Şahıslar ve şirketler gelir çeşitlerine göre hareket etmelidirler.

Gelir hangi para türünden ise borçlanma da aynı para türünden olmalıdır.

Aksi yapıldığı takdirde risk yükselir.

Hatta çoğu zaman bu risk kontrol edilemez bir hal alabilir.

Üretmek ve yatırım yapmak reel sektörün amaçlarının başında gelmektedir.

Her sektör kendine has özgü alanda bir ürün veya hizmet üretebilir.

Öyle sektörler vardır ki hem ürün hem de hizmet üretir.

Bir pastaneye gittiğinizde yediğiniz yaş pasta orada üretilen ürün iken o yaş pastanın garson tarafından sizin oturduğunuz masaya getirilmesi ise hizmettir.

Ürün ve hizmet pazarlaması sonrasında elde edilen kar yatırım yapmakta kullanılır.

Dolayısıyla da amaçların tamamı yerine getirilmiş olur.

Gelirin para biriminden borçlanılmadığı durumlarda gerek şahıslar gerekse de şirketler hem kur (satışlar vadeli tahsil ediliyorsa) hem de vade riskiyle karşı karşıya kalmaktadırlar.

Bu risklerden korunabilmek için yapılması gereken satışın para birimiyle borçlanmanın para biriminin mutlak anlamda aynı olmasıdır.

Ülkemizde TL ile borçlanmak diğer para birimlerine oranla 2013 den beri çok daha avantajlıdır.

Hele ki bir şirketin ihracatı yoksa kesinlikle bir başka para birimine yönelerek borçlanması karşı koyamayacağı risklerle karşılaşabileceği anlamını taşımaktadır.

Bu anlamda Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in yaptığı, büyük şirketlerin dövizle borçlanmasına sınırlama tedbiri getirilmesine ilişkin, yasal altyapının hazırlandığını söylediği açıklama oldukça yerindedir.

Bu yasal çerçevenin hiç vakit geçirilmeden hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Çerçeve oluşturulurken uluslararası yatırım ve finans realiteleri göz önünde tutulmalıdır.

Son dönemde ülkemizden çıkan sıcak paranın çıkış sebepleri analiz edildiğinde oluşturulacak yasal altyapının önemi daha da artmaktadır.

Yani kaş yapayım derken göz çıkarmamalıyız.

Son 1 ayda dolar %5, euro ise %6 oranında yükseldi.

1 ay önce 378.000 TL ile 100.000 $ borç ödenirken bugün 398.000 TL ile 100.000 $ borç ödenebiliyor.

1 ay önce 466.000 TL ile 100.000 euro borç ödenirken bugün 494.000 TL ile 100.000 euro borç ödenebiliyor.

Dolarda elimizdeki para %5, euroda ise %6 oranında değer kaybetmiştir 30 gün içerisinde.

Peki şimdi bir soru son 1 ayda gelirimiz veya karlılığımız bu kadar arttı mı?