Oldum olası seçim şarkıları ilgimi çekmiştir. Seçimlerin olmazsa olmazı olarak gördüğüm bu şarkıların kararsız seçmen üzerinde pozitif bir etki oluşturduğunu düşünürüm. İyi yapılmış bir şarkının seçim döneminde hem o parti taraftarlarına bir heyecan ve enerji verdiğini hem de o partiyi rakiplerinden bir adım öne çıkardığına inanırım. Seçim şarkısı deyince çocukluk yıllarımda Refah Partisi’nin özenle yapılmış şarkıları, ezgileri, marşları gelir aklıma. Bu şarkıların Refah Partisi’nin geniş kitlelerce tanınmasında, sevilmesinde, bilinmesinde önemli bir görevi yerine getirdiğine inanırım. Bu şarkılar olabildiğince amatör bir ruhla ve el yordamıyla üretilirdi. Ama içinde aşk vardı, heyecan vardı… Günümüzde partiler seçim şarkılarını profesyonel isimlere ısmarlıyor, onlar da ölçerek, biçerek yapıyor şarkıyı. Ancak ortaya gönülden gönüle bir yol yapmaktan ziyade, adet yerini bulsun tarzında şarkılar çıkıyor. Bol müzikli, oyun havalı, debdebesi ile dikkat çeken ama ilgi çekmeyen, bir iki dinleyince insanı hemen sıkan, çabucak unutulan, bir daha da hatırlanmayan şarkılar üretiliyor.

Son yıllarda bunun neredeyse tek istisnası, 30 Mart Yerel Seçimleri’nde Uğur Işılak’ın Recep Tayyip Erdoğan için özel olarak yazdığı ve bestelediği “Dombra” şarkısı oldu. Sözleriyle, tınısıyla, müziğiyle bambaşka bir şarkı olduğunu hemen gösteren şarkı, neredeyse 30 Mart Yerel Seçimleri’nde ve 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminde seçmen üzerinde tek başına bir pozitif etki oluşturdu. Şarkı, rakip parti ve adayları ezip geçti. Seçimin galibini günler öncesinden ilan etmiş oldu.

AK Parti’nin 1 Kasım seçimi için hazırlattığı “Haydi Bismillah” şarkısı da bana uzun yıllar sonra yeniden yeni bir heyecan yaşattı. ‘Bismillah’ın kendine has sinerjisi midir; yoksa bestesinin naifliği, sözlerinin yalınlığı mıdır bilemedim, ama şarkı beni ele geçirdi. İlk günkü heyecana yapılan vurgu, 2002 ruhuna yapılan göndermeler beni tavlamadı; ama bu şarkıda farklı bir hava sezinledim. Umarım Haydi Bismillah, yılgınlığa düşmüş, bezginliğe duçar olmuş, heyecanını kaybetmiş, karamsarlığa teslim olmuş AK Parti seçmeni için silkinme fırsatı olur.

AK Parti, 7 Haziran seçimi sonrasında iktidara gelememenin sıkıntısını yaşıyor. 13 yıl boyunca tek başına hükümet olmuş bir hareket, 7 Haziran sonrasında oluşan tabloyu anlamaya, özümsemeye, yanlışlarını düzeltip yeniden bismillah demeye çalışıyor. Yenilenen aday listeleri, üzeri çizilen milletvekilleri, yeni sloganlar, yeni yönetim, yeni şarkı, yeni anlayış… Hepsi de 2002 ruhunu yeniden partide hâkim kılma çabası. İnşallah bunun karşılığını 1 Kasım’da fazlasıyla görür…

Açık ve net söylüyorum; şu ortamda AK Parti’den başka gidecek kapımız yok. “Evet” mührünü gönlümüz ve kafamız rahat bir şekilde vuracağımız başka bir partimiz yok. Kurulduğu günden beri bu millet ve ümmet için çalışan bir partinin mutlaka yanlışı, eksiği, hatası vardır; hatta saymakla da bitmez. Ama AK Parti, 13 yıl boyunca ortaya koyduğu vizyonla bu milletin gönlünde müstesna bir yere sahip oldu. O zaman, bir kez daha “Haydi Bismillah” demenin zamanıdır şimdi…