Günümüzde bilgi sadece yetişkinlerde ya da kütüphanelerde bulunmuyor. Öğrenciler yaygın olarak kullanılan akıllı telefonlardan (%94,8)[1] bilgiye kolaylıkla ulaşabiliyor. Gençlerin çoğu sosyal medyayı kullanmanın kendilerini mutlu ettiğini (%87,6) söylüyor. Öğrenciler artık duvarlar arasında eğitim almaktan hoşlanmıyor.Çünkü internet onlara sınırların olmadığı cennet gibi bir dünya sunuyor. Genelde ergenler ve özelde Z Kuşağı gençler, yetişkinlerin buyurgan tavırlarından hoşlanmıyor. Yazılım mühendisliği ve özellikle oyun yazılımı, STEM (Since-Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Matematik), robotik gibi teknolojik gelişmelere ilgi duyuyorlar (%35,1). Zamane gençleri, vaaz verir gibi ders anlatan öğretmenlerden hoşlanmıyor. “Khan Akademi eğitim modeli” gibi okulsuz ve öğretmensiz bir öğrenme ortamını hayal ediyorlar ve bunu sanal ortamda fiilen gerçekleştiriyorlar. Sözün özü; gençler aslında tutkularının ve hayallerinin peşinden koşuyor. Z Kuşağı gençleri motive etmek hiç te kolay değil! Bu gençlerin hızına yetişebilmek için öğretmenler de en az onlar kadar hızlı olmalıdır. Hızlı olmak da yetmiyor, aynı dili konuşmaları gerekiyor. Hatta aynı dili konuşmak ta yetmiyor çünkü gençler genellikle aidiyet duydukları grupları (%80) tercih ediyor.

Bu şartlarda bugünü ve geleceği yakalayabilecek öğretmenlerin hangi özelliklere sahip olması gerektiğini itinayla düşünmeliyiz. Yani zamane öğretmeninin zamanın dilini yakalamasının önemini idrak etmeliyiz. Çünkü zamanın dili teknolojiyi etkili biçimde kullanmaktan geçiyor.

Gençler niçin sosyal medyayı takip ediyor? Çünkü o mecrada hiç eleştirilmiyorlar ve zevk alıyorlar. Sınıf ortamındaki klasik ders anlatımından sıkılan öğrenci, teneffüste cebindeki telefonla oyun oynamanın hayalini kuruyor. Gençler niçin sosyal medya hesapları açıyor? Çünkü gençler kendilerini ifade etmek ve dikkat çekmek istiyor; iyi ve güzel yönlerinin görülüp onaylanmasını bekliyor ve kaç beğeni alacağının hesabını yapıyor.

Gençler öğrenmek için en azöğretmenlerine (%2), sonra babalarına (%12,8) ve en çok annelerine (%18) danıştıkları halde en fazla interneti kullanıyorlar (%66,8). Çünkü kendilerini sosyal medyada rahatça ifade edebiliyorlar (%83,2).Gençler sosyal medyada hazlarının ve tutkulu bir hayatın peşinde koşuyor. YouTube fenomeni olan çocukların bile milyon dolarlar kazandığını görüp, zengin ve başarılı olmak için okumaya ihtiyaç olmadığı çıkarımında bulunuyorlar.

Gençlerin dilinden anlayacak öğretmen tutkulu, coşkulu ve girişimci olmalıdır. Böyle bir öğretmen karakterinde “şartsız sevgi” hasletini taşımalıdır. Çünkü sosyal medya gençleri şartsız seviyor! Bu nedenle öğretmen kalbinde duygulara yer açmalı ve EQ (Duygusal Zekâ) becerileri ile donanmış olmalıdır.

Öğretmen hayallerine tutku ile bağlanmalıdır. Bütün enerjisini tutkularını gerçekleştirmek için harcamalı ve bu yolculukta kendi başarı hikâyesini yazmalıdır. Tutkulu öğretmen gençlerin yüreğini ateşlemeli, gençleri keşfetmeli ve onlara cesaret vermelidir. Tutkulu öğretmen gençlere moral ve vizyon vermeli ve onlara büyük hayaller kurdurmalıdır.

Z Kuşağı ile anlaşabilecek bir öğretmen girişimci ve çözüm odaklı düşünmeli, gülümseyebilmeli ve sevdiği işi yaptığı için bir ömür boyu yorulmayacak amatör bir ruha sahip olmalıdır.

[1] Türkiye Gençlik STK’ları (TGSF) Türkiye’nin Gençleri Raporu verileri kullanılmıştır.