İnsan, toplumsal bir varlıktır. Haliyle toplumu anlamak ve toplumda anlaşılmak ister. Toplumda anlaşılmanın ve toplumu anlamanın yolları da bugünkü konumuz olan sağlıklı iletişim kurmaktan geçer. Çünkü iletişim, insanlık anlamında temel kavramlardan biridir. Fakat ne yazıktır ki iletişimin çok kolay olduğu, teknolojik imkânların iletişimde çok büyük araç olduğu bu dönemde iki normal insanın karşılıklı olarak sağlıklı iletişim kuramamalarıdır.

Yazımın girişinde dediğim bugün sağlıklı iletişime değineceğim. Sağlıklı iletişimin unsurlarını madde madde anlatmaktan ziyade göze çarpan ve derin hezeyanlar uyandıran bazı süreçlerden bahsedeceğim.

Aslında insanların iletişim noktasında yaşadığı temel problem, yetişkin atfettiğimiz kişilerin kişilik gelişimlerinin çok da sağlıklı gelişmeyip karakter olgunlaşmalarının eksik kalmasıdır. Sağlıksız yetişen ve tam anlamıyla olgunlaşamayan / yani eksik kalan kişilik yapısı, bu eksikliği tamamlamak için birtakım gereksinimlere bağlar kendini. Bu gereksinimler yahut bağlanmışlıkları şu örnekle açıklayacak olursak, küçük çocukların karanlıktan korktukları için herhangi bir nesneye sarılıp o nesneye güç atfetmeleri gibidir. Karakter anlamında sağlıksız olan kişilikler de iletişim noktasında yetersiz oldukları için kendilerini bir nesneye bağımlı kılarlar. Bu nesne, yetişkinler için makam, mevki, para, iş, sosyal güç, meslek, fiziksel güç vb. gibi örneklerle beslenebilir. Normal şartlar altında kimsenin iletişim kurmayacağı, iletişim kurmak dahi istemeyeceği karakterlerin “elindeki oyuncaklarla” iletişime geçmesi, sağlıklı iletişim ve ahlaklı yaşam bazında en büyük problemlerden biridir.

İkinci olarak iletişim kuran kişilerin iletişim kurdukları konulardan ziyade olayları kişisel algılamalarıdır. Bundandır ki en basitinden iki yakın arkadaşın bile fikir ayrılıkları bir süre sonra birbirleriyle karşılıklı çatışmalara dönüşür. Bir düşünceyi, bir fikri, bir tasarıyı kendi kişiliğinden bilen ve kendisiyle bağdaştıran insanların bu noktada iletişim problemi yaşaması garipsenmemesi gereken durumlardan biridir.

Bunların dışında kişilerin yetiştiği ailede yeterli değer görememesi, evlilerse evlilik hayatında paylaşım ve yeterli derecede beraberliklerin olmaması, evli değillerse sosyal hayatta manevi gereksinimlerini karşılayamaması ve temel olarak sahip olduğu her şeyi kendinden bilmesi, yine iletişim problemlerine sebebiyet verecektir.

Bu yüzden iletişim problemi yaşadığınız tüm kişileri düşünüp haklı olduğunuzu düşünüyorsanız, bu söylediklerim içinizi rahatlatsın. Sorun gerçekten sizde değil…