Devam eden pandemi süresince ülkelerin izledikleri genişleyici formdaki para politikaları yaklaşımıyla birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de kredi miktarları artmıştır.

Birçok kişi ve şirket pandeminin getirdiği olumsuz ortamdan kurtulabilmek ve hayatlarını sürdürebilmenin yanında borçlarını zamanında ödeyebilmek için daha çok bankalardan kredi kullanmaya devam etmektedirler.

Finansal piyasalarda borçlanma son derece normaldir ama borçlanma kontrollü olduğu zaman daha da normaldir.

Kontrol mekanizmasının etkisini kaybettiği bir borçlanma bir süre sonra ciddi hasarlara yol açabilir.

Özellikle işletmeler açısından baktığımızda ülkemizde borçlanma oranları artan şirket sayısının hızla arttığı bu artışın sonunda da kimi şirketlerimizin yabancılara satıldığı bir süreci görebilme ihtimalinin arttığının altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum.

 Enerji, hammadde, işçilik ve diğer gider kalemlerinin pandemiyle birlikte bir füze hızında yükseldiği ülkemizde işletme sermayesine olan ihtiyaç daha da artmıştır.

Bu ihtiyacı karşılamak için de şirketlerin borçluluk seviyeleri her geçen gün daha da tırmanmaktadır.

Tırmanışı ortaya koyan verilere baktığımızda önümüzde borç yükünün arttığı bir periyodu şimdiden görebiliyor ve bunun önleminin alınması gerektiğini değilse borçlulukların kontrol edilemez seviyelere geleceğini özellikle ama özellikle belirtiyorum.

Bakın veriler bize ne söylüyor:

·         Faiz indikçe kullanılan kredi hacimleri artmış.

·         Şubat ayında enflasyon yüzde 54’ü, mart ayında ise yüzde 60’ı geçerken mayıs ve haziran aylarında ise enflasyonun yüzde 70’leri geçeceği öngörülüyor. 2022’nin sonunda oluşacak enflasyon beklentisi ise yüzde 50 seviyelerinde.

·         Aslında yaz aylarında enflasyonun düşeceği beklentisi vardı ama Rusya Ukrayna savaşı tüm beklentileri altüst etmeye yetti.

·         Şirketlerin kullandığı en önemli kredi türü olan ticari kredilerin seyri ise şu şekilde gerçekleşmiştir; geçen yılın ekim ayı sonlarından itibaren ticari kredi hacimleri devamlı surette yükselmiştir.

·         Öyle ki 4 Mart 2022 haftasında yüzde 28.27’ye yükselen ticari krediler 11 Mart 2022 haftasında yüzde 28.72 ile son 20 aylık periyodun en hızlı ticari kredi büyümesini gözler önüne sermiştir. Yani bir haftada yaklaşık yüzde 0.5’lik bir büyümeden bahsediyoruz ki oldukça yüksek bir orandır bu.

·         Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre 11 Mart 2022 haftası itibariyle ülkemizde kullanılan ticari kredi tutarı 4 trilyon 346 milyar 727 milyon TL’dir.

·         Ticari kredilerin yanında 4 Mart 2022 haftasına kadar devamlı surette artış hızı düşen tüketici kredileri de 11 Mart 2022 haftası ile yüzde 14.53 seviyelerine çıkarak yeniden yükselmeye başlamıştır.

 

 Sadece bu verilere baktığımızda hem vatandaşımıza hem de şirketlerimize şu tavsiyelerde bulunmanın yerinde olduğu kanaatindeyim.

Enflasyon ortamında kontrolü zor olan kredi büyümelerini belirli bir ortalamada tutamaz isek değil kazandığımız daha önceden kazandıklarımızı da faize vermeye devam ederiz.

Borçlanmalar döndürülebilir seviyelerde tutulmalıdır değilse öz sermayemizle birlikte varlıklarımızdan da olabiliriz.

Yaşanılan bu periyotta sadece hayatta kalmak amaç edinilmelidir yatırımlara yaklaşım biraz daha mesafeli olmalıdır.

Gerek bireysel gerekse de şirketler anlamında tasarruf tedbirleriyle yol alınmalıdır ki borçlanma oranları aşağılara düşürülebilsin. Elimizdeki her şeyi kontrol edebilir olmalıyız ki rahatlık içerisinde önümüze bakabilelim.