Küresel ekonomide daralmanın devam ettiği şu günlerde OPEC ve OPEC+ ülkelerinin petrol üretimiyle ilgili aldıkları karar özellikle petrol üretimi olmayıp yoğun petrol tüketiminin olduğu ülkelerde çok büyük hayretle bir o kadar da endişeyle karşılandı.

2022 yılının ekim ayında yapılan OPEC toplantısında alınan kararla petrol üretiminde günlük 2 milyon varillik bir kesintinin uygulanmasından sonra aradan geçen 6 aylık süre zarfında buna ek olarak günlük 1,6 milyon varillik daha kesintiye gidilmesiyle ciddi bir tepki oluşmaya başladı.

Bilindiği üzere OPEC ülkeleri Suudi Arabistan önderliğinde toplamda 13 ülkeden oluşurken OPEC+ ülkeleri ise Rusya liderliğinde bir oluşum olarak ortaya çıkmıştır.

Hafta başında yapılan toplantıda alınan kararlar uyarınca mayıs ayının girmesiyle birlikte günlük olarak üretim kesintilerine gidilmeye başlanacaktır.

Bu bağlamda Kazakistan 78.000 varil, Umman 40.000 varil, Gabon 8.000 varil, Kuveyt 128.000 varil, Irak 211.000 varil, Cezayir 48.000 varil, Birleşik Arap Emirlikleri 144.000 varil ve Suudi Arabistan 500.000 varil üretim kesintisine gidecektir.

OPEC ülkelerinin aldığı bu karar sonrasında Rusya da bu yılın sonuna kadar petrol üretiminde günlük 500.000 varillik bir kesinti yapacağını tüm dünyaya ilan etmiştir.

Hâlihazırda olan 2 milyon varillik kesintiye 1,6 milyonluk bir kesinti daha eklenince dünya piyasalarındaki petrol üretim kesintisi toplamda 3,6 milyon varile çıkacaktır.

Pandemi sonrası aşırı yükselişe geçen enerji fiyatlarının petrolün fiyatının gerilemesiyle biraz gevşeme eğilimi göstermesine karşın alınan kararlarla tekrar yükselmesi sonucunda küresel ekonomideki resesyon riski daha da artacaktır.

Bunun yanında ülkemizde yüksek olan enflasyon daha da yukarılara doğru hareket etmeye başlayacaktır.

Dünya ülkelerinde de enflasyona negatif etki yapacak olan petrol üretim kısıtlarının etkileri her geçen gün daha da etkisini artıracaktır.

Petrolün fiyatının yükselmesi demek hayatın içerisinde bulunan her türlü malın ve hizmetin fiyatının yükselmesi anlamına geleceği için mayıs ayından sonra küresel ekonomideki şartlar son derece zor, bir o kadar da meşakkatli olabilecektir.

Petrolde dışa bağımlı ülkelerin tamamının bu konuda olumsuz etkilenmelere açık olduğunu bilerek şimdiden ekonomilerinde yapıcı kararlar almak zorunluluğunda olduklarının farkına varmaları kendileri için aslında hayati bir zorunluluk konumundadır.

Türkiye olarak biz ise ekonomide tüm dikkatimizi enflasyonu düşürecek hareketler üzerine yoğunlaştırmalıyız.

Eğer enflasyonun gerilemesiyle ilgili olarak üzerimize düşen görevleri hızlıca yerine getiremezsek bir de bunun üstüne petrol fiyatlarından ötürü bir yükseliş geldiğinde hareket alanımızın son derece kısıtlı olacağını bilerek bugünden önlemlerimizi almak durumundayız.

Nasıl ki perşembenin gelişi çarşambadan belli ise petrol üreten ülkelerin üretim kısıtına gitmesi de petrol fiyatlarının yükseleceğini şimdiden göstermektedir.

Tüm bunlara ek olarak mayıs ayının, hem petrol kısıtının başladığı ay olması sebebiyle ekonomik anlamda hem de seçimlerin gerçekleşeceği ay olması sebebiyle siyasi anlamda ülkemiz için son derece kritik bir öneme sahip olduğunu da belirtmekte ayrıca büyük fayda vardır.

Ekonomide akıl ve bilimle hareket ettiğimiz zaman aşılamayacak sorun bulunmamaktadır.