Seçim sonuçları nedeni ile bugün tartıştığımız Anadolu Ajansı (AA) benim gazeteciliğe başladığım ve 10 yıl aşk ile çalıştığım, yüzlerce kez gündem oluşturan özel habere imza atma fırsatı bulduğum bir kurumdur. Beni AA’ya 1992 yılında göreve başlatan, bugün İstanbul Üniversitesi’nde saygın bir Profesör olan o günün AA İstanbul Bölge Müdürü Atilla Girgin’di.

Her gazeteci AA’da çalışma arzusunu taşır. O dönem bende bu arzu ile AA’da çalışmak istedim. Değerli hocam Prof. Dr. Atilla Girgin beni gazetecilik konusunda oldukça hesaba çekmişti. Gazetecilik meslek ilkelerine bağlılığı ve milletin doğru haber alma konusundaki hassasiyetinin içime işlemesinin en önemli aktörü oldu Atilla hocam. Fırsat gelmişken, kendisine minnet ve şükran borcumu buradan belirtmeliyim.

31 Mart Yerel Seçim sonuçlarının bildirilmesi süreci ile alakalı Ajansın siyasallaştığı ve iktidar için çalıştığı söylemlerinden hareketle şimdiki genel müdür Şenol Kazancı neredeyse her yazılı ve görsel basında adeta linç edilmek isteniyor.

Öncelikle şunu belirtmeliyim. AA her dönemde iktidara bağlı çalışır. Oranın genel müdürü iktidar tarafından atanır ve ajans da bütçeden pay alır. Şenol Kazancı’nın başbakan ve Cumhurbaşkanı danışmanlığı yapması üzerinden eleştirmek en önemli yanlıştır. Hele hele okuduğu okul üzerinden eleştirmek hiç etik değildir. Gazeteciliğini konuşanlar da AA’nın geçmiş dönem genel müdürlerine iyi baksın.

Şenol Kazancı’yı başbakanlığı döneminde Binali Yıldırım’ın birkaç toplantısında gördüm. Nezaketine ve yüksek ahlak değerlere sahip olduğuna orada tanık oldum. Bunun dışında yakinen de tanımam. Ama hakkını teslim etmenin bir sorumluluk olduğunu söylemek durumundayım.

Benim dönemimde gazeteler ve TV’lerde çok usta gazeteciler görev yapardı. Ajansın haberlerini çoğu zaman almaz, kendi muhabirinin aynı konudaki haberini yayınlardı. Böylece birçok gazete ajans ile rekabet halindeydi. Habercilikte rekabet olduğu için her yayın organının okur kitlesi oluşmuştu. Birçok gazeteci de böylece özel haberlerle öne çıkar, gazetecilerin bile sayısız özel okurları olurdu. Şimdi sosyal medya takipçileri gibi okurlar gazetelerinden o isimler takip edilirdi.

Şimdi ise tüm basın neredeyse sadece AA’dan haber alır ve hepsi aynı nakaratı tekrarlar oldu. Bu nedenle neredeyse hemen her gazete ve TV’ler aynı haberleri verdiğinden okur oranları oldukça düştü. Güvenirliği çok zayıfladı. Basın camiasında şimdi daha ucuza ve daha az adamla habercilik yapma konumuna geldi. Bu duruma gelen medyanın AA’yı suçlaması, kendi kusurlarını örtmesinden başka bir şey değildir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daveti ile Külliye’deki TRT Word açılışı toplantısına katılmıştım. Sayın Erdoğan’ın orada habercilere şöyle seslendiğini hatırlıyorum: “Taraflı habercilik değil, doğru habercilik yapın.” Bu doğru bakış açısı ile de değerli hocam Prof. Dr. Atilla Girgin’in sosyal medya hesabından AA ile ilgili paylaştığı şu görüşünü aktarmak istiyorum:

“AA’da 1968-1994 yılları arasında, değişik siyasi partilere mensup 7 başbakan ve 16 bakanın yanı sıra 8 genel müdürle, alnı hep dik olarak çalışmış eski bir sorumluyum. Bu çerçevede, dürüst, saygıdeğer ve fedakâr çalışma arkadaşlarımın da sayesinde, onurlu geçmişime dayanarak, AA’nın yerel seçimlerin sonuçlarına ilişkin yayınlarından rahatsız oldum. Dolayısıyla bu kuruma ‘hasbelicap’ getirilmiş bazı sorumlulara ve onlara akıl verenlere, 1 Nisan 2019 tarihinden itibaren, çalışma ve yayın yönetmenlerini gözden geçirerek, yeniden düzenleme ve meslek kurallarına uyma konularında öneride bulunmak istiyorum.”

Ben de Atilla Hocam gibi düşünüyorum. Çünkü hata yapan bedel ödemezse hataların önüne geçilemeyeceği gibi, güvenirlik sorunu da artar.

Selam ve dua ile…