Televizyon başında barış görüşmelerinin sonucu bekliyorum. Ekranlarda bir alt yazı beliriyor, KJ dedikleri:

“Rusya-Ukrayna müzakeresi altı saat sürdü.”

Kanalları geziyorum, 16 kanalda, hiç ama hiç kimsenin merak etmediği aynı KJ, görüşmeler altı saat sürmüş.

Bütün televizyon kanalları ve bütün haber siteleri görüş birliğiyle bize görüşmelerin altı saat sürdüğünü bildiriyorlar.

Belli ki, müzakerelerin sonunda yapılacak açıklama bekleniyor ve beklerken ekranı boş bırakmamak için yazılmış bu KJ…

Belli ki, bütün kanallar bu bilgiyi tek bir elden almış, Reuters mi, Associated Press mi…

Soros ekibi işbaşında…

Rusya-Ukrayna savaşı bize yeni bir karabatak vakası yaşatacak gibi…

Körfez savaşı sırasında Saddam'ın Körfeze döktüğü petrole bulandığı söylenen, sonra Alaska’da bir tankerin kaza sonucu denize döktüğü petrolden kirlendiği ortaya çıkan karabatak.

Yani yine bilgi tek elden işleniyor, yine rafine ediliyor ve yine yüzlerce, binlerce mecraya tek elden servis ediliyor.

Yeni bilgi işlenene, oluşturulana ve yüzlerce, binlerce mecraya servis edilene kadar Necefli Maşraba hüviyetinde ekranda bu yazı asılı kalıyor; “Rusya-Ukrayna müzakeresi altı saat sürdü.”

Mesele savaş ortamında bilgiye hızla ulaşmak; abonelere ve oradan hızla televizyon izleyicilerine sunmaksa; senin orada muhabirlerin yok muydu, her patlamayı canlı canlı gösteriyor, anlatmıyorlar mıydı?

Bazı görüntülerin de bilgisayar oyunundan kes kopyala olduğu ortaya çıkmıştı.

Belki müzakere salonuna sınırlı sayıda gazeteci alındı, ya da başka şeyler var…

Bugün müzakerelerin ikincisi yapılacak, görüşmelerin kaç saat sürdüğü kimsenin umurunda olmayacak.

Soros ekibi yine bilgiyi tek elden işleyecek, yine rafine edecek ve yine yüzlerce, binlerce mecraya tek elden servis edecek.

Bu görüntülerden birisi;

Gerçek mi, kurgu mu belliği değil…

Gerçekse nasıl bir gerçek ve kurguysa niye böyle bir kurgu?

Bakın şimdi; bir Ukrayna askeri elindeki havan topunu Rus uçaklarına ve füzelerine yollarken “Allah-u Ekber” diye bağırıyor.

“Sen Ukraynalı bir Slavyan’sın ne diye ‘Alllah-u Ekber’ diye bağırıyorsun” diye sorduklarında şu cevabı veriyor;

“Böyle daha iyi vuruyor, Ruslar bundan korkuyor!”

Rusların kalbine Allah’ın ismini, Allah-u Ekber korkusunu yerleştiren başta Şeyh Şamil olmak üzere, şehit Cevher Dudayev’den, şehit Şamil Basayev’den ve bütün mücahitlerden Allah Razı olsun, mekânları cennet olsun.

Bizlere Allah isminin mucizevi tecellisini yaşattırdıkları için.

Hem de bir Ukraynalının dilinden…

Doğu Ortodoks Kilisesi, ‘Bir Hıristiyan’ın savaşta da olsa, ‘Allah-u Ekber’ diye bağırırsa, bağıranı dinden çıkarır’ diye bir fetva yayınlasa yeridir.

Muhtemel bir Haç-Hilal savaşında, Hıristiyanlar Müslümanlarla savaşırken ne diye bağırırlar o da ayrı bir merak konusu…

Şu da var ki, biz Müslümanlar, Allah’ın isminin tecellisine ve zuhuratına, şu Ortodoks Slavyan Ukraynalı kadar inanabilsek çok ama çok şey değişecek.

Çok şey değiştireceğiz, hayatımızda, çevremizde ve dünyamızda…

O halde inanarak ve yürekten bir daha aşk ile Allah-u Ekber!