Üniversiteyi şehir dışında okuyan kafası düşünceli genç, şehir dışında olması hasebiyle uzun zamandır gitmediği mahallesinin berberine gitti. Pardon, berber değil, artık kuafördü. Neyse. Selam verdi. Biraz sıra vardı. Bekleme koltuğuna oturdu. Önündeki saç modelleri dergisini incelemeye koyuldu. Hiçbiri ona sıcak gelmemişti. Klasik modeller sayfasına geldi; Amerikan Model, yazıyordu. Bir kurtulamadık şu Batılılardan! Diye içinden söylendi. Sahi, bir nesil saç modelini Amerikan usulünde geçirmişti değil mi? Yine “neyse”… Sıra ona geldi. Oturdu kuaförün ‘kral’ tahtına. Henüz bir yıl geçmişti ama yine de hatırlayamıyordu; bu koltuğun bu kadar rahat olup olmadığını. Yanına işe yeni başlamış ustalardan biri geldi. “Ustam…” Diye söze başlayacaktı ki, kelimeleri yuvarlayarak konuşan bir adam(!), ben usta değil, saç stilistiyim, diye düzeltti. Genç, şaşırmıştı. “Neyse, saçlarımı kısaltmak istiyorum biraz, yapabilir misin?” Dedi. Tabiki efendim, deyip bir dünya malzeme çıkardı yuvarlak kelimelerle konuşan saç stilisti. Genç, normalde 10 dakika süren saç kesme işleminin 23. Dakikasında dayanamadı, abi lütfen bitsin artık şu çile, diye içinden geçirdi. Ve 55 dakika süren saç kesme işlemi tamamlandığında genç gözlerine inanamamıştı. Saçma sapan bir haldeydi!

**

Batıyı örnek almayı bir şey zannedip“çağa ayak uydurmak adına” daha anlamını bilmediği kelimeleri –vergisi daha yüksek olmasına rağmen- dükkân tabelalarında kullanan sevgili Batı düşkünü insanlar… Çay bahçelerimizi, kahvehanelerimizi cafelere, mahallelerimizi sitelere, pazarlarımızı alışveriş merkezlerine çevirdiğiniz yetmiyormuş gibi berberlerimizi de kuaförlere çevirdiniz. Bir berberimiz vardı, onu da elimizden aldınız iyi mi… Peki berber abiler, siz niye öyle ettiniz? Biz delikanlı gibi gelip saçımızı sakalımızı düzeltip giderdik. Şimdi yok o krem yok o bakım yok şu bakım… Hadi onlar bir gaflete aldandı değişti de peki siz neden değiştiniz? Üstümüzde döktüğümüz kolonyaları nasıl oldu da saçma sapan ismini bilmediğimiz parfümlere çevirdiniz?

Hele bir de gençlerimiz… Son zamanda gençlerimizin acayip bir şekilde giyim – kuşam – görünüş eğitimine ihtiyacı var. Ekranlarda gördüğü Avrupai insanları örnek alıp onların yaptıklarını taklit etmeye çalışıyorlar; aslı berbat olduğu için taklidi de kabul edilmez oluyor.Gençler, onları örnek alıp “imajlarını” onlar gibi yapmak istiyorlar;başta berberlerimiz olmak üzere, insanlarımız da “tercih edilmeme, rızık kaygısı ile” dininden, kültüründen, değerlerinden ödün vererek, o iğrenç döngünün içerisine kendilerini atıveriyorlar.

Buradan (kuaför) berberlerimize sesleniyorum; lütfen özünüze dönün! Gençlik gaflettedir, gelir – geçer. Ama bari siz etmeyin.

Gençlerimize gelince de;

Onlara, git şu saçını başını adam gibi kes, diyen mahalleli delikanlı abiler lazım!