Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, ”Tarih tekerrürden ibaretse tekerrür ettirmeyin” şeklinde okkalı bir söz söylediğinde tarihler kaçı gösteriyordu bilmem. Ama dün akşam 6 Kasım’ın tekerrürü yaşandı. Galatasaray bilinç altından bir türlü atamadığı 6-0 travmasını bir kez daha ve bu sefer Şükrü Saracoğlu’nda değil Bernabeu’da yaşadı.

Maçta yanlış giden mevzuları yazmaya kalksak muhtemelen 90 dakika uzunluğunda bir yazı meydana gelecek. Ancak birkaç sorunu açmak gerek. Özellikle savunmada Mariano, Marcao, Luyindama, Nagatomo dörtlüsü adeta Madrid’in ünlü Puerta del Sol meydanında yürüyüşe çıkmış gibiydiler. Hem de mutlu bir sabahın neşesiyle, sabah kahvaltısını yapmış ve bugün hiç kimseyle mücadele etmeyeceğinin sözünü annesine vermiş saygılı çocuklar gibiydiler Bernabeu’nun çimlerinde.

Savunma oyuncularının en temel özelliği rakibi caydırıcı güçte olmalarıdır. Yani söz gelimi, bir forvet oyuncusu karşısında bulunan savunma oyuncusundan çekinmiyorsa orada rakip için sorun var demektir.

Real Madrid elini kolunu sallaya sallaya Galatasaray kalesine geldi. Hatta 90 dakika Galatasaray kalesinde geçti diyebiliriz. Hatta şunu da: Biz şifreli kanalda Real Madrid – Muslera maçı izledik. Peki bunun sorumlusu kim? Fatih Terim mi, futbolcular mı, yönetim mi? Yoksa Süper Lig’de büyük takımları fazlasıyla şımartan MHK, TFF gibi kurullar mı?

Biz buralarda oynayacak düzeyde değiliz. Türk futbolu diye bir şey yoktur. Bu başka bir yazının konusu olsun.

Gelelim orta sahaya. Sezon başında Beşiktaş’ın elinden alındığı için bayram edilen Lemina kayıpları oynuyor. 2 sezon önce Avrupa’nın dev kulüplerinin peşinde olduğu söylenen Seri, saha içinde saklanıyor. En kuvvetli görünen Nzonzi ise bütün bu boşvermişliğe sonunda katılmış gibi görünüyor.

Galatasaray yönetimi ve Fatih Terim şu anda ”imdat butonu” olacak bir hamlenin peşinde. Ocak ayına kadar kötü günler Galatasaray’ı bekliyor.