Huneyn gazvesinde, elde edilen ganimetlerin dağıtımı esnasında,Temîm kabilesinden, Zü’l-Huveysıra denen bir adam, Peygamberimiz Efendimiz (sav)’e ‘Adil ol’ diye kaba bir şekilde seslenir ve bu olayın ardından, Peygamberimiz Efendimiz (sav)’in, “Bunun öyle taraftarları olacak ki, bunların namazı karşısında sizden biri kendi namazını az görecek, bunların orucu karşısında kendi orucunu az bulacaksınız. Bunlar Kur’an okuyacaklar ama Kur’an boğazlarından aşağı inmeyecek. Bunlar, okun avı delip süratle çıkıp gittiği gibi İslâm’dan süratle çıkacaklar… “ buyurduğu rivayet ediilir… ( bk. Buhârî, Menâkıb, 25; Meğâzî, 61; Müslim, Zekât, 142-160)

İşte bu adam ‘ahmaklığın’ en tipik örneğidir.

Siyasi iktidarda olan milliyetçi bir parti olmuş olsaydı eğer, emin olun etrafındaki insanların çoğunun bıyığı aşağıya doğru uzanmış olacaktı…

Ya da siyasi iktidar solculardan oluşmuş olsaydı, etraflarındaki insanların çoğu posbıyıklı olacaktı.

Siyasi iktidarda ‘Dindar’ insanlar olunca, etraftaki insanlar, birden bire gümüş yüzüklü, sakallı, başörtülü, insanlarla doldu.

Diğer yandan, siyasi iktidara şirin gözükerek, nüfus elde etmek isteyen çeşitli kurum ve kuruluşlardan kimi kitabı kerimi pasta yapıyor, kimi, ‘Happy Birthday ey resul’ levhaları asıyor,kimi kabe maketi etrafında ihram giyip dönüyor…

Kimileri pusulalı ve kuran okuyan seccade üretmekte, kimileri ezan okuyan saatler icat edip piyasaya sürmektedir…

Bu bağlamda, tabiri caizse üstü şiş, altı kaval ‘tesettür’ denilen bir ucube giyim tarzı da yaygınlaşmaktadır…

Ahmaklığın ruhu çıkar ve heva/hevestir.

Çıkarını öne almış, heva ve heveslerine kapılmış insanların değişken olan yalnızca şekil ve biçimleri değildir.

Davranış, inanış ve düşünceleri de değişkendir.

Ahmak insanlarda değişim, aşağıdan yukarıya doğru, ahlaki olgunluk, ilmi/fikri olgunluk şeklinde bir değişim değildir.

Ahmaklığın değişimi, bir mertebe yükselmesi şeklinde değil, bir dereke düşüşünde sürüp giden bir değişimdir.

Bu sebeple ahmakların dini olmaz.

Toplumların bünyesine bozulma virüsünün giriş kapısı o toplumdaki ahmaklardır.

Ahmaklar iki türdür, bir türü heva ve heveslerine cevap arayanlar, diğer türü de, bu heva ve hevese cevap verenlerdir.

Siyasi iktidar taliplerinden kimin ahmak olduğunu anlamak isteyenlerin, sundukları taleplerin heva ve heveslere cevap olup olmadığına bakmaları yeterlidir.

Örneğin ülkenin ekonomik şartları, çalışanlara en fazla üç bin lira maaş vermeye el verirken, kendisi iktidara geldiğinde, 10 bin lira maaş vereceği vaadinde bulunanlar ahmaktır. Ahmaklardan oy talep etmektedir…

Bir Dağıstan atasözü derki; “Sütsüz koyun ahmak adama benzer o yüzden hep meler”, vesselam…