İstanbul, zamanın kıvrımlarında şekillenen, her köşesi farklı bir mutfak mirasına açılan devasa bir sofra sanki. Burada, bir sokak köşesinde eski taş fırınların kokusunu duyarken birkaç adım ötede modern mutfakların cesur yorumlarıyla karşılaşabilirsiniz. Kentin damak haritası; geçmişin izleri ve bugünün yenilikleriyle zenginleşen, her lokması bir hikâye anlatan bir lezzetler ansiklopedisi âdeta. İşte bu büyük sofranın dört bir yanından yükselen üç farklı durak; Meat Burger, Cake Factory ve Malatya Lahmacun…

Meat Burger

Maslak’ın modern lezzet klasiği

İş dünyasının nabzını tutan Maslak’ta, gökdelenlerin arasından bir lezzet dumanı yükseliyor. Anı durduran, lezzetiyle zamansız bir kaçış sunan bir mekân. Bu hikâyenin başkahramanı Meat Burger, 2017 yılında Maslak’ta başlattığı serüveniyle Türkiye’nin burger anlayışını baştan yazan bir marka. Arka planında ise 20 yıllık mesleki birikimiyle burgeri bir sanata dönüştüren bir isim var: Osman Sağdıç.

Beş şubesiyle lezzet tutkunlarını ağırlayan restoran zinciri, yakın zamanda 10 şubeye, birkaç yıl içinde de 25 şubeye ulaşmayı ve Türkiye’nin burger kültürünü dünya standartlarına taşımayı hedefliyor.

Burgerin hikâyesi

Geleneksel burger anlayışını bir kenara bırakan ve her lokmasıyla farklı bir tat yolculuğuna çıkaran Meat Burger; iyi etin, doğru pişirme teknikleriyle nasıl zirveye ulaştığını kanıtlıyor. Burada ızgarada mühürlenen burgerler, sade ama güçlü tatlarla bir araya geliyor. Amerikan tarzı fast food’un İstanbul’daki yorumlarından biri değil; aksine, bir zanaatkârın elinden çıkan, özenle hazırlanan, malzeme seçiminden sunumuna kadar her detayın düşünüldüğü yeni nesil Türk burgerinde bir gastronomi eseri.

Sağdıç, Meat Burger’i kurarken yalnızca iyi bir burger yapmayı değil, bir lezzet felsefesi oluşturmayı amaçladı. Her ısırıkta hissedilen fark, etin kalitesinde ya da ekmeğin dokusunda değil, işin ruhunda saklı… Mutfak, usta şeflerin elinde âdeta bir atölyeye dönüşüyor, kullanılan her malzeme titizlikle seçiliyor. Yüzde 100 yerli üretim dana eti, Sultanahmet Et Şirketi’nden temin ediliyor. Tavuk ürünleri ise kalitesiyle bilinen Beypiliç’ten geliyor. Ama asıl fark, markanın kendi reçeteleriyle hazırlanan soslarında, özel baharat karışımlarında ve kendi üretimi olan organik ekmeklerinde saklı.

Mekânın menüsü

Burgerin bir “fast food” ürünü olmaktan ziyade, bir deneyim olması gerektiğine inanan Osman Sağdıç, menüsünü de bu anlayışla şekillendiriyor. Et severler için bol etli ve doyurucu seçenekler, tavuk severler için özel tariflerle hazırlanan lezzetler, vejetaryen ve vegan dostlar için alternatifler… Hepsi, “Hazır değil, sipariş üzerine, taptaze sunuluyor. Menüde burgerin yanı sıra şefin çorbası, şefin spesiyalleri, çıtır tavuk, tavuk kovası, makarnalar, wraplar, salatalar ve atıştırmalıklar gibi geniş bir yelpaze bulunuyor. Her biri, sıradanlığı unutturup gerçek lezzetle buluşturmak için tasarlanmış.

Cake Factory

Bakırköy’de bir tatlı rüyası

Bakırköy, sakladığı tarihî dokuyla her zaman İstanbul’un en özel ilçelerinden biri sayılır. İncirli caddesinde gezinirken bir anda burnunuza dolan nefis vanilya ve tereyağı kokusuyla adımlarınızı hızlandırabilirsiniz. Çünkü Cake Factory’nin sıcak kapısı, tatlı tutkunlarını çağıran âdeta bir masal kapısı.

Bir hayalin vücut bulmuş hâli

Burayı özel kılan yalnızca sunduğu lezzetler değil, Cake Factory, bir fırından çok daha fazlasıdır. Burası bir hayalin, bir emeğin, bir tutkunun vücut bulmuş hâlidir. Yıldız Tunçay ve kızı Ece ile en başından beri kendi emekleriyle kurdukları bu mekân, büyükannelerimizin mutfaklarında pişen ekmeğin ruhunu yaşatma çabası olarak algılanmalı. Geleneksel lezzetleri modern dokunuşlarla harmanlayarak dünyanın seçkin tatlarını Türk damak zevkine uygun hâle getirme tutkusu… Ata tohumunun değerini bilen, kadın emeğini yücelten, sağlığı ve keyfi bir arada sunan bir felsefenin hayata geçirilmiş hâli Cake Factory.

