Beşiktaş neyi kaybettiğini hatırlar mı diye beklenti içine girilen bir günün sonunda bir kez daha Kabataş’a can sıkıntısıyla yürümek zorunda kalan taraftarın parçalanan yüreğinde şu tezahüratlar yankılandı: “Ne zaman şampiyonluk diye bağırsak kursağımızda kalıyor / Söylesene bize hoca takım niye oynamıyor?”

Beşiktaş’ın Samed Aybaba’dan bu yana bu noktaya geleceğini 2 senedir sağır sultan biliyordu. Herkes farkındaydı ölümün ama kimse müdahale edemiyordu. Bu akşam son nefeslerini aldı Beşiktaş. Fikret Orman yönetimi öyle bir enkaz bıraktı ki sadece 72 saati kalan Beşiktaş son 90 dakikasına ise Galatasaray karşısında çıkacak.

Abdullah Avcı… Manchester City’nin dünya yıldızlarıyla ve yaklaşık 1 milyar euroluk kadro değeriyle oynadığı oyunu vasat bir kadroyla oynama hayalini yaşarken Beşiktaş’ı uçurumdan atmak üzere. Milli Takım teknik direktörlüğünü büyük eleştiriler sonucu apar topar terk etmek zorunda kalan Başakşehir’in efsanesi Abdullah Avcı’nın Beşiktaş’ta oynatmaya çalıştığı oyunu herhangi bir mantıkla açıklamak ne yazık ki mümkün değil.

Beşiktaş’ın gelirleri temlik altında. Beşiktaş’ın geleceği temlik altında. Muhakkak sportif başarının gerekli olduğu bu şartlarda başarı gelmezse 116 yıllık çınarı büyük sıkıntılar bekliyor. Fikret Orman gitmeden önce son “iyiliğini” Abdullah Avcı’yı Beşiktaş’ın başına getirerek yapmış görünüyor.

Geldiği günden bu yana ne takım arası uyumu ne tribünler ile birleşmeyi ne de takıma uygun bir taktiği oluşturamayan Avcı’ya soruyoruz: Sen ne iş yaparsın Avcı, av olmaktan başka?

Avcı’ya yol tarifi: Kabataş’tan tramvaya biniyorsun, Aksaray’da inip Kirazlı metrosuna biniyorsun. Sonra aktarmayla direkt Başakşehir’e.

Dipnot: Sweetshirt giymeni tavsiye ediyorum. Bu öfkeli taraftar arasında kendini belli etme sayın Avcı.