin mallarını, aranızda (kumar, sahtekârlık, hırsızlık, gasp, rüşvet gibi) bâtıl sebeplerle yemeyin!) [Bakara 188] buyurulmaktadır.

Yani; Haksızı haklı, eğriyi doğru, kötüyü iyi, beceriksizi becerikli göstermek için bir kimseden para veya mal almak “rüşvettir.”

Hadis-i Şeriflerde: 

Rüşvet alana, verene ve bunlar arasında rüşvete vasıta olana da Allah lanet etsin. Hadis [Hakim] 

(Rüşvet alan da, veren de Cehennemdedir.) Hadis [Taberani] 

Gözüktüğü üzere dinimizde rüşvetin tarifi ve tanımı bellidir. Ahlak kuralları içerisinde de doğru bir şey değildir.

Ülkemizde de rüşvetin geçmişi pek iç açıcı durumda değil. Gelişim ve değişimler neticesinde, rüşvet karnesi “geçmişe” göre çok iyi durumlara geldi ve gün geçtikçe çok daha iyi noktalara geleceğine inanıyorum.

Ancak halen çevremizde duyduklarımıza bakıldığında devletin belirli kurumlarında rüşvetin devam ettiğini duyuyoruz. Ne yazık ki yeterince önlemde alınamıyor. Vatandaş olarak da üzerimize düşen şekilde davranmıyoruz. Bu sorunu gereken şekilde ele almamız ve halk olarak buna karşı ciddi bir refleks göstermemiz gerekirken, umursamaz şekilde davranıyoruz.

Ülke insanımızın rüşvet hususunda bakışını anlayabilmek için son dönemlerde yapılan bir araştırma veya anket ile karşılaşmadım. Ancak, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2013 yılında yaptığı bir araştırma da  ‘rüşvet verdiniz mi’ sorusuna halkın yüzde 21’i ‘evet’ demiş.

Garip olan ise insanların yüzde 27’si, geçtiğimiz yıl, kamu hizmetlerinden faydalanmak için rüşvet verdiğini ortaya koyuyor.

Raporda, çok şaşırtıcı olmasa da rahatsız edici bazı durumlar görülüyor. Mesela, fakir bir ülkede rüşvet vermei htimali, varlıklı bir ülkeye göre iki kat daha fazla. Her üç ülkeden birinde, en fazla rüşvet alanlar polisler, her beş ülkeden birinde ise yargı sisteminde çalışanlar. Katılımcıların dörtte biri, son bir yıl içinde rüşvet verdiğini söylüyor.

Peki, rüşvet çoğunlukla nerelerde dönüyor?

Duyduklarımızın çoğunluğuna bakıldığında “Tapu Dairelerinde” ciddi rüşvet dönüyor. Müteahhitler işlemlerini hızlı sonuçlandırmak için tapu memurlarını rüşvete alıştırdıkları, tapu dairelerinde de bu kabul edilebilir bir seviyeye geldiğinden bahsediliyor. Buna yakın çevremden bende birkaç kez şahit oldum. Rüşvet o kadar normalleşme noktasına gelmiş ki, tapu daireleri denildiğinde “rüşvet” normal gözükmeye başlamış. Devlet bunların önüne geçebilmek için kamera sistemleri kurmasına rağmen, rüşvet ticaretlerinin tuvaletlerde gerçekleştirildiğini anlatan arkadaşlarımız oldu. Yani yurdum insanı çözüm bulma konusunda çok zorlanmıyor. Halk arasında konuşulanlar arasında;  gümrük, icra ve belirli İçişleri Bakanlığı kadrolarında da rüşvete rastlandığı ifade ediliyor.

Halkın vergileri ile maaş alıp, bu maaşı beğenmeden üstüne rüşvet alanların ve buna hakkı olduğunu düşünenlerin bu kurumlarda çalışmalarına engel olmak hepimizin vazifesidir. Çevremizde gördüğümüz örnekleri ivedi şekilde gerekli mercilere şikâyetlerde bulunmamız gerekiyor. Ben şikâyet etsem ne olur, gibi çaresiz düşüncelere asla sığınmayalım. Küçüğünden büyüğüne bu hepimizin bir insanlık vazifesidir.

Eğer yakın birinci sınıf dünya ülkeleri ile yarışabilir hale gelmek istiyorsak, vatanı ve milleti için bilinçli çalışan, hırsızlığı meşru görmeyen insanların, doğru kademelere gelmesine önem vermemiz gerekiyor

Unutmayalım devletin gözü halkın gözü kadar güçlü göremez.

Bu sadece vatandaş olarak değil, aynı zamanda bir kul olarak en büyük vazifelerimizden birisidir.

Lütfen gerekli önem ve hassasiyeti gösterelim.