Son günlerde yine aynı koku yayılıyor…

Bir avuç müptezellik düzeni, eline aldığı çamuru bu milletin en temiz kurumlarına atıyor.

TÜGVA’ya, TÜRGEV’e, bu ülkenin gençliğini ayakta tutan vakıflara iftira atarak, aslında Türkiye’nin geleceğine saldırıyorlar.

Bu vakıflar ne rant kapısıdır ne siyaset oyuncağı.

Bunlar vatanına, milletine, değerlerine bağlı nesiller yetiştiren gönüllülük yapılarıdır.

Ama belli ki birilerinin bundan rahatsızlığı var.

Çünkü bunlar, kökü dışarıda olan müptezellerin kurduğu o ahlaksız düzenin panzehri.

Delilsiz, belgesiz, ispatsız iddialar…

Amaç açık: Türkiye’nin değerlerine çamur atmak.

Oysa bu topraklarda kimse bu milletin inancına, ahlakına, çocuklarına yön veren kurumlara saldırarak meşruiyet kazanamaz.

Biz bu iftira çetelerine pabuç bırakmayız.

Bu millet TÜGVA’ya da TÜRGEV’e de sahip çıkar.

Çünkü onlar bizim yüz akımız, milletin vicdanıdır.

Son söz:

Müptezeller iftira atar, biz doğrulukla büyürüz.

///////

DİJİTAL İSTİKLAL

Türkiye artık yalnızca sınırlarını değil, verisini de koruyan bir devlettir.

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın son operasyonu, bu ülkenin siber vatanda egemenlik ilanıdır.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında İstanbul ve Adana’da yakalanan iki siber casus, Türkiye’ye dijital zincir vurmak isteyenlere verilmiş açık bir mesajdır:

Artık o kapıdan kimse giremez.

Bir dönem devletin sistemleri dışarıdan yönlendirilen yazılımların oyuncağı haline gelmişti.

Enerji hatlarımız, kamu altyapımız, bankalarımız hedefteydi.

Ama o Türkiye artık yok.

Bugün MİT yalnız sahada değil, ekranda da nöbette.

Bu operasyon, iki kişinin değil, bir istihbarat zincirinin çökertilmesidir.

Yakalanan casusların itirafları, Türkiye’ye karşı kurulan dijital ağın boyutlarını gözler önüne serdi.

Bu ağ sadece bilgi çalmıyor; ekonomik sabotaj, stratejik manipülasyon ve istikrarsızlık üretmeye çalışıyordu.

Ama karşısında artık sessiz kalan değil, vuruldu mu yankısı dünyada duyulan bir Türkiye var.

Bu millet, vatan toprağını nasıl koruduysa; şimdi de verisini, kodunu, sırlarını aynı kararlılıkla koruyor.

Bu operasyon, dosta güven, düşmana korku salmıştır.

Artık kimse Türkiye’nin verisine, sistemine, iradesine el süremez.

Çünkü bu ülke sadece karada, denizde, havada değil;

siber vatanda da tam bağımsız.

MİT’in siber casusluk operasyonu, Türkiye’nin dijital egemenliğini tescilledi.

Artık saldırıya açık değil, hesap soran bir Türkiye var.

/////

ERDOĞAN DÜNYA SİYASETİNİN MERKEZİNDE

Bugün artık tartışmasız bir gerçek var:

Recep Tayyip Erdoğan sadece Türkiye’nin değil, dünyanın siyaset aktörlerinden biridir.

Artık hiçbir masa Türkiyesiz kurulamıyor.

Orta Doğu’da ateşkes mi konuşulacak, Avrupa’da enerji mi tartışılacak, Afrika’da yatırım mı planlanacak —

her başlıkta bir “Türkiye faktörü” var.

Bu, tesadüf değil.

Bu, kararlılığın, vizyonun ve liderliğin eseridir.

Sayın Erdoğan, her krizde yalnızca kendi ülkesini değil, bölgesini de istikrara taşıyan bir denge unsuru hâline geldi.

Kimi bunu kıskanıyor, kimi hazmedemiyor.

Ama artık herkes biliyor: Dünya siyaseti Erdoğansız planlanamıyor.

Kimi Washington’dan, kimi Brüksel’den, kimi Moskova’dan bakıyor — ama hepsi aynı cümleyi kuruyor:

“Türkiye olmadan bu denklem kurulmaz.”

İşte bu, 21. yüzyılın gerçeği.

Ve bu gerçeğin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır.