Bitmediler gitti.

Bir vatandaş olarak gerçekten sıkıldım bunlardan.

Türkiye’deki tüm iyi işlere muhalifler!

Türkiye’nin büyük mücadele alanlarına, katkı koymak yerine takoz oluyorlar.

2013’te Taksim’de tüm Türkiye düşmanları birlik olmuştu. 

Gezi’de Kemalistlerle, terörist elebaşı Apo’nun posterlerini taşıyanlar; kol kolaydı. FETÖ de arkadan olaylara tam destek veriyordu. 

Türkiye’deki mutedil aklın dışında kalan kesim, cemaat, cemiyet, örgüt kim varsa hepsi birlik olmuşlardı ve oradaydılar.

Kaldırım taşlarını söküyor, polise fırlatıyor, esnafın iş yerine saldırıyor, sergi basıyor, vatandaşın park hâlindeki aracını yakıyor ve binaların üzerine devasa büyüklükte afişler asarak ülkenin başbakanına yönelik yazdıkları küfürleri, canlı yayınlarla tüm dünyaya servis ediyorlardı.

Bu nasıl bir şeydir? Kendi halkından ve ülkenden nefret etmenin sebebi nedir?

TÜRKİYE’DEKİ TERÖRİST SEVİCİLER YİNE ON-LINE!

Bakınız, Gezi’de kol kola yürüyenler; bu defa klavye başında yalan ve tezvirat üretiyorlar.

Toplumu yanıltan, yanlış bilgilendiren, provoke eden, kışkırtan bu kesimler açık söylüyorum; ABD, İsrail, İran, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya’dan maaşlı ve görevli elemanlardır. Provokatörlerin sayısı inanın on binlerce!

Fonlanan bu kesim kimi zaman karşınıza gazeteci kılığıyla çıkıyor kimi zaman siyasetçi şapkasıyla kimi zaman da akademisyen titriyle zihinleri zehirliyor ve devlete karşı güven zeminini sarsmaya çalışıyorlar. 

Bir de bu tayfanın kayığına binen gönüllü köleler var ki onların durumu daha da acıklı! Çok saflar… İdeoloji üzerinden kandırılıp kullanılıyorlar. Elde edecekleri hiçbir şey yok. Vatan ve millet düşmanı olmakla kalıp bununla beraber hem bu dünyalarını hem de öteki dünyalarını kaybediyorlar.

Bu kesimler son günlerde büyük bir çirkefliğe imza attılar!

Tarifi imkânsız bir ikiyüzlülük yaptıkları…

Aslında mantık aynı!

Dün Türkiye Afrin’e harekât başlattığında “TSK sivilleri öldürüyor!” diyerek iftira atanlar, Türk Devleti’nin titizlikle yürüttüğü teröristle mücadelesine gölge düşürmeye gayret edenler bugünlerde Suriye Devleti’ne bühtan ve iftira atmaktalar.

13 yıl boyunca mezalime uğrayan, göç ettirilen, işkence gören milyonlarca Müslüman Sünni’yi görmezden gelen, onların acılarına gözlerini kapatanlar bugün nedense “mazlumların sesi” olmaya soyundular.

“Suriye’de Aleviler katlediliyor!” diyerek feveran edenlerin niyetini çok iyi biliyoruz.

Fakat o kadar çirkin ve o kadar nefret dolular ki halkımız böyle bir mezhep bezirgânlığına asla pirim vermeyecektir.

Suriye’de olan şeyi net bir şekilde ortaya koyalım.

İki soru önemli! Suriye’de kim meşru güç? Suriye’de kim terörist?

Suriye’de güç kullanması meşru olan örgüt, devlet mekanizmasıdır. Bunun dışında hiçbir kesimin eline silah alıp istediği gibi bunu kullanması kabul edilemez.

Devlet mekanizması dışında örgütlenen, şiddet yayan, halkın huzuruna kasteden, kaosu körükleyen, oluk oluk kan aksın için çaba gösteren herkes; teröristtir.

Teröristin dini, mezhebi ve etnik kökeni olmaz. Terörist, teröristtir ve hak ettiği muameleyi devlet tarafından görür.

Şu notu da düşmek lazım; Suriye’deki Nusayri sivil toplum önderleri devlete bağlılıklarını yeniden ilan ettiler. Sorun çıkaranlar başka!

Suriye’de olan şey kısaca şu; İsrail ve İran destekli Esat artıkları huzuru bozmak için devletin kolluk kuvvetlerine ve sivil halka saldırdı. Devletse gereken muameleyi kendilerine yöneltti. Terörle mücadelede en ufak bir yavaşlık, hasarın bin kat büyümesine neden olur. O nedenle anlık refleks çok önemlidir.

Terör odakları Suriye’de önemli bir sorun. Bu kapsamda Türkiye’nin desteğine ihtiyacı var. Ülkemiz de bu desteği vermekten geri durmayacaktır. Çünkü Suriye’nin huzuru, bizim huzurumuz için de önemlidir.

Suriye Devleti terörist avlarken Türkiye’de ağzından köpükler çıkararak İsrail’i göreve çağıran, gazetecilere saldıran, tehditler savuran, iktidara iftira atan zihniyet; bu ülkenin ne yazık ki en büyük sorunudur.

Dertleri çok büyük!

Dostları kaybetti, Rusya’ya kaçtı. 

“Mücadele” bu küçük adamlara kaldı. 

Kötü haber; kaybettiler ve kaybetmeye mahkumlar!