Ankara bu haftaya bir Rus savaş uçağının iki gün önce sınırımızı ihlal etmesi nedeniyle üst üste yapılan sert açıklamaların gölgesinde giriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şili ziyareti öncesi  ”bu ihlallerin devam etmesi durumunda sonuçlarına katlanırlar” şeklinde Rusya’yı hedef alarak yaptığı açıklamalar ardından  Rus Büyükelçisi Andery Karlov Dış İşleri Bakanlığına çağrılmıştı. Bu görüşme , resmi Bakanlık bildirisinde ise ”bu hususlar dün akşam Bakanlığımıza davet edilen RF Büyükelçisine tekraren ifade edilmiş, bahse konu ihlal kuvvetle protesto edilmiş ve kınanmıştır” şeklinde yer aldı.  ABD Dış İşleri Bakanlığı bu gelişmeler üzerine yaptığı açıklamada bu ihlallerin aynı zamanda NATO hava sahasını ihlal anlamına geldiğini ve Türkiye’nin yanında olduklarını, Rusya’nın ise bu tip hukuksuz ve tahrik edici uygulamalara son vermesini beklediklerini belirtti. Rus tarafının ise ”ben yaptım oldu, uzatmayalım” politikası izlediği gözlerden kaçmıyor. Bunun yanı sıra yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söz konusu  açıklamalar esnasında açıktan ve yüksek sesle Rusya’nın Suriye’deki tek fonksiyonun Esed rejimi ayakta tutmak üzere katliamlar yapmak olduğunu  ve Işid’le mücadele konusuyla hiç bir alakasının bulunmadığı vurgulayarak tepki göstermesi, gerilimin bir müddet daha süreceğinin ve hatta atmosferin daha çok ısınabileceğinin işaretlerini veriyor. Özellikle Hava Kuvvetlerimizin Turuncu Alarm durumuna geçip devriye pilotlarına ihlaller durumunda emir beklemeksizin vurma yetkisi vermesi bu kanaatimizi güçlendiriyor.

 Tüm bunlarla birlikte Cumhurbaşkanı,  Erdoğan Şili, Peru ve Ekvator ülkelerini kapsayan Güney Amerika seyahatine devam ediyor. AK Parti hükümetlerinin ilişkilerin gelişmesine son derece büyük önem atfettiği kıta ülkeleri arasında bulunan Peru ve Ekvator’a  Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk kez resmi bir ziyaret gerçekleştiriliyor olması ise bu temasları daha ilginç ve önemli kılıyor. Şili’ye ise 21 yıl sonra gerçekleştirecek bu düzeydeki 2. resmi ziyaret. Bilindiği gibi Şili Türkiye Cumhuriyetini  tanıyan ilk ülke olması nedeniyle ayrıca bir anlam taşıyor. Bu yolculukta Sayın Cumhurbaşkanına, Başbakan Yalçın Akdoğan, Bilimi Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak eşlik ediyor. Bu yolculuk dönüşünde Cumhurbaşkanı Erdoğan Senegal’de mola vererek Dakar havaalanında Devlet Başkanı Macky  Sall ile bir görüşme gerçekleştirecek.

Başbakan Davutoğlu’nun ise, gerçekleştirdiği 3 günlük  Suudi Arabistan temaslarını tamamlaması ardından yurda dönmesiyle birlikte bu haftayı Rusya ile yaşanan krizi, Meclis Bütçe görüşmelerini ve Cenevre sürecini yakından takip ederek geçirmesi bekleniyor.

Suriye çözümü konusunda aksak köstek başlayan Cenevre Görüşmeleri sürecinde Devrimci gruplar Riyad’da, ateşkesin sağlanması, ablukaların kaldırılması, insani yardım geçişlerinin engellenmemesi  ve zindanlarda bulunan devrimcilerin serbest bırakılması konularında alınan kararlardan hiç birinin yerine getirilmemesi nedeniyle ilk başta bu görüşmelere katılmayacaklarını bildirmişlerdi. Daha sonra devrimci gruplar Esed rejimi temsilcileriyle aynı masaya oturmayacaklarını ancak BM Suriye Özel temsilcisi Staffan De Mistura ve diğer katılımcılarla görüşeceklerini deklare ettiler. Esasen Putin, Hamaney ve kuklaları Esed’in birlikte  zaman kazanıp, muhalifleri ve  sivil halkı  daha çok katletmelerine hizmet etmekten öte çok da bir anlam taşımayan Cenevre görüşmelerinden bu kez de bir sonuç alınması beklenmiyor. Ancak  Suriye konusunda yaşanan tüm gelişmeleri yakından takip eden Ankara, bu görüşmelerin mahiyetini bilmekle birlikte, muhatap ülkelere tezlerini anlatıp kabul ettirebilmek üzere bu toplantıları  bir fırsata dönüştürmeye çalışıyor.

Hatırlayacağımız gibi, Suriye krizi başladığından bu yana kendilerinden haber alınamayanlar dışında 400.000 kişi öldü ve 12 milyon Suriyeli evlerini ve yerleşim bölgelerini terk edip göçmek zorunda kaldılar.Son zamanlarda ise Rusya’nın ağır bombardımanları altında her gün onlarca-yüzlerce  ölmeye istikrarlı bir şekilde devam ediyorlar.

Anlayacağınız bu hafta Ankara Ajandası yine dopdolu ve alabildiğine sıkı.

Hayırlar olsun….

Saim Tut- Ankara