Suriye’de rejim kalıntılarının İsrail, İran, Rusya ve PKK/YPG/SDG desteğiyle sahil bölgesinde kalkıştığı hain darbe girişimi kısa sürede bastırıldı.
Dışarıdan müdahaleye zemin hazırlamak için Alevi ve Hristiyan katliamı varmış algısı oluşturmayı hedefleyen kampanya da başarısız oldu.
Sosyal medya aracılığıyla dolaşıma sokulan asılsız haberler ve görüntüler deşifre edildi.
Avrupa Birliği, konuyla ilgili açıklamasında sahil bölgesindeki saldırıların devrik rejim kalıntıları tarafından gerçekleştirildiğinin doğrulandığını belirtti.
Ahmed eş-Şara başkanlığındaki yönetim darbe girişimini bastırma sürecini gayet akıllıca yönetti ve bağımsız soruşturma komitesi kurulduğunu açıklayarak gerçeklerin çarpıtılıp istismar edilmesine fırsat vermedi.
Çatışmaların yaşandığı sahil bölgesi sakinlerinin şikâyetlerine kulak vermek ve sosyal barışı korumak üzere komite kurulması da yine doğru yönde atılmış önemli bir adım.
Suriye’de azınlıklar huzur ve güvenliklerinin sadece Şam’daki yeni yönetim tarafından korunabileceğini anlamalılar.
Bu arada Şam’dan sürpriz bir haber geldi.
PKK/YPG/SDG lideri Mazlum Abdi ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara bölücü terör örgütünün kontrolündeki bölgelerin Şam’daki yönetime teslimine dair bir anlaşma imzaladı.
Sadece Arapça olarak yazılan anlaşmanın imzalanması sırasında Suriye bayrağından başka bir bayrak yoktu.
Özerk yönetim, kota ve benzeri şeylerden de bahsedilmeyen anlaşmaya göre PKK/YPG/SDG, DEAŞ’lıların tutulduğu cezaevlerini, tüm askerî ve resmî kurumları, petrol ve gaz sahalarını, sınır kapılarını ve havaalanlarını teslim edecek.
PKK/YPG/SDG’nin teslim bayrağını çekmesi Öcalan’ın silah bırakma çağrısından sonra devrik rejim kalıntılarının darbe girişiminin de başarısız olması üzerine geldi.
Amman’da düzenlenen toplantıda Suriye ve komşularının DEAŞ’la mücadele için ortak operasyon ve istihbarat mekanizması kurma konusunda anlaşmaları ABD’nin bölücü terör örgütüne Suriye’de verdiği desteğin bahanesini ortadan kaldırdı.
Türkiye’nin gerekirse askerî harekât düzenleme kararlılığı da örgüt üzerinde yoğun bir baskı oluşturdu.
Devrik rejim yanlılarının darbe girişimi bastırıldı ve PKK/YPG/SDG’nin tasfiye süreci başladı ancak Suriye’nin güvenlik ve istikrarı için tehlike henüz geçmiş değil.
Mazlum Abdi ve Ahmed eş-Şara’nın imzaladıkları anlaşmanın bire bir uygulanmasını takip etmek gerekiyor.
Suriye’yi istikrarsızlaştırmak ve bölmek isteyenlerin boş durmayacağı, farklı yollarla yeni girişimlerde bulunacağı kesin.
Söz konusu girişimlere karşı Şam’ın uyanık olmaya ve dost ülkelerin yardımına ihtiyacı var.
Geçici anayasanın ilanı, Halk Meclisi’nin ve yeni hükûmetin teşkili gibi adımlar da geciktirilmemeli.
Bir yandan devrik rejim kalıntılarının terörüyle mücadele ederken diğer yandan devletin yeniden inşası çalışmaları devam etmeli.
Güvenlik güçlerini hedef alan saldırıların bir amacı da ülkeyi yönetilemez hâle getirip devrim sonrası kurulan yönetimin başarısız olmasını sağlamak.
Altmış yıllık Baas diktatörlüğü, devrilirken geride devasa bir enkaz bıraktı.
Suriye’nin yeniden ayağa kalkabilmesi ve yaralarını sarabilmesi için güvenlik ve istikrarın sağlanması zorunlu.
Kaos ortamında ülkeye yatırım gelmeyeceği ve ekonominin düzlüğe çıkamayacağı kesin.