Küresel finans elitlerinin en önemli iletişim araçlarından biri olarak kabul edilen The Economist dergisi paylaştığı yeni sayısının kapağıyla birkaç gündür ciddi tartışmalara yol açmış durumda.

İlk sayısı 1843’te yayımlanan The Economist dergisi, yıllardır kehanetlerle dolu kapakları ile her yeni sayısında gündem oluşturmayı başaran enteresan bir geçmişe sahip. 

Son sayısının kapağında, Avrupa kıtasını Rusya ile yaşadıkları enerji krizinden ötürü donmuş bir şekilde paylaşan The Economist’in Türkiye’yi de bu haritada aynı şekilde tasvir etmesi herkesin dikkati çekti.

Ukrayna Savaşı’nın başlamasıyla yaptırım uygulama yarışına giren Avrupa devletlerini gazlarını keserek cezalandıran Rusya, Avrupa’ya tarihinin en soğuk kışını yaşatmak üzere. Daha yaz aylarından bu yana tedbir almaya başlayan Avrupa’nın ne yaparsa yapsın inanılmaz derecede zor bir kış geçireceği gibi Rusya ile aralarında yaşanan gerginlik devam ettiği sürece kışın ardından da rahatlama evresine geçmesi mümkün gözükmüyor.

Öyle ki bazı uzmanların hesaplarına göre söz konusu enerji sıkıntısının Avrupa’daki yaşlı nüfusun ölümlerinde %0.6 oranında bir artışa yani normal ortalamanın 100 bin kişi kadar üzerinde bir ölüm sayısına bile neden olabileceği düşünülüyor.

Buraya kadar yazdıklarımızda her akşam geleneksel ve sosyal medyada gördüklerimiz, duyduklarımız ve okuduklarımızla benzer şeyler olduğundan pek bir gariplik hissetmiyoruz. Fakat gel gelelim Türkiye-Rusya ilişkileri tarihinin en sıkı döneminde The Economist, Putin tarafından doğalgaz merkezi yapılmak istendiği ilan edilen, depolama hacmini artırarak 4.6 milyar metreküp Silivri’de, 1 milyar metreküp Tuz Gölü’nde olmak üzere %100 doluluğa ulaşan Türkiye’yi neden kapağında donmuş bir şekilde gösteriyor diye düşündüğümüzde dergide yayınlanan makalede bu soruya ilişkin bir cevap bulamıyoruz. Makalede bu soruya cevap niteliğinde bir kısım yok.

Bu kadar tezat bir durumla böylesine meşhur bir ekonomi dergisinde karşılaşmak pek mümkün olmadığından kendimce meseleyi araştırmaya başladığımda karşıma çok önemli bir konu hakkında Dergi ile iletişimi bulunan stratejistlerin son dönemde gerçekleştirdikleri Rusya-Türkiye ilişkileri hakkındaki bazı çalışmalar çıktı.

Çalışmalar Karadeniz’deki son durumun Türkiye-Rusya arasında ciddi gerilimlerin ortaya çıkma ihtimalini öngören sonuçlara bağlanıyor.

Kıta sahanlığı meselesi dahilinde Rusya’nın Ukrayna’nın elinden aldığı topraklar çerçevesinde yeni anlaşmaların yapılması gerektiğine değinen ve bu anlaşmalar çerçevesinde yapılacak paylaşımlarda Türkiye’nin son dönemde Karadeniz’de attığı büyük enerji adımlarından ötürü Rusya ile mutabık kalamama ihtimalini işaret ediyor.

Her ne kadar ciddi sonuçlar doğurabilecek bir öngörü olsa da; Rusya'nın gerek son dönemdeki Türkiye'nin gaz merkezi olma konulu çıkışı, gerekse kendi sorunları nedeniyle etkisinin git gide azaldığı kadim Türk coğrafyasında Türkiye'nin başını çektiği Türk Devletleri Teşkilatı'na Çin' in olası yayılmacı politikalarını dengelemek açısından açtığı alan ve son olarak da Avrupa'nın Rusya Merkez Bankası ile Rus oligarklarının yüz milyarlarca avroluk varlıklarına el koymasıyla artan düşmanlık meseleleri göz önünde bulundurulduğunda Rusya'nın Türkiye ile ilişkilerini bozacak bir adım atması pek mümkün gözükmediği gibi, doğuda ve batıda çok büyük bir inisiyatif alanı yakalayan Türkiye'nin de yakaladığı muazzam dengeyi kaybetmemek adına büyük çaba göstereceği muhakkak.

Hasılı, geçmişte Karadeniz'de iki ülkenin balıkçılarının sınırları aşan şekilde avlanmasından dolayı üç beş balık yüzünden bile çıkan krizler artık çok geride kaldı. Trilyonlarca dolarlık enerjinin gömülü olduğu Karadeniz'de Rusya ve Türkiye'nin çatışmadan, diğer paydaş ülkelerle de anlaşıp, The Economist'in sözcüsü olduğu güçlerin aç kurtlar gibi beklediği fırsatları vermeden, yani deyim yerindeyse sürüye kurt çağırmadan Karadeniz'de tarafların tamamının kazanacağı bir mutabakatı sağlayacağından eminim.