Şerefsizliğin ve vatana ihanetin bu kadar bol olduğu bir ortamda ay yıldızlı bayrağın altında şerefiyle dimdik duran kardeşlere selam olsun. Önce İstanbul’da ardından Kayseri’de yapılan haince ve alçakça saldırılar sonrası şehit olmuş yiğitlerimizin şehadetlerini Allah (cc) Kabul eylesin yolculuklarında onlara dualarla eşlik eden kardeşlerede selam olsun. Bu teknolojik çağda maalesef şarj aletine bağlı hayatlar sürdüren birçok insanımız var. Özellikle bu insanlarımıza sözüm oki sosyal medya üzerinden devletimize birlik ve bütünlüğümüze nifak tohumları ekerek iç huzurumuzu bozmaya yönelik servis edilen bölücü ve tahrik edici paylaşımlardan uzak durmalarıdır. Evet özümüzde yeniliklere açık ama bir o kadarda geleneklerine bağlı bir milletiz. Başka devletler gibi lakırdı yapmak yerine ”Bizler yaşatan, yaşattıkça da anlamlaşan bir milletiz” ondandırki büyük devletler büyük imtihanlardan geçer sanıyorum buda bizim devletimizin bir imtihanı olsa gerek.

İrfan Can üç büyüklerde de oynayacak kabiliyette…

Siyasi yazar değilim ama ülkemde olanlarada susacak değilim yazıma yukarıdaki gibi giriş yapma isteğimde bundandır ve takdir edersiniz ki futbolu yorumlamakta yazmakta bu kadar üzücü olaylardan sonra zor geliyor insana. Neyse yinede kancık pusuları kuran kahpe ve şerefsiz katillere inat dönmeye çalışalım futbola. Evet Fenerbahçe futbol olarak düşüşte olsada skoru bulma anlamında Gençlerbirliği karşısında üç puanı üç golle elde etmesini bildi. Futbol seyri açısından Gençlerbirliği takımı oynadığı oyunla büyük keyif verdi. İrfan Can Kahveci başta olmak üzere Serdar Gürler, Ahmet Çalık ve sakatlanarak oyundan çıkana kadar Aydın Karabulut’u çok beğendim. Özellikle İrfan Can Kahveci ayaklarına çok hakim ve futbol zekası üst düzey bir oyuncu üç büyüklerde oynayabilecek kabiliyette buradan duyurulur. Lig maçlarında rakiplerine pekte gol şansı tanımayan Fenerbahçe defansı Ankara temsilcisi karşısında alışılmışın dışına çıkarak deyim yerindeyse otobana döndü. Orta alan yani ikinci bölge tükenmiş durumda iki pas yapacak halleri yok çok tehlikeli bölgelerde öyle top kayıpları ile oynadılarki inanılır gibi değil DickAdvocaat’ın bu gidişe bir çözüm bulması gerek.

Maçın adamı kaptan Volkan Demirel…

Henüz maçın başlarında Van Persie sakatlanıp oyundan çıkarken gol umutlarınıda yerine oyuna dahil olan taraftarın sevgilisi MoussaSow’un avuçlarına bırakıyordu. Bazıları oyunu seyrederken Volkan Demirel gibi Sow gibi Lens gibi Kjaer gibilerde önden bir sahne bulup oynuyorlardı. İlk yarı kötü futbola rağmen birinci golde Lensin usta ayar ortası Sow’un akıl dolu dokunuşu golü getirdi. İkinci devrede Fenerbahçe’den daha derli toplu bir oyun beklensede yine değişen birşey yoktu. İlk yarının kopyası yine tekrarlanıyordu yine top kayıpları yine pas hataları ve her fırsatta golü kovalayan takım rakip Gençlerbirliği’ydi. İlerleyen dakikalarda Advocaat’ın sihirli hamlesi biraz olsun oyunu dengeliyordu sahaya Ozan Tufan ve Fernandao’yu sürmesi rakibin tehlikeli çıkışlarına engel olurken takımınında iki gol daha bulmasını sağlamış oluyordu buda takdire şayan kurt bir teknik adam hamlesiydi. Önce Ozan’ın asistiyle Fernandao’nun golü sonrasında Lensin alda at dercesine çıkardığı pasta Sow ustaca gol vuruşu Fenerbahçe’yi oldukça rahatlatıyordu. Gecenin kahramanı golleri atanlar olmasada kalesinde devleşen gole kapatan enaz dört pozisyonda “Volkanik” direniş gösteren Kaptan Volkan Demirel’di.

Allaha emanet olun…