Yunanistan’ın yaşayan bir eski Türkiye olduğu iddiamı son zamanlarda yazmayı düşünüyordum. Genel Yayın Yönetmenimiz Eren Şentürk’ün “Kalp kalbe karşıdır” mottosu vesilesiyle sosyal medyada aklımdan geçeni dillendirmesi sonrası, bu yazıyı yazmaya karar verdim. Evet, Komşu tam anlamıyla “Yaşayan eski Türkiye.” Haberlerini geçtiğimiz günlerde yaptığımız üzere; kaloriferleri çalışmadığı için -3 derecede doğum yapmak zorunda kalan anneler, raf almak için para bulunamayınca kaderine terk edilen devlet arşivleri, koalisyon hükümetleri, kısır siyasi tartışmalar… Dönemin SGK Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu’nun, rahmetli Savaş Ay’ın A Takımı programına konuk olduğu, devlet hastanelerinin rezil hali kendisine gösterilince “Benim yapabileceğim bir şey yok” dediği 1998 Türkiye’si, Yunanistan’da hâlâ yaşıyor. Buna son ve acı örnek, hastanede yatak bulamadığı için 15 gündür beklerken ölen 67 yaşındaki talihsiz kadın… Ülkenin en önemli turizm merkezlerinden Zakinthos adasında gerçekleşen bu elim olayda, ismi açıklanmayan hasta, yakın zamanda “yer yok” gerekçesiyle dışarıda bırakılıp ölen 3’üncü kişi. 150 yatak kapasiteli söz konusu hastaneyi büyütmek veya yeni bir hastane yapılmasını sağlayacak siyasi irade, dinamizm maalesef mevcut değil.

YOLSUZLUK, BASİRETSİZLİK…

Madalyonun öbür ucunda ise, basiretsiz siyasilere uygulanan mizah var. Eski Türkiye’de de pek çok mizah programında Tansu Çiller’in yolsuzlukları, Mesut Yılmaz’ın çelişkili demeçleri gibi konular işlenirdi. Yunanistan’da ise, her anlamıyla milli trajedi olan, geçtiğimiz günlerde istifa eden eski milli savunma bakanı Panos Kammenos, mizahın gündeminde. Muhalefette bulunurken Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ziyaretini canla başla protesto etmiş olan, geçtiğimiz hafta Merkel’i Atina’da ağırlayan Başbakan Aleksis Çipras da mizahın hedefinden kaçamıyor.

TRUMP GİBİ OLMAYALIM

Yeni Türkiye’de ulaşım, kalkınma, bürokrasinin sadeleşmesi, sonuç odaklı devlet gibi meselelerde yapılan tarihi atılımlara karşı, bireyin özgürlük alanı meselelerinde işin ucunun biraz kaçtığı kanaatindeyim. Bu eleştiriyi, ülkesini 2015’ten bu yana dışarıdan izleyen biri olarak dile getiriyorum. Biraz daha özgürlük kimseye zarar vermez. Birtakım örnekler yüzünden genele ek yasaklar getirirsek eğer; çoğunluğu Kürtler’den oluşan YPG/PKK’yı Kürt halkının tamamıyla özdeşleştirip hareket eden Trump’tan bir farkımız kalmaz. Eski Türkiye’deki işlevsiz/başarısız devletin özgürlükçü/çoğulcu devletle karıştırılmaması gerektiğini vurgulamak kaydıyla, Yeni Türkiye’de bireyin biraz daha özgür alan edinmesinde hiçbir beis görmüyorum.