Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece bir yıl önceki hain darbe ve işgal girişiminin kahraman Türk halkı tarafından bastırılışını andık.

Ülkemizin dört bir yanında vatandaşlar yeniden caddelerde ve meydanlardaydı.

Tıpkı bir yıl önce olduğu gibi.

Fakat bu kez hainlerin vatanımıza ve milli iradeye yönelik saldırısını püskürtmek için değil darbecilere karşı kazanılan müthiş zaferin birinci yıldönümünü kutlamak için evlerimizden çıkmıştık.

Başta İstanbul olmak üzere her kentimiz bir başka güzeldi.

Bir yıl sonra tüm dünyaya yeniden mesaj verildi:

“Unutmadık, unutturmayacağız!”

Evet; birçok şey var unutulmaması gereken.

Örneğin, gecenin ilk saatlerinde henüz belirsizlik devam ederken darbe başarılı olmuş gibi sevinenleri ve asılsız haberler yayarak darbecilere destek olanları asla unutmamalıyız.

Mursi’ye karşı Abdülfettah El Sisi’yi ve Suriye devrimine karşı Beşşar El Esed’i destekleyenler heyecana kapılmış ve duydukları sevinci gizleyememişlerdi.

O gece tankları elleriyle durduran halk sadece Türkiye’deki değil çok daha geniş bir coğrafyadaki hainleri hayal kırıklığına uğrattı.

Mısır darbesine destek veren ve 15 Temmuz’da ihanetin başarılı olmasını dört gözle bekleyenler daha sonra çark edip FETÖ’ye karşı Türkiye’nin yanındaymış gibi görünseler de asla inanmayın.

Güçlü olduğumuz ve dimdik ayakta kaldığımız sürece öyle davranmak zorundalar.

En ufak bir zafiyette ve Allah korusun herhangi bir tökezleme anında bir tekme de onlardan geleceğini kesinlikle unutmamalıyız.

Çünkü aynı cephe bugünlerde bir yandan yüzümüze gülerken diğer yandan resmi kadrolu “e-sinekleri” aracılığıyla Arap sokağında FETÖ’nün yalanlarını yayıyor.

15 Temmuz’un “tiyatro” ve “kontrollü darbe” olduğunu, Erdoğan’ın kendi planladığı darbe girişimini kullanarak uyguladığı baskıyla muhalifleri sindirdiği propagandasını yapıyor.

Darbe girişiminin başarısız olmasını ve hainlerin devlet içinde yuvalandıkları yerlerden temizlenmelerini, dolayısıyla yıkılmasını ve büyük yara almasını bekledikleri Türkiye’nin sürecin sonunda -Allah’ın izniyle- daha da güçlenmesini bir türlü hazmedemiyorlar.

O gece Türkiye’deki ihanet girişiminin başarısız olması için sabaha kadar Allah’a dua edenler ise 15 Temmuz Destanı’nın yıldönümünde bizimle birlikte aynı duyguları bir kez daha yaşadı.

Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen etkinlikleri televizyonlar ve internet siteleri aracılığıyla takip ettiler.

Sosyal medya paylaşımlarında duygularını ve Türkiye’ye desteklerini dile getirdiler.

Örneğin Katarlı gazeteci yazar İlham Bedir, Twitter’da 15 Temmuz etiketiyle ve gayet düzgün bir Türkçeyle şöyle yazdı:

“Allah’ım! Türkiye’yi, liderini, halkını koru. Ezanları susturma. Ay yıldızı ilelebet dalgalandır. Katar’dan Türkiye’ye selam olsun.”

Hamas’ın efsane lideri Halid Meşal de yayınladığı görüntülü mesajda, darbe girişimini birkaç saatte bastıran Türk halkının cesaretine övgüde bulunarak, 15 Temmuz’un Türkiye, bölge ve tüm dünya için tarihi bir dönemeç olduğunu söyledi.

Türkiye’nin, demokrasisinin ve özgürlüğünün, ekonomisinin ve büyüyen rolünün hâlâ hedefte olduğuna dikkat çekti ve ekledi:

“Fakat biz Türkiye’nin yönetimiyle ve cesur halkıyla tüm komploları boşa çıkaracağına inanıyoruz.”

Filistinli lider ayrıca Türkiye’yle gurur duyduklarını ve Türkiye’ye vefalı olduklarını ifade etti.

Darbecilere karşı kazanılan büyük zaferin yıldönümünde şu gerçeği bir kez daha hatırlamalıyız:

Bugün Hamas’a “terör örgütü” diyenler o gece İsrail’i otorite kabul eden hainlerle aynı saftalardı.