Seyahat eden, gezen insan yollarda yüzlerce hatıra biriktirir. Yolların hediye ettiği bu birbirinden güzel hatıralar size yepyeni ufuklar açar. Biz de yol arkadaşım Celal’le birlikte uzun zamandır Âlem-i İslam’ı diyar diyar dolaşıyor; pirlerimiz İbni Batuta’nın, Abdürreşid İbrahim Efendi’nin izlerini sürmeye çalışıyoruz. Sadece Türkiye’yi değil; Ortadoğu’yu, Balkanları, Kafkasları, Afrika’yı, ezcümle Âlem-i İslam’ın tümünü ilgilendiren 7 Haziran seçimleri öncesi sizlerle bir hatıramı daha paylaşmak istiyorum. Bir önceki yazımda Erdoğan’ın Filipinler’in başkenti Manila’da bize ısmarladığı yemekten bahsetmiştim. Bu sefer de size Zanzibarlı Faruk’la yaşadıklarımızı anlatacağım.

Tanzanya’nın başkenti Darusselam’dan bindiğimiz Kilimanjero isimli vapurla Zanzibar Adası’na doğru yol alıyoruz. Vapurda tanıştığımız Ummanlı gençle muhabbetin dibine vurduğumuz 2 saatlik bir yolculuğun ardından vapurumuz İslam’ın Doğu Afrika’ya açılan kapılarından biri olan Zanzibar kıyılarına doğru yaklaşmaya başlıyor. Vapur kıyıya yaklaşırken sahilde bekleyen takkeli, beyaz entarili, sakallı erkeklerin; başörtülü, çarşaflı Müslüman hanımların çokluğu hemen dikkatimizi çekiyor. Müslümanları gördükçe gözümüz, gönlümüz açılıyor.

Vapurdan inip limanın etrafına birikmiş olan kalabalığı aşmaya çalışıyoruz. Ortalık ana baba günü… Birkaç kez telefonla irtibat kurmaya çalıştıktan sonra bizim gibi kalabalığın arasında ilerlemeye çalışan Faruk’la karşılaşıyoruz. Faruk bizi hemen sımsıcak bir şekilde kucaklıyor. Aramızda birbirimizi yıllardır tanıyormuşuz gibi bir muhabbet oluşuyor. Sonra Faruk’un arabasıyla kalacağımız otele doğru yol almaya başlıyoruz. Faruk arabaya biner binmez bize Türkiye’deki son gelişmeleri soruyor. Tam da Erdoğan’a yönelik saldırıların zirve yaptığı, Gülencilerin üst üste yayınladıkları ses kayıtlarıyla hükümeti düşürmeye çalıştıkları dönem. Faruk bir taraftan arabayı sürerken diğer taraftan da oldukça tedirgin bir ses tonu ve yüz ifadesiyle “Ne olacak bu Türkiye’nin hali?” diye soruyor. Türkiye’ye binlerce kilometre uzaklıktaki Zanzibar’da Afrikalı bir Müslüman’ın Türkiye’deki gelişmeleri bu denli yakından takip etmesi, Türkiye için duyduğu kaygı bana son derece ilginç geliyor. Ben de Faruk’a “Kardeş, Türkiye için neden bu denli tedirgin oluyorsun? Türkiye Zanzibar’a göre dünyanın öbür ucu” diyorum. Faruk ise bana dönerek “Biliyor musun, Erdoğan’ın Türkiye’si Zanzibar’da yüzlerce yetime bakıyor. Zanzibar yok olsa inan ümmete hiç bir şey olmaz. Fakat şu an Türkiye’ye bir şey olsa ümmetin geleceği mahvolur” diyor.

7 Haziran’da oy vermek için sandığa gideceğiz. Ve eminim ki Mısırlı, Suriyeli, Gazzeli, Arakanlı, Zanzibarlı Farukların gözleri Türkiye’de yapılacak seçimde olacak. Vereceğimiz oylarla ya Esedleri, Sisileri, Netanyahuları, Hassinaları ya da Mursileri, Gannuşileri, Heniyeleri, Suriyeli mücahidleri, yetim ve mazlumları sevindireceğiz. Çünkü bu seçim sadece Türkiye’nin geleceğini değil; aynı zamanda Âlem-i İslam’ın geleceğini de ilgilendiren bir seçim…

Son olarak oy kullanma konusunda hala daha kararsız olan veya “Sadece benim oyumdan ne çıkar, ben oy kullanmasam da olur” diyen kardeşlerime bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Unutmayalım ki “bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu da bir ülkeyi kurtarır.” Siz o bir mıhın yerine 7 Haziran’da kullanılacak bir oyu koyabilirsiniz.