İçeri adımınızı attığınızda, vitrinde sıralanan renk renk pastalar, âdeta bir sanat galerisi gibi dizilmiş kurabiyeler, çikolatası sonradan dökülen profiteroller, özenle süslenmiş cupcakeler sizi karşılar. Burada tatlı sadece bir atıştırmalık değil, aynı zamanda bir mutluluk kaynağı. Geleneksel tariflerin yanı sıra modern tatlarla buluşan pastalar, Cake Factory’yi Bakırköy’ün vazgeçilmezlerinden biri yapıyor. Bir lokmada saklı mutluluk, bazen hafif ekşi bir limonlu cheesecake, bazen de yoğun çikolatalı bir brownie olarak karşınıza çıkıyor.

Geleneklerin kokusuyla pişen bir hikâye

Cake Factory’nin raflarını süsleyen her bir lezzet, toprak ananın cömert ellerinden kopup gelen bir miras. Balıkesir’in dağ köylerinde, ilaçsız tarım yöntemleriyle yetiştirilen ata tohumlarının, taş değirmenlerde sabırla öğütülmesiyle elde edilen unlar, burada usta ellerin dokunuşuyla şahane hamurlara dönüşüyor. Katkısız tereyağının ipeksi dokunuşu, doğal malzemelerin sadeliği ve el emeğinin içtenliğiyle birleşince ortaya her lokması hikâyeler anlatan lezzetler çıkıyor.

Sabahın erken saatlerinde fırından yükselen simit ve poğaça kokuları, eski mahalle fırınlarını hatırlatır insana. Sunulan tam buğday ekmeği, çocukluk sabahlarının sıcaklığını taşır sofralara. Cake Factory’nin alametifarikası olan kekler, pastalar ve cheesecake’ler… Her biri birer sanat eseri gibi, hem göze hem damağa hitap eden tatlı düşler…

Malatya Pide, Lahmacun, Et Tava Fırını

Başakşehir’de Malatya’nın lezzet rüzgârı

Malatya'nın sevilen lezzetlerini 1996'da İstanbul Esenler'e getiren Bülent Barman, 2017'de aynı lezzetleri Başakşehir'deki yeni mekânında sunmaya başlıyor. Ailesinin 1950’lilerde Malatya’da başlattığı ve kendisinin de çok küçük yaşlardan beri edindiği fırıncılığı ve lahmacun ustalığını bu yeni mekânında devam ettiren Barman, ziyaretçilerini antika radyo ve saatlerin sergilendiği nostaljik bir atmosferde karşılıyor.

Müzeyi andıran bir mekân

Restoranı ziyaretimde en çok dikkatimi çeken, mekânın her tarafında âdeta bir müzeyi andıran nostaljik radyo ve saatlerin sergilenmesiydi. Sanki müze içerisinde şahane Malatya lezzetlerini tadan biri gibi hissettim ve bu çok keyifliydi. Barman’ın çok küçük yaşlardan beri nostaljik radyo ve saatlere olan tutkusu restoranını bir müze gibi düzenlemeye itmiş. Ailesinden gelen nostalji tutkusunun, mekânın dekorasyonunun bu yönde şekillenmesine vesile olduğunu belirten Bülent usta, “Malatya’ya ait lezzetlerimiz ve nostalji tutkumuz bir bütünü tamamlıyor ve bu kalitemiz ile her zaman misafirimizi bekliyoruz." diyor.

Malatya yöresel lezzetleri

Âdeta zaman kapsülü gibi çalışan restoranda geleneksel lahmacunun kıtır hamuru, zengin baharatlarla yoğrulmuş iç harcı, taş fırının sıcak dokunuşuyla buluşuyor. Ancak burası sadece lahmacun değil, Malatya’nın yöresel mutfağını da yaşatan bir adres. Et tavalar, fırında pişen nefis pideler, Anadolu’nun mis kokulu tereyağıyla taş fırından çıkan enfes lezzetler, buraya gelenleri çocukluk anılarına götürüyor.

Malatya lahmacunu o bildiğiniz klasik lahmacunlar gibi değil, büyükçe bir tanesi ile rahat bir kişi doyabiliyor. Nefis lahmacunun ardından yine yöreye ait karışık pide çok lezzetliydi. Malatya usulü fırında pişen tüm lezzetlerin hepsi gayet iyiydi. 40 yıla yakın bir ustalığın tezahürü olsa gerek yine fırında pişen antrikot ve köfte tavaları, Malatya usulü kara kavurma tek kelime ile efsaneydi. Kendi yağında pişen kavurmaya, mekâna has tırnaklı pideyi bana bana yedim. Yemeğin ardından masaya gelen Mehdizade firmasına ait baklava ve diğer şerbetli tatlılar da çok lezzetliydi. Dört-beş dilim yedim. Mekânın içinde satış noktası da bulunuyor.