DEM-HDP, bu ülkenin sosyolojisi düşünüldüğünde merkez parti olacak bir potansiyele sahip değil.

DEM, alacağı maksimum oy potansiyelini almıştır. Daha da büyümesi düşünülemez.

Son dönem yaşadığı düşüş, dikkatlere sunulur. Fakat ne var ki kemikleşmiş bir kitlesi de yok değil.

Kimler DEM’e oy veriyor? PKK sempatizanları, Kürtçülük yapanlar, dine mesafeli ve sol tandanslı olanlar, mahalle baskısı ile yerel ölçekli tercihte bulunanlar, ideolojisine katılmasa da grup aidiyeti ile hareket edenler.

DEM, bu profil ile var olanı koruyabilirse kendisi için kârdır. Daha fazlasını hayal dahi edemezler zaten.

DEM ve önceki PKK partileri gösterdi ki; bu kesim Kandil’den bağımsız ve yabancıların etkisi altında kalmadan, özgür iradelerini kullanarak siyaset yapma yeteneğine sahip değiller.

Kaldı ki bölgedeki Kürt kardeşlerimiz özgür iradeleriyle hareket etmek istediklerinde Türkiye siyasetinde kendilerine açılan alanı isabetli bir şekilde kullanmış, farklı siyasi partilerde yer almış, meclis üyeliğinden milletvekilliğine, belediye başkanlığından bakanlığa kadar siyasette görev almışlardır.

Kürt vatandaşlarımız için muhafazakâr, demokrat, liberal veya sol tandanslı çeşitli partiler kapılarını sonuna kadar açmış durumda ve hâlihazırda birlikte ülke menfaati için yol almaktadırlar.

Yani demem o ki; DEM, bölge halkımız için tek adres değil ve hiçbir zaman da olmadı. PKK ile iltisaklı partiler olmadan önce de Kürtler ülke siyasetinde varlık gösterdiler ve hâlen de söz söylemektedirler. Burada DEM, bir algı oyunu yapıyor ve tek adres kendisiymiş gibi göstermeye gayret ediyor.

DEM, PKK’nın talimatıyla hareket eden siyaset tarzıyla, demokrasiyi parti içinde işletmemeleri nedeniyle, PKK’ya eleman devşirme aparatı olma işleviyle, Kürdü Kürde kırdıran PKK’nın şehirdeki kolu olma göreviyle zaten mimli bir parti.

Toplumun çoğu, bu partinin kapatılmasını talep ediyor.

Bu açıdan DEM hiçbir zaman makro ölçekte bir adres olamayacağı için sadece yerelde etkili olmak adına plan üretmeye mahkûmdur.

DEM’İN YERELDEKİ HEDEFİ NE?

DEM yerel seçim süreçlerinde kazanımları maksimum seviyeye çıkarmak için PKK’dan gelen yabancı aklı devreye sokuyor.

Öncelikli hedefleri, var olanı korumak. Bu da Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerimizdeki oy potansiyelini elde tutmaya dönük. Bölgede belediyeleri kazanarak pek çok kazanım elde etme peşindeler. Kayyım öncesi süreçte ne yapmışlardı, ne elde etmişlerdi; hatırlayalım.

Belediyeleri alarak devlet tarafından yerele aktarılan bütçeye çöküyor, bölgedeki varlıklarının altını çizerek devlete karşı psikolojik üstünlük sağlıyor, topluma dönük korku pompalıyor, PKK’ya eleman devşirme çalışmaları yürütüyor ve toplumsal kodları-değerleri değiştirme yönünde faaliyet yürütmede fiziki şartlar kapsamında salon-bina olanağı ve yasal izinlerin elde edilmesi açısından kazanım ve kolaylık elde ediyorlardı.

YERELDE NİHAİ HEDEF ÖZ YÖNETİM

Bu grup, yerelde elde ettikleri güçle ülkenin genel siyasetinde söz söyleme gücü ve imkânı buluyorlar. Bu açıdan DEM için yerelde kazanmak; çok kritik öneme haiz yaşamsal bir konu.

DEM’in yerelde yaşadığı güç zehirlenmesini 2015’teki ‘öz yönetim’ çıkışıyla gördük.

HDP-PKK-DEM’liler hendekler kazarak, kazandıkları belediyelerdeki topraklarımızı ülkeden koparma girişimine kalkıştılar.

Niyetleri kursaklarında bırakıldı ama yereldeki son hedefleri de her zaman için bu yöndedir. Bunun da altını özellikle çizmek istiyorum.

YENİ PLAN ALAN GENİŞLETMEK

DEM’liler son süreçte adına ‘kent uzlaşısı’ dedikleri formülle bir taraftan CHP’ye koltuk değneği olup diğer taraftan da ülkenin farklı coğrafyalarında yer kapma planı içindeler. Kavram tanımının patenti, Kandil ve yabancı istihbarat örgütü kaynaklarına dayanıyor. Malum PKK ve PKK’nın çeşitli kollarıyla yakından “ilgilenen” bir Amerikan aklı söz konusu.

Uzun zamandır İstanbul ve Mersin olmak üzere iki şehrimiz PKK sempatizanlarının göçüne tabi tutulmakta. Birileri sosyolojik dizayn ve toplum mühendisliğini damarlarımıza sızarak hayata geçiriyor. Seviye ve doz aşıldıktan sonra da bir bakıyorsunuz, Marmara veya Akdeniz Bölgesi’nde bir ilçemiz PKK’nın siyasi aparatının eline geçmiş!

DEM STRATEJİK ŞEHİRLERİN PEŞİNDE!

CHP, DEM’in yanında çok saf kalıyor. Çünkü bu alan açma durumu safça değilse büyük ihanet içerir.

CHP hiç düşünüyor mu acaba?

DEM İstanbul-Esenyurt’u, Adalar’ı, Mersin-Akdeniz’i, Hatay’ı neden istiyor? Bu ilçeler rastgele mi seçildi?

Bakınız; İstanbul, Mersin ve Hatay… Şehirleri bir şeylere hazırlama niyeti var; DEM-PKK eliyle ve CHP yardımıyla!

Kayıtlara geçsin. Yabancı akıl sahada ve hiç durmadan faaliyet yürütüyor.

CHP’YE YAZIKLAR OLSUN!

Bugün Atatürk’ün kendilerine işaret ettikleri şehirlere odaklandıklarını söyleyen CHP, acaba DEM ile ortaklık yapmak için Kemalist iç güdülerini mi kullandı?