İngiltere, Rus asıllı milyarder Roman Abramovich’in Chelsea futbol takımının satışından elde edeceği 3,4 milyar dolar parayı Ukrayna’ya bağışlamasını istiyor.

Gerekçe Abramovich’in Rus olması!

Şaka gibi ama gerçek bu. Adamdan sırf Rus olduğu için haraç alıyorlar. Kim alıyor? Kanun düzeni ile meşhur İngiltere!

Bizde sabah akşam “güzelim Avrupa demokrasisi” türküsü çığıranlar bu işe ne diyor acaba?
Tabii ki bir şey demiyorlar, sus pus hâldeler. 
Onlar sadece Türkiye’deki çarpıklıkları yazmakla mükellefler. Çarpıklık bulamadılar mı? O zaman da uydurmakla yükümlüler.

***
 
İran, ABD’nin uranyum zenginleştirme çalışmalarını durdurması talebini reddetti. Dinî lider Ali Hamaney, ABD’ye seslenerek “Siz kim oluyorsunuz da İran'ın zenginleştirme yapıp yapmamasına karışıyorsunuz? Nükleer tesisleriniz, atom bombalarınız, dünyada büyük yıkımlara yol açacak gücünüz var. Öyle ise bizim uranyum zenginleştirmemiz sizi neden endişelendiriyor?”

Hamaney’in sözleri doğru. ABD, İran’dan katbekat güçlü bir ülke. Neden İran’dan korkuyor ki?

Ama aynı örneği Zengezur’a uyguladığımızda…  İran’ın pozisyonu, tam tersi noktada duruyor. Zengezur koridoru, İran’ın ne ticaretini ne güvenliğini etkiliyor. Sadece Nahcivan’ın anavatan Azerbaycan ile bağlantı kurmasını sağlıyor. Öyle ise İran, bu koridordan neden bu kadar rahatsız oluyor?

***

Yeri gelmişken söyleyelim; İran’ın nükleer silah sahibi olması, ABD’yi ne kadar ilgilendirir o kısım tartışmalı ama Türkiye’yi yakından ilgilendirdiği kesin. İran ile yüzlerce yıldır barış hâlindeyiz, aramızda savaş olmadı. Umarız bundan sonra da hep öyle devam eder. 

Ancak İran’ın bölgedeki vekil güçleri aracılığı ile Türkiye’ye yönelik takıldığı düşmanca tutumu da not etmek gerekir. 

Aramızda yüzde yüz barış ve kardeşlik ortamı bile olsa, bir komşumuzun nükleer silaha sahip olması Türkiye için bir güvenlik problemidir. 

Şu anda Türkiye’nin İran’ın nükleer programını engelleme gücü yok. Geriye tek çare kalıyor: Kendi nükleer programımızı hızlandırmak.

***

Haziranın ilk haftası tüm Batı dünyasında LGBT haftası olarak kutlanıyor. Ancak bu yıl ABD’li, Kanadalı ve İngiliz medya şirketleri logolarına LGBT renkleri veya sembolleri koymadılar.

Konuyu takip edenler bunu “Trump etkisi” olarak yorumluyor. Batının genelinde LGBT propagandasının dozunun düştüğü görülüyor.

LGBT konusunu hala aynı hararetle sahiplenen devlet ise savaştaki Ukrayna! Ukrayna devletinin resmi hesaplarında LGTB bayrakları görülmeye başlandı bile.

***

Ukrayna’nın resmî ordu sözcüsü Sarah Ashton-Cirillo da bir trans birey. Yani erkeklikten kadınlığa geçmiş biri. 

Geçenlerde bir Rus mahkemesi Cirillo’yu gıyabında 20 yıl hapse mahkûm etti. Aslen ABD vatandaşı olan Cirillo, savaşın başından beri Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin sözcülüğünü yürütüyor. Cirillo, Rusya’da bir nefret objesi hâline gelmiş durumda.

   Bir Rus gazeteci buna “tripleks nefret” diyor: Cirillo hem Ukrayna ordusunda savaşıyor; hem Amerikalı hem de transseksüel.