Navigation, Fransızca “seyrüsefer, gemi yolculuğu” sözcüğünden alıntıdır.[1] Navigasyon kelimesi Türk Dil Kurumu sözlüğünde, sim, denizcilikte yol ve belirlenen yeri bulma işi, “yön bul” olarak tanımlanmaktadır.

Belirlenen hedefe sinirsiz ve sakin varmanın en güzel örneğini navigasyon programlarında görüyoruz. Gideceğimiz adrese sakin bir şekilde varmanın eğitimini navigasyon programından alabiliriz. Adresi cihaza girdiğimizde önce bize hedefe giden alternatif yolların metrik sistem cinsinden uzaklığı ve ne kadar zamanda varacağınızın bilgisi sunuluyor. Bu yollardan birisini seçmemiz isteniyor. Gideceğimiz yolu seçtikten sonra yola çıkabiliriz. Sistem bize gideceğimiz yönü tarif ediyor: 5km düz gidin, 500m sonra sağa dönün, 3km düz gidin, hız levhası, hız sınırı 80km, radarla hız kontrolü, gibi uyarılarla bizi yönlendiriyor. Hatalı bir yöne saptığımızda navigasyon bize kızmıyor ve “rotanız yeniden hesaplanıyor, 100m sonra sola dön,” şeklinde uyarıda bulunuyor. Yolumuzu defalarca karıştırsak bile sistem bize, rotanız yeniden hesaplanıyor, şeklinde nazik bir ikaz da bulunuyor. Navigasyon bize, anlamadın mı, bu yolu nasıl karıştırırsın, insan bu hatayı nasıl yapar, görmüyor musun? Gibi iğneleyici ve rahatsız edici ikazda bulunmuyor. Navigasyon cihazından sakin kalmak ve stressiz yaşamak hususunda öğreneceklerimiz var.

Intention, İngilizce niyet anlamına gelmektedir. Niyet, Arapça “niyyet” kelimesinden türetilmiş olup, “bir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünmek, maksat” olarak tarif edilmektedir.

İstanbul trafiğindeki bir insan, ancak niyeti sağlam olursa evine huzurlu bir şekilde gelebilir. Mesela, bir metrobüs yolculuğunda eğer niyetiniz olumlu yönde kesin ve sağlam olmazsa başınız her an belaya girebilir. Sabah evinden çıkan bir metrobüs yolcusunun niyeti, “niyet ettim Allah rızası için kazasız belasız işime gidip gelmeye, insanlara faydalı olmaya ve insanlara iyilik yapmaya” şeklinde olursa her şeyi olumlu ve güzel görmeye başlar. Örneğin Beylikdüzü son duraktaki üst geçitte mendil satan görme engelli Cafer ustaya ve güvenlik kulübesindeki görevlilere güler yüzlü bir şekilde selam vererek güne iyi bir başlangıç yapabilir. Metrobüs sırasına vardığında insanların beş on dakikalık gecikme yüzünden tartıştıklarını görünce, niyetini hatırlayıp sakin kalabilir. Metrobüs kapısının önünde yığılmış bir şekilde bekleyen insanların tartışmalarını ve kapı açıldıktan sonra hızla otobüsün içine koştuklarını ve bir koltuk yüzünden didiştiklerini görünce, ancak net ve berrak niyetinin kuvvetiyle sakin kalabilir. Niyeti bozulacağı sırada Navigasyon cihazında olduğu gibi, içinden bir ses ona şöyle der, “rotanız yeniden hesaplanıyor, olumsuzu değil olumluyu, kavgayı değil barışı seçin.” Bu düşünceler içerisinde, daha fazla insanla tanışmak ve daha fazla iyilik yapmak niyetindeki yolcu seçtiği koltuğa oturur. Çünkü otobüsün arkasındaki dörtlü koltuklara oturup daha fazla insanla tanışmaya niyet emiştir. İnsanların tartışmalarına aldırış etmeden yanındaki insanlarla güler yüzlü bir şekilde davranabilir. Yol arkadaşlarıyla birlikte okumak amacıyla yanına aldığı kitapları yeni insanlara ulaştırabilir. Yolculuğu sırasında çıkan tartışmaları niyeti sayesinde çözebilir. Niyetini bozmadığı takdirde keyifli bir gün geçirerek evine huzurla gelebilir.

Navigasyon, belirlediğimiz hedefe varıncaya kadar bize hiç kızmadan yardımcı oluyor. Aslında navigasyon bize diyor ki: “Ben size, müminin niyeti amelinden daha hayırlıdır[2], sözünden esinlenerek yol gösteriyorum ve gördüğünüz gibi hedefime varana kadar ve internet bağlantım kesilmediği sürece niyetimi hiç bozmuyorum, siz de yaşadıkça niyetinizi hiç bozmayın.”

Bilgisayar yazılımının bu başarısına rağmen, müminin niyeti navigasyondan daha hayırlıdır.

[1] https://www.etimolojiturkce.com/kelime/navigasyon

[2] (Mecmeu’z-Zevâid, I/61,109)