Tarihten günümüze uluslararası politikanın ve güç mücadelesinin en önemli merkezlerinden birisi, kuşkusuz Akdeniz’dir. Onu bu denli önemli kılan faktörler; Doğu ile Batı’yı buluşturan ender ticari pazarlara, ticari yollara, liman kentlerine, kutsal mekânlara ve enerji kaynaklarına sahip olması şeklinde sıralanabilir. Akdeniz’in bu çok yönlü cazibesi, gerek kendi coğrafyasındaki gerekse de uzak coğrafyalarda yer alan devletlerin sürekli bu bölgeye ilgi duymasına yol açmıştır. Bundan dolayı Akdeniz’e hâkimiyet mücadelesinin küresel gücü tayin etmede oynadığı tarihi ve jeopolitik rol, kaçınılmaz olarak Akdeniz’e uluslararası politikada önemli bir kaldıraç vazifesi yüklemiştir. Akdeniz havzasının uluslararası politikayı etkileme ve güç dengesini değiştirme kapasitesi, havzanın stratejik bölgelerini dikkat edilmesi elzem olan sahalara dönüştürmüştür. Bu bağlamda Akdeniz’in batı ucundaki Cebelitarık Boğazı ile doğu ucundaki Süveyş Kanalı jeopolitik açıdan mühim noktalardır.

Avrupa ile Afrika’yı birbirinden ayıran, Akdeniz ile Atlas Okyanusu’nu birleştiren, Kuzey Afrika’yı İber Yarımadası’na bağlayan Cebelitarık Boğazı adını Endülüs fatihi Tarık b. Ziyad’dan almaktadır. İspanya’nın güneybatısında, 426 metre yükseklikte bir dağın yamacındaki 6,7 kilometre karelik araziden meydana gelen bu ülkede 2017 yılı itibariyle yaklaşık 34.500 kişi yaşamaktadır. Nüfusun çoğunluğu İngilizce ve İspanyolca konuşan ve kendilerini “Cebelitarıklı” olarak adlandıran İngiliz vatandaşı melez bir halktır.  İspanya Veraset Savaşları sonunda imzalanan 1713 tarihli Utrecht Antlaşması ile İspanya’dan İngiltere’ye geçen bu bölge halen İngiliz egemenliği altındadır. İngiltere Cebelitarık’a savunma ve dışişlerinde Londra’ya bağlı kalmak koşuluyla özerklik tanımıştır. Her ne kadar kendine ait bir hükümeti ve meclisi olsa da, yine de İngiltere tarafından atanan bir vali tarafından yönetilmektedir.

Küçük bir toprak parçası olmasına karşın, Atlas Okyanusu’ndan Akdeniz’e tüm giriş ve çıkışları denetim altında tuttuğundan İngiltere açısından yüksek jeopolitik öneme haiz bir coğrafyadır. İspanya, tarihi, ekonomik ve stratejik sebeplerle bin yılı aşkın bir süredir önemli bir deniz üssü olma vasfını taşıyan Cebelitarık’ın kendisine bırakılması için yoğun bir mücadele yürütmektedir. Bu çerçevede Cebelitarık’ı yeniden İspanyol toprağı yapmak temel politikadır. İspanya’nın bu siyasetinin Cebelitarık’ta karşılık bulduğu söylenemez. Onlar İspanya ile birleşmek istemediklerini 2002 yılında yapılan referandumla ilan etmişlerdir. Referandumda “Cebelitarık’ta egemenlik İngiltere ve İspanya tarafından paylaşılmalı mı?” önerisi sorulmuştu. Bölge halkı yüzde 99 gibi yüksek bir iradeyle bu teklifi reddetmişti. Referanduma ilişkin Cebelitarık Meclisi tarafından yayınlanan bildirge oldukça dikkat çekici ifadelere yer vermiştir. Bildirgede altı çizilmesi gereken cümle, “Cebelitarık ne İspanya’nın alabileceği ne de İngiltere’nin verebileceği bir topraktır” sözüdür. Bu açıklama konunun içeriğini ve derinliğini her yönüyle işaret etmektedir.

İngiltere’nin deniz ve hava üssünün bulunduğu Cebelitarık, Haziran 2016’da yapılan Brexit referandumunda yüzde 96 oranında “hayır” demişti. Bugünlerde İspanya hükümeti bu “hayır” kararını Brexit sürecinde fırsata çevirmeye çalışmaktadır. Yeniden bölgenin egemenliğine ortak olmak için uğraş veren İspanya, yürüttüğü diplomasi trafiği sayesinde, AB belgesine “İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrıldıktan sonra, AB ile İngiltere arasında varılan hiç bir anlaşma Cebelitarık söz konusu olduğunda Londra ile Madrid arasında anlaşma sağlanmaksızın uygulamaya konulamaz” ifadesini koydurtmayı başarmıştır. İspanya, anlaşma metnine eklediği maddeyle, İngiltere’nin AB’den ayrılması sonrasında da Cebelitarık’a ilişkin her kararın öncelikle Madrid ve Londra arasında doğrudan müzakere edilmesini talep etmiştir. Bu doğrultuda İspanya Başbakanı Sanchez, bunun kayıt altına alınmaması halinde, yaşanan belirsizlik nedeniyle Brexit anlaşmasını veto edebileceğini yüksek perdeden dile getirmiştir. Sanchez, 24 Kasım 2018 tarihinde yaptığı açıklamada, “İspanya’nın taleplerinin AB ve İngiltere tarafından kabul edildiğini ve bu nedenle 25 Kasım’da İspanya’nın vetodan vazgeçerek Brexit’i onaylayacağını duyurmuştur. Cebelitarık krizi şimdilik aşılmış görünse de, ilerleyen zamanda yeniden gündemi meşgul etmeye aday bir mesele olarak karşımızda durmaktadır.