Kurulduğu günden bu yana neredeyse test etmediği bir siyaset biçimi kalmadı Masa’nın…

Ve neredeyse en aşırısından en zayıfına kadar her siyasi rengi içinde barındırma çabasıyla, savrulmadığı alan da kalmadı.

Birbiriyle uyumsuz, eklektik, harmonisi senfonisi olmayan Masa’dan çıkan sesler de dinlenmesi imkânsız bir ses karmaşasına dönüştü.

Masa’nın her üyesi kendi durumunu korumak adına bir diğerinden bağımsız ve alakasız açıklamalar yapınca seçmenin kafası da aynı zemine taşındı.

Seçimin ilk turu başarısızlıkla neticelenince âdeta yüz seksen derecelik başka bir manevra daha geldi.

Bir önceki dil, HDP seçmenini kazanmak adına PKK ve PYD’nin açıklamalarını görmezden gelmekle ilgiliydi.

Şimdiki dil ise Türk milliyetçiliği tonlarını artıran hatta Ziya Gökalp’in, Nihal Atsız’ın ultra milliyetçi dilini ileri çıkarıyor.

Masa’nın uyguladığı bu yöntem, sadece kısa süreli savruluşun güvensizliği ile değil aynı zamanda iki ultra uç aynı yerde teknik olarak barınamayacağı için de başarılı olma şansı taşımıyor.

Masa’nın bir tarafına ‘Ultra Türk Milliyetçiliği’ eklerseniz diğer tarafından ‘Ultra Kürt Milliyetçisini’ kaçırırsınız. Ya da tam tersi.

Masa sertleşen, yüz seksen derece dönen, ötekileştiren diliyle ikinci tura doğru âdeta drift yapar gibi ilerlemeye devam ediyor.

Bu sert, keskin manevralarla üzerinde taşımak istediklerini korkutmaması ya da üzerinden atmaması imkânsız ölçeğinde.

Seçmen drifti bir gösteri olarak izlemeyi sevebilir lakin yolculuğunu çok daha sakin, güvenli bir sürüşe emanet eder.

Kaldı ki bir önceki turda seçmen iktidarı desteklediği için onun gibi olmaya çabalamak da başka bir zayıflık göstergesi.

Bu, başka türlü tevil edilmeye çalışılsa da Cumhur İttifakı’nın tezlerini kabul anlamına gelir.

O vakit de şu gerçek ortaya çıkar: Seçmen, tutarlı bir politikayla ve açık ispatlarıyla var olan bir ittifak varken; samimi görünmeyen, ani manevra sahibi muhalefete neden oy versin. 

28 Mayıs, siyasette çok büyük taşları yerinden oynatacak bir seçim olacak.

Güven veren bir dil mi yoksa ani manevralarla savrulan bir dil mi kazanacak, göreceğiz.

Yalan ile gerçeğin, nefret ile merhametin de mücadelesi yine bu seçimle olacak.

Masanın neredeyse bütün tezlerini ve iddialarını çökerken ilk tur, ikinci turla ilgili de çok önemli işaretler verdi.

Bekleyip görmek için sadece altı günümüz var…