Seçim öncesi de yazdım durdum. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı aday arayışındaki söylemi ile eylemi farklı oldu. Milleti heyecanlandıracak açıklamalar da yaptı ve sonuçta ‘Gel bakalım Muharrem’ diyerek daha başlamadan zaten kaybetti. Çünkü millete sunduğu aday profili ile gösterdiği aday farklı idi. Aslında kendi koltuğuna rakip gördüğü Muharrem İnce’nin kaybedeceğini de bilerek onu sahaya sürdü.

Yani Kılıçdaroğlu’nun iktidar olma niyetinin olmadığı da buradan açık ve net belli idi. Onun derdi, genel başkanlık koltuğunu kimseye kaptırmamaktı. Bu niyetle de Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı yaparak aslında onu ve ekibini meclis dışına itme projesini hayata geçirmişti.

Bu proje başarılı bir sonuç ortaya koydu. Sonuçta beklendiği gibi İnce kaybetti ve ekibi ile birlikte Meclis dışında kaldı. Kılıçdaroğlu, İnce’nin ekibini meclis dışına itme planı dönemindeki İnce ile Kılıçdaroğlu’nun görüşmesini hatırlayın. Kılıçdaroğlu siyasi hamle yaparak, İnce’ye “Kazanacaksın ve Cumhurbaşkanı olarak hükümeti kuracaksın, bu yüzden ekibini kabine için meclise almadım” diyerek yine bir siyasi hamle yaptı.

İnce’nin seçimi kaybedeceğini elbette biliyordu. Görünen köy kılavuz istemezdi. Ayrıca İnce’nin CHP’den daha çok oy alacağını da biliyordu Kılıçdaroğlu… Bu yüzden “Gel bakalım Muharrem” diyerek Cumhurbaşkanı adayı gösterdiği İnce’nin aday olarak ilan edilmesinde parti rozeti çıkarıldı ve bayrak rozeti taktırıldı. Yani bu da siyasi hamlenin bir parçası idi aslında. İnce daha çok oy aldığında kullanacağı bir argümanı da vardı artık.

Sürekli genel başkanlığa aday olan bir kişiliği, ekibi ile partiden uzaklaştırıp, aday gösteren genel başkana da vefa borcu argümanını ortaya koyan Kılıçdaroğlu için o gün koltuğunu kaybedeceğini yazmıştım.

Parti içindeki rakibini devre dışı bırakmak ile ilgili strateji elbette tuttu. Ama, partililerin İnce’ye tam destek verebilecekleri, bu desteğin de koltuğunu kaybetmesine neden olacağını Kılıçdaroğlu düşünemedi. Ya da bu riske girdi.

Şimdi, CHP’ye destek veren önemli kalemler bile Kılıçdaroğlu’nun gitmesini istiyor. Sürekli başarısızlıktan partililer bile bıktı. Yenilenme ve yeni bir şans arayışı içindeler.

Gerek televizyonlarda, gerekse yazılarımda hep söyledim. Ama bizim sözümüze bakan yok tabii ki… Yeni Türkiye’yi kuran millet muhalefette de değişim istiyor. Türkiye’nin değişimine direnen muhalefet de statükodan kurtulamıyor. Esas kısır döngü budur.

Milleti anlamadan siyaset yapılmaz. Çünkü siyaset milletin isteklerine cevap vermektir. Milleti arkana almaktır. Milletin gücünü arkasına almak yerine, milletin değerleri ve talepleri ile kavga etmeyi seçen ana muhalefet partisinin yönetimi artık o koltuklarda duramayacak.

Değişimin Muharrem İnce ile geleceğini düşünen Partililer bu işte oldukça kararlı görülüyorlar. Muharrem İnce’de önceki gün Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesinde kurultayı toplamasını talep etmiş. Yani İnce diyor ki, ‘Ben kurultay talep etmeyeceğim. Ya genel başkan toplayacak ve delege değişime karar verecek. Ya da delege kendi toplayıp kararını verecek.’

Sizce ne olacak? Tabii ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi ‘Koltukta gözü olanın bu partide yeri yok’ söylemi olmayacak. Başarısız olmasına rağmen koltukta inat edenin koltuğu gidecek.

Selam ve dua ile…