İnsanlığın hızlı ahlaki yozlaşmasıyla beraber, enformatik gelişme dünyayı bir sirk arenasına çevirdi.

Haber kanallarından her şey dünyanın bir köşesinden diğer köşesine kesintisiz akmakta.

Sosyal medyada her şey sansürsüz alabildiğine ortaya faş edilmekte.

Bu pazara sunumun kapılarından biri de sosyal/kültürel kitle etkinlikleri.

Modern zaman Müslümanları da bu pazarda alabildiğine at koşturmakta.

Din, iman, Peygamber, ne kadar kutsalı varsa bir enformatik malzeme olarak piyasaya etkinliklerle sürülmekte.

Peygamberi, kamyonete bindirmekle, enformatik araçlar ve medya kanallarına bindirmek arasında bir fark olmadığını hiç düşünemiyor…

Bu enformatik sirk alanında, palyaçolar, soytarılar, atlar eşekler, filler, timsahlar kurtlar ve kuşlarla birlikte iç içe rol modelleri artistler, giyinikler soyunuklar, fahişeler, hacılar hocalar hepsi bir hızlı akış içinde birlikte tüketilmekte. Atın önüne et, itin önüne ot konulmakta.

Hiç kimse bunun bir ölçüsünün, bir sınırının olmasını düşünmemekte.

Hepimiz bu enformatik kanalizasyonun içinde hızla sürüklenmekteyiz.

Peygamberi sevmek ve ona itaat, göstergesel enformatik bir şey değil ahlaki bir şeydir.

Ne kadar güzel ahlaka sahipseniz o kadar Peygambere yakınsınız.

Medya kanallarında kamyonete bindirerek Peygamberle yakınlaşamazsınız, yakınlaştıramazsınız.

Çok derin bir enformatik cehalet içinde, azıtmış bir şehvetle modern zaman Müslümanları kutsallarını yemekte tüketmektedir.

Ne diyelim “Bir kıblegâh alana promosyon olarak bir müftü veriyoruz, manevi bereketiniz artsın, kargo ücretiniz de bedava”. Vesselam